Köy-Koop, dikili satış ve yıllara sâri ihaleli satış uygulamasının orman köylüsünde yarattığı sıkıntıyı ve çözüm taleplerini duyurma çabalarını sürdürüyor. İlçe orman kooperatiflerinin temsilcileriyle gerçekleştirilen toplantının ardından konuşan Köy-Koop Başkanı Erol Akar, “Uygulamaya konulacak ‘yıllara sâri ihaleli satış modeli’, orman köylüsünün mağduriyetinin yanında yerel ekonomilerin ciddi zarar görmesine neden olacaktır. Yıllardır seslendiriyoruz, ama maalesef bir adım bile ilerleyemedik. Bu konuda bürokrasinin, siyasetin sessiz kalmasını da asla doğru bulmuyoruz” diye konuştu.
Bu uygulamayla orman işçiliğinden il ekonomisine girmekte olan yıllık 500 milyon liranın da kesileceğine işaret eden Akar, “Yapılacak olan ihaleli satış ile bu bedel bir veya bir kaç firmaya verilecek, dolayısıyla yerel ekonomiye intikali söz konusu olmayacaktır. İhaleli satış uygulamasının, orman köylüsünün içinde yaşadığı ormanlardan yararlanmasını engelleyen, örgütlü yapısına zarar veren, yerel ekonomileri zafiyete uğratan hatta ekolojik değerleri zarara uğratan bir uygulama olduğu ortadadır. Üstelik bölgemizin diğer bölgelere göre alternatif gelir kaynakları yoktur” dedi.
Kastamonu Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği (Köy-Koop), ilçelerin orman kooperatifleri temsilcileri ile bu alanda yaşanmakta olan sorunların görüşüldüğü bir toplantı düzenlendi.
Toplantı sonrasında bilgilendirmede bulunan Birlik Başkanı Erol Akar, ormancılık sektörünün ve orman köylüsünün durumu hakkında açıklamalarda bulundu.
“ÖZEL SEKTÖRCÜ YAKLAŞIM”
Akar, şunları söyledi:
“Anayasanın 169’uncu, 170. ve 171. maddeleri ve yapılan yasal düzenlemeler ile ormanların, orman köylüsünün ve kooperatif örgütlenmenin desteklenmesi öngörülmüştür. Son yıllarda yasa yapıcılarının ve uygulayıcıların ormanlara ve orman köylüsüne bakış açısının değiştiğini, özel sektörcü bir yaklaşım sergilendiği, üretimin ve üreticinin giderek itibarsızlaştırıldığını görüyoruz. İşletmelerde kârlılık ve bilanço değerleri ön plana çıkarılmış, dolayısıyla orman köylerinde yaşayan ve geçimi orman işçiliği olan binlerce insan alternatif gelir kaynakları olmadığından evini köyünü terk etmek zorunda kalmıştır. Üretimin ve istihdam temelli kalkınmanın öneminin vurgulandığı günümüzde ormanlarımızın yerel ekonominin, sanayinin gelişimine katkıları ve yarattığı istihdam unutulmamalıdır.”
“YEREL EKONOMİ 500 MİLYON TL’DEN OLACAK”
Orman Yasası’nda yapılan değişikliklere değinen Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Orman Yasası’nda yapılan değişiklikle beş yıllık süre ile yıllara sâri olarak ormanların üretim hakkının ihale ile satışının yapılabileceği hükme bağlanmıştır. Uygulamaya konulacak olan ‘yıllara sâri ihaleli satış modeli’, orman köylüsünün mağduriyetinin yanında yerel ekonomilerin ciddi zarar görmesine neden olacaktır. Bir örnek ile açıklamak gerekirse: İlimizde her yıl 4 milyon metreküpü aşan üretim yapılmakta, Kastamonu ekonomisine orman üretim işçiliğinden dolayı her yıl yaklaşık 500 milyon TL girmektedir. Yapılacak olan ihaleli satış ile bu bedel bir veya bir kaç firmaya verilecek, dolayısıyla yerel ekonomiye intikali söz konusu olmayacaktır. Bu uygulama her anlamda bölgesel olarak büyük hasara neden olacak, özellikle ilimizde ve çevre illerde başka alternatif geliri olmayan yöre esnafından tüccarına, nakliyecisine kadar o yörenin, insanı ve ekonomisi olumsuz yönde etkilenecek. Öyle ki, bazı ilçelerde ekonomi durma noktasına gelebilecektir. İhaleli satış uygulamasının, orman köylüsünün içinde yaşadığı ormanlardan yararlanmasını engelleyen, örgütlü yapısına zarar veren, yerel ekonomileri zafiyete uğratan hatta ekolojik değerleri zarara uğratan bir uygulama olduğu ortadadır. Üstelik bölgemizin diğer bölgelere göre alternatif gelir kaynakları yoktur.”
“ORMAN KÖYLÜSÜ
DİKİLİ SATIŞA ZORLANIYOR”
Orman köylüsünün içinde bulunduğu durumdan rahatsız olduğunu söyleyen Erol Akar, “Bölge Müdürlüğümüzce Orman Genel Müdürlüğü tarafından verilen hedeflerin çok üzerinde dikili satış gerçekleştirilmekte buna rağmen işletmelerde orman köylüsü ve kooperatifler dikili satışa zorlanmaktadır” diyen Akar, “Son günlerde özellikle üretim fiyatlarında az da olsa yapılan zamma rağmen fiyatlar geri gelmiştir. Orman Genel Müdürlüğünce uygulamaya konulan 310 numaralı tebliğ ile yapılan değişikler, sorunun çözümüne katkı sağlamamıştır. Fiyat artışı beklenirken tam aksine fiyatların geri geldiği görülmektedir. Fiyatlandırmaya Orman Genel Müdürlüğü’nün maliyet artışları yansıtılırken, üretim yapanın maliyet artışları dikkate alınmamaktadır. OGM’nin satışları belki de tarihi boyunca bu kadar yüksek fiyatlar bulmamıştır. Ne satış sorunu, ne de fiyat sorunu vardır. Bu olumlu gelişmenin üretim fiyatlarına yansıtılması gerçekleşmemiştir. Orman köylüsü bundan son derece rahatsızdır” dedi.
“İYİ BİR PLANLAMA FIRSATI”
Köy-Koop Başkanı, şöyle konuştu:
“Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü en fazla üretim yapılan, özellikleri itibariyle bir laboratuvar özelliği taşıyan bir alandır. Geçmiş dönemlerde zaman zaman personel sıkıntısı yaşanmakta, makine parkının yetersizliği nedeniyle altyapı hizmetleri yeterince yerine getirilememektedir. Üretim alanında damga yapacak personel bulunmamakta, işletmeler tarafından kooperatif yöneticileri bile ücretsiz olarak damga işinde çalışmaları konusunda zorlanmaktadırlar. Kastamonu Üniversitesi’nin, YÖK tarafından ormancılık ve tabiat turizmi konusunda ihtisaslaşması öngörülmüştür. Bu durum bölgemiz için önemli bir avantaj sağlayacaktır. Son yıllarda gündeme gelen tarımsal ormancılık, sosyal ormancılık konuları bölgemizin özellikle tarım ve hayvancılık bölgesi olması nedeniyle özel önem arz etmektedir. İyi bir planlama yapılması durumunda ve bu durumun önemli bir fırsat olduğunun özellikle altını çizmek isteriz.”
“KASTAMONU EKONOMİSİNİ
CİDDİ BİR TEHDİT BEKLİYOR”
Mevzuat ile ilgili sıkıntılarının da olduğuna dikkat çeken Akar, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Kastamonu ekonomisini etkileyecek bazı yasal düzenlemeler gündeme geldi. Dikili satış ve yıllara sâri ihaleler satış konusu yıllardır beri seslendiriyoruz, ama maalesef bir adım bile ilerleyemedik. Hatta daha da kötüye gitti. Bu konuda bürokrasinin, siyasetin sessiz kalmasını da asla doğru bulmuyoruz. Çünkü arkadaşlarımızın ciddi sıkıntıları var. Yıllara sâri ihaleli satışlar çıktı. Bu yöntemle il dışından firmalar ihaleyi alıyor. O firmalar orada üretim yapıp, paraları kendi alınca, az önce bahsettiğim 500 milyon TL Kastamonu ekonomisine girer mi? Girmesi mümkün değil. Orman köylüsünü orada çalıştırırlar mı? Hayır. Bazı ilçelerimizin ekonomisi orman köylüsü sayesinde yürüyor. O 500 milyon TL bizim ilçelerimizden, köylerimizden geliyor. Bizim en büyük endişemiz bu yasal mevzuattan dolayı Kastamonu ekonomisini ciddi bir tehdit bekliyor. Biz bunu anlatmaya çalışıyoruz. Sıkıntılarımızın hepsinin çözümü var. Çözüm önerilerimizde var. Kastamonu Üniversitesi, ormancılık ve tabiat turizmindeihtisaslaşan bir üniversite statüsüne kavuştu. Bu Kastamonu ciddi bir fırsat. Bunu her kesimin iyi değerlendirmesi lazım. Son yıllarda tabiat turizmi konusunda tarımsal ormancılık ve sosyal ormancılık kavramları çıktı. Bunların hepsi tarımsal ormancılığın, turizmin gelişmesi için bir fırsat. Fakat bunların önüne birilerinin düşmesi gerekiyor. Ormancılık teşkilatı şu anda ne yapıyor? Ağaç kesip, satıyor. Başka yaptığı bir şey yok. Bu sorunların hepsi Kastamonu’nun ciddi bir yarasıdır. Bu konudaki raporlar her makama gitti. Ormancılık sektörünün çok ciddi sorunları var ve bunların hepsi çözülebilecek sorunlar.”
CENGİZ MUHZİROĞLU