Cezaevinden korona izniyle köyüne dönen öfke kurbanı Yakup Özkan, hortumla suladığı ormanlık alanı kanlıca mantarı tarlasına dönüştürdü.
Kayınpederine kızıp ateşe verdiği evle birlikte köydeki 6 evi yakmaktan 20 yıl hapis cezasına çarptırılan Özkan, yetiştirdiği mantarları kilosu 50 liradan satıyor.
Taşköprü’nün Paşa köyünde şaşırtıcı bir güzellik yaşanıyor.
Bu güzelliği yaratan ise, 7 yıl önce köyde büyük bir yangına sebebiyet veren Yakup Özkan.
Kayınpederine kızıp ateşe verdiği evle birlikte köydeki 6 evinyanmasına sebep olmaktan 20 yıl hapis cezasına çarptırılan Özkan, bu kez ateşle değil su ve sabırla gündeme geldi.
Cezaevinden koronavirüs izniyle köyüne dönen öfke kurbanı Yakup Özkan, 100 metrelik hortumla günlerce suladığı, başında nöbet beklediği ormanlık alanı kanlıca mantarı tarlasına dönüştürdü.
İzinli çıktıktan sonra köyde ilk olarak evleri yanan vatandaşlarla helalleşen Özkan, gelir elde etmenin yolunu cezaevinde katıldığı mantar yetiştiriciliği kursundan edindiği bilgiyle buldu.
Köyün ek gelir kaynağı olan mantarın bu yıl kuraklık nedeniyle çıkmayışından ve köy yakınındaki çeşmenin işlevsizkalmış olmasından da esinlenen Özkan, 200 metre uzunluğu hortum satın alarak ormanlık alanı sulamaya başladı.
Özkan, 25 gün boyunca sabahtan akşama hem sulayıp, hem de hayvanların girmemesi için nöbet tuttuğu alanda kanlıca mantarını yetiştirmeyi başardı.
Yaklaşık iki aydır köylerine yağmur yağmadığını söyleyen Yakup Özkan, “Harçlığımı çıkartmak için ne yapabilirim diye düşündüm. Bu fikir aklıma geldi. Burada küçük bir ormanlık alan vardı, ama çöple kaplıydı. Çöpleri temizledim. Köyümüze giden bir su hattı vardı. Bostanlar bozulduğu için kimsenin suya ihtiyacı kalmamıştı. Baktım çeşmedeki su boşa gidiyor, dereye doğru akıyor.
İlçe merkezine giderek 100 metre uzunluğunda hortum aldım ve mantar yetişeceğine inandığım için burayı sulamaya başladım” dedi.
Ormanlık alanı 17 Eylül’de sulamaya başladığını belirten Özkan, bu süreci şöyle anlattı:
“İlk 15 gün toprağı suya doyurdum. Ondan sonraki aşamada kitaplardan, kurslardan öğrendiğim kadarıyla nemlendirme işine geçtim. Her 10 dakikada bir nemlendirerek, bazen de 20 dakika civarında nemlendirerek ormanın içerisinin nemine göre sulamaya başladım; kurudukça nemlendirdim.
Bir haftadır mantarlar bitmeye başladı. Hepsi üst üste bitiyor. Bir grupta 30’a ulaşan kanlıca mantarı bulunuyor. Toprak, bir metrekare alandan bir kilo çıkacak şekilde mantar vermeye başladı. Ben de satış yapmaya başladım. 10-15 kilogram şimdiye kadar sattım. Kilosunu 50 liradan veriyorum. Alanda var. Şu anda Karadeniz bölgesinde bildiğim kadarıyla Kanlıca mantı bulunmuyor. İnşallah emeklerimin karşılığını alacağım. 25 gün boyunca burada mücadele verdim. Sabah 6’da geldim, akşam 7’de eve gittim. Allah bereket versin, harçlığımı çıkartmaya başladım. Aileme de bir destektir bu. İnşallah cezaevinden de çıkınca aynı işi yapacağım.”
“Bana gülüp, dalga geçtiler”
Ormanlık alanı hortumla sulamaya başlamadan önce çevresindekilerin kendisine güldüğünü, hatta dalga geçtiğini söyleyen Özkan, “Ben, bu işe başlamadım önce kısmen bazı dedikodular kulağıma gelmeye başladı. Kimisi güldü, kimisi dalga geçti, orman sulanır mı, bu şekilde mantar biter mi? Değişik değişik konuşanlar oldu, ama buyursunlar gelsinler baksınlar, buradan kendilerine mantar da ikram edeyim, para falan da istemez” dedi.
“Tahliye olunca mantar ve salep işini yapmak istiyorum”
Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Koronavirüs nedeniyle izne gönderildik. İznimiz üç defe 3’er ay olarak uzatıldı. Benim iki yıllık bir cezam kaldı. 8 yıldır cezamı çekiyorum. 20 yıl ceza aldım mala zarar verme suçundan. Yangında bütün köylüler zarar görmüş… Devlet kendilerine yardım etti, evlerini yaptırdılar. Ben de cezaevinden izne gelince çoğunlukla evleri yananlarla barıştım; görüşüyorum, selamlaşıyorum.
Her çeşit mantarı iyi bilirim. Şu anda hayvanımız, bağımız bahçemiz yok. Tarım ve hayvancılıkla uğraşamıyoruz, annem babam yaşlı. Ben, iş yurtlarına da başvurdum. Oradan dergiler, kitapçıklar istedim. Cezaevinde boş zamanlarımda mantar yetiştiriciliği okudum. Salep yetiştiriciliğini okudum. Kurslara da katıldım. İnşallah tahliyemden sonra devletimizin de desteğiyle hem hayvancılık yapacağım, bir taraftan da mantar ve salep işini yapmak istiyorum.”
İHA