Kastamonu Rotary Kulübü’nün meslek sahiplerine gösterdiği vefa, ilimizin insan zenginliğini bir kez daha gözler önüne serdi…
Merkez’den Çatalzeytin, Devrekani’ye vilayetimizin dört bir yanı maşallah, mesleklerinde gösterdikleri hüner ve yüksek ahlak düzeyi nedeniyle omuzlarda taşınacak ustalarla dolu.
Her birinin meslek ve hizmet hikayelerini dinlerken gıpta ettim, imrendim, şevkle dalgalandıkça yüreğim duygularımı çekecek sakin bir liman aradım…
Karla karışık sert bir soğuk serilmişken sokaklara, gönlüm buram buram terledi.
Mesleklerinde 3 üstat; “Ahmet Sirkeoğlu, Emin Turkay Öztürk ve Sedat Kızılcı”…
Mesleğini aynı zamanda topluma bir hizmet aracı olarak değerlendiren 3 nadide “öğretmen”.
“Demire Çiftetelli oynatan usta” Ahmet Sirkeoğlu…
Devrakani’de 50 yıllık “sıcak demir” ustası. Dede mesleğini sürdürüyor, ilkokuldan beri ocağın başında. Her ne kadar genel havayı tarif için “Eskiden sanatın bir hükmü vardı, şimdilerde kalmadı. Fabrikasyon çıktı, sanatkara saygı bitti” dese de, Devrekani’nin “köşetaşı” isimlerinden besbelli. Kendisine gösterilen saygı da, sevgi de sonsuz. Hak ediyor çünkü. İş alet-edevatı ile müzik çalan bir sıcak demir ustası görmediyseniz bir zahmet Ahmet Usta’nın iş yerini ziyaret ediverin. Demir döverken “Çiftetelli” nasıl çalınırmış görürsünüz böylelikle, “Misket” havası yahut.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne naçiz önerim…
Ahmet Sirkeoğlu’nu UNESCO Somut Olmayan Kültür Mirası’na önersinler, ilimizin eli boş dönmeyecektir kesinlikle.
Çatalzeytin’in “Don Kişot”u Emin Türkay Öztürk…
34 yıl önce çıkarmaya başladığı “Çatalzeytin Mektubu” gazetesine ve Çatalzeytin’e olan aşkı sebebiyle memuriyetten istifa etti, ilçesine döndü. Gazete çıkardı, kitap yazdı, ilçenin kültür hayatını geliştirmek için ne gerekiyorsa onu yaptı. Gazetecilik mesleğine nasıl sevdalıysa doğaya da aynı derecede tutkun olduğu için çevreyi bozmaya namzet kah taş ocaklarına kah sahillerin yok edilmesine kah HES’lere karşı mücadeleye ömrünü adadı.
O siyah renkli gözlüklerinin ardından bakan aydınlık gözleri var ya…
Çatalzeytin’in “Emin” yüreklerde olduğunun işareti.
“Sporun Mehmetçiği” Sedat Kızılcı…
Sedat Kızılcı’yı o kadar güzel anlattı ki Ahmet Zafer Ergün, birkaç kelimesinde bir ansiklopediyi okumuş kadar olduk. Kızılcı ile Kastamonuspor’un en zor yıllarında geçen mesaisi, kırk yıl düşünülse bulunamayacak bir tarif olan “Sporun Mehmetçiği” ifadesini Ergün’e apansız söyletiverdi.
1957 yılında doğdu Kızılcı, Ticaret Lisesi’ni ardından Eğitim Enstitü’sünü bitirdi, köy öğretmeni oldu…
Yaşadığı sağlık problemi nedeniyle yeşil sahalardan uzak kalana kadar, bir spor adamından önce, “gönül adamı” oldu.
Yüzlerce sporcu yetiştirdi…
Binlerce insanın her derdine derman olmak için koştur babam koşturdu.
Kadir kıymet bilenler için bir uçtan diğer uca insan hazinesi ile yüklü bu vilayet…
Sağlıklarında omuzlarda taşınacak.