Orman varlığında ülkemizde bir numarayız, kırkbirkere maşallah işletmelerimiz orman envali satışına yetişemeyip her yıl rekor üstüne rekor kırıyorlar, gelir liginde şampiyonluğu başka vilayetlere bırakmıyorlar…
Bu kadar bereketli ekonominin içinde orman köylümüzün hali ise yıllar yılıdır merhem bekleyen yara.
Ormanlarımızdan kamuya akıyor para…
Bulabilirsen orman köylümüzün cebinde para ara babam para ara.
Sağımız orman solumuz orman, önümüz orman arkamız orman, yer orman gök orman…
İçinde yaşayan köylüsüne hak ettiği oranda faydası olmadıktan sonra, merak ediyorum acep kime orman?
Kastamonu’da ağaç, denizde kum, gökte kuş…
Orman köylüsü mevcut sistemle güreşinde habire oluyor tuş ütüne tuş.
Birlikten kuvvet doğurmadıkları için kabahatin büyüğü orman köylüsünde desen hiç değil, dünya kooperatifçiliğine örnek olacak şekilde, ülkemizde orman köylülerinin üretimdeki günücü aynı çatıya toplamak maksatlı kurulan en kral kooperatif örgütlemesi bizdeyken üstelik halleri harap…
Düşünmeden edemiyor insan bu nasıl iştir ya Rab?
İlimizin zengin orman varlığına rağmen göç veren yerleşimler içinde başı çeken orman köylülerimizin dertleri çok ama çok fazla…
Kusura kalmasın siyasiler ama bu işler geçiştirilecek gibi değil bol lafla.
Orman köylülerimiz bugün ilimizde makam ziyaretleri ile toplantılar arasında mekik dokuyacak Bakan Eroğlu’na seslerini duyurabilirlerse duyuracaklar…
Yok rastlaşamazlarsa Eroğlu ile eğer aynı dert yumağının içinde boğuşmaya devam edecekler.
Kastamonu’da orman, köylümüzde dert…
Yükselen maliyetler karşısında düşük kalan birim işçilik fiyatlarından tutun da ilimizin özgül şartları dolayısıyla köylüye zarardan başka bir fayda getirmediği iddia edilen “Dikili satış” uygulamasına kadar derya deniz.
Yetmezmiş gibi hadi bi de komple kiralansın da uzun yıllar boyu ormanlar özel şirketlere…
Tastamam düşsün orman köylerinin yolu gurbet ellere.
Uzun lafın kısası…
Derde derman olmazsa Bakan Eroğlu, ağlamaya devam edecek orman köylümüzün anası.