Trompet : Alooo Ruh hali naber? Nasılsın?
Ruh Hali : İyilik be Trompet abey sen nasılsın?
Trompet : İyi bendende işte azil süreci falan var ya, kafam orda biraz.
Ruh Hali : Ya sorma senden iyisinimi bulacaklar takma kafanı. Abey şu savaş işi n’olacak şimdi? Geriyoz mu ortamı yoksa,yatıştırıyoz mu?
Trompet : Bende onun için aradım. Ya arkadaş sen ne garip adamsın ya. Ukrayna uçağını düşürmek ne demek kardeşim?
Ruh Hali : Abey ses etme kepazelik bizde.
Trompet : Savaş uçağı desen savaş uçağı değil, füze desen füze değil, Amerikan uçağı desen Amerikan uçağı değil. Ne kafası sizinki oğlum böyle? Birde bi vurmadık diyon,bi vurduk diyon.
Ruh Hali : Abey füze kumandası kuzenimdeydi o vurmuş inanki.
Trompet : Oğlum biz seni Amerika’da “Ortadoğu’nun eli kanlı, dünyayı tehdit eden canisi” diye tanıtıyoruz millete. Senin yaptığına bak. “Bu ahraz mı bizim savaştığımız cani?” deseler ne diyeceğim ben? Zaten geçen Süleymanoğlu’nun cenazesini de Amerikan arabası ile gömdünüz.
Ruh Hali : Hee bizde otomotiv diye bir şey yok abey.
Trompet : Oğlum sizde ne var ki zaten? Amerikan arabasına kadar bulamadınız mı? Bari Japon arabası ile defnedeydiniz adamı. Dünyaya, hem sizi öldürürüz hem de cenazenizi kaldırırız mesajı vermiş olduk.
Ruh Hali : Öyle oldu demi abey.
Trompet : Cenaze töreninde de elli kişiyi kendiniz öldürdünüz. La oğlum biz bir adam öldürdük, siz cenazesini kaldırırken kendi kendinize elli adam öldürdünüz. Bu ne ya?
Ruh Hali : Abey bizde adam çok, sen merak etme.
Trompet : Ruh Hali, oğlum, niye anlamak istemiyorsun bana adam gibi düşman lazım. Amerika’da sizi dünyaya tehdit diye yutturamazsak biter bu savaş ayağı. Biz seni “dünyaya nükleer saldırı yapacak” diye kaptırıyoruz, sen füze diye yolcu uçağı vuruyon. Böyle giderse bu ilişkiyi gözden geçirmemiz lazım.
Ruh Hali : Abey nasıl konuşuyorsun yıllardır beraber dünyaya neler neler yaşattık? Ben yıllarımı verdim sana. Bir kalemde silip atamazsın.
Trompet : Yaşandı bitti, olur valla.
Ruh Hali : Abey sen bilüsün etme. Bak benim ülkede millet yine ayaklandı. Özgürlük, insan hakları, demokrasi falan istiyorlar. “Seni yok edeceğim” diye söz verdim millete. Kadınlara bile hak vermek zorunda kaldım. Sen gibi düşmanı nereden bulacağım ben?
Trompet : Ya ben napayım? Beni düşünen varmı? Bir tarafta millet “tüm dünyayı niye kana buluyoruz?” diye bozuk atar, barış ister, bir taraftan küresel petrol şirketleri ensemde savaş ister. Bıktım valla, 70 yaşında adamım, emekliliğim gelmiş,verecem dilekçeyi bitecek.
Ruh Hali : Petrol şirketleri ne ayak abey?
Trompet : Oğlum asıl patron onlar, biz hizmetçiyiz. Onlar getirir onlar götürür adamı.
Ruh Hali : Ha, ben ipler sende sanıyordum, sende kuklasın bencileyin yani
Trompet : Uyandırma milleti, kuyruğu dik tutalım yeter.
Ruh Hali : Tamam napıyoz şimdi-Geriyoz mu ortamı, yoksa yatıştırıyoz mu?
Trompet : Ben sana haber veririm, sen kendi kendine fişirdeme yeter.
Ruh Hali : Ayıp ettin abey. Sana haber vermeden füze atmam, sen canını sıkma.
Trompet : La oğlum haber vermesen nolacak? Ben buradan senin tuvalete gittiğini görüyom, füze attığını mı görmeyeceğim. Füzen var mı? Yoksa veriyim, bak lafı olmaz aramızda.
Ruh Hali : Var abey. Potin sağ olsun. Eksik bırakmaz. Abey bir şey diyecem sana, sen bilüsün hayır deme.
Trompet : Söyle ne var?
Ruh Hali : İki tanede İsrail’e atıyım nolur. Benim ülkede çok prim yaparım.
Trompet : Sakın ha. Bak o zaman gerçek savaşı görürsün. Ortadoğu’da kan dökülmesine müsaade edemem.
Ruh Hali : Abey her gün yüzlerce adam ölüyor zaten.
Trompet : Onlar Müslüman.
Ruh Hali : Hee.
Trompet : Neyse kapatıyorum artık, bir sürü işim var. Sana karşı dünya kadar yaptırım kararı alacağım daha.
Ruh Hali : Valla bizde akşam namazından sonra sana beddua edeceğiz anca yetişirim. Yengeye selam söyle görüşürüz.
Trompet : Sağol gözüm, sende yengeye selam söyle
Ruh Hali : Hangisine abey?
FEZA TİRYAKİ