Psikolog & Psikoterapit Mert DRAVOR
MERT DRAVOR PSİKOLOJİ KLİNİĞİ & AKADEMİ
•••
Okul fobisi, kaygı bozuklukları başlığı altındaki özgül fobiler ( özgül olarak okul ortamından korkma ) kategorisinde geçmektedir. Okul fobisi, okula devam etmede veya bir okul günü boyunca okulda kalmada çocuktan kaynaklanan güçlükler olarak tanımlanmaktadır.
Çocuğun okula gitmeyi reddetmesi, derslere devam etmeyip okuldan ayrılması, okul günlerinde karın ağrısı gibi psikosomatik yakınmalar veya öfke patlamaları gibi davranış sorunlarının olması, okula gitmek yerine bakım verenleriyle evde kalmayı tercih etmesi görülebilir.
Okul fobisi her yaş grubunda ortaya çıkabilir ancak belli geçiş dönemlerinde özellikle 5-6 ve 10-11 yaşlarında görülme sıklığı artar.
Okul fobisi birçok farklı çocukluk çağı psikiyatrik bozukluğu ile ilişkili olabilir. En sık ayrılık kaygısı ile birlikte görülmektedir.
OKUL FOBİSİ ASLINDA “AYRILIK ANKSİYETESİ”OLABİLİR
Okul korkusu olan çocukların korkuları; okulun kendisine yönelik olmaktan çok, bağlı oldukları kişiyi kaybetmekle, bir daha görememekle, ondan ayrılamamakla ya da güven duydukları ortamdan uzak kalmaya tahammül edememekle ilgilidir. Ayrılık anksiyetesi bozukluğu olarak adlandırılan bu durum, okul öncesi dönemde aşırı özenle büyütülme, tüm gereksinimleri eksiksiz karşılanma, sürekli korunma ve bu şekilde memnun edilerek çocuğun sevgisini kazanma çabasına girişen aşırı koruyucu annelerin çocuklarında daha sık görülür.
Bu tür bir korku geliştiren çocukların anneleri ile ilişkisinde normalin çok ötesinde karşılıklı aşırı bağımlılık söz konusudur. Bu patolojik karşılıklı aşırı bağlanma çocuğun annesinin gözünün önünde olmaması durumunda, annesinin veya kendisinin başına bir şey gelmesinden endişe eder hale getirir. Yaşadığı güvensizlik çocuğun evden ve annesinden uzaklaşmasına izin vermez. Çocuğu korkutan şey okulun nesnel olarak varlığından çok anneden ayrılmak ile ilgilidir. Bu bağın temeli hiç kuşkusuz ki annenin kaygılı mizacı ve kişilik özellikleri tarafından atılır. Tedavi arayışında olan, okula gönderemediği çocuğunun geleceği ile ilgili kaygılara kapılan anne aynı zamanda ne yazık ki çocukta gelişen okul reddinin temel kaynağı olabilmektedir.
OKUL FOBİSİ ŞIMARIKLIK DEĞİLDİR
Aileler bu durumu bazen şımarıklık olarak algılamakta okul dışı zamanlarda çocuğun gayet neşeli ve mutlu görünüyor olmasını öfke ile karşılayabilmektedir.
Aile çocuğunun korkusunu inandırıcı bulmayıp çözüm için zorlama ve tehdit yolunu seçtiğinde durum daha da işin içinden çıkılmaz hale gelir. Ama bilinmelidir, biz büyüklerin bazen küçümseyip, ciddiye almadığı bu korku; gerçek bir korkudur, çocuğun okulu sıkıcı bulduğu için uydurduğu bir bahane değildir. Ayrılmakla, sevdiklerini bir daha görmemekle, kendini güvende hissetmemek ile ilgilidir ve oldukça yoğun olarak yaşanır. Sadece okul zamanları ağrıyan karnı, aileyi kandırma çabasının bir göstergesi değil, anksiyetesinin ne denli boyutlara ulaştığının fizyolojik bir kanıtıdır. Birçok kez okula gitmek istediğini bunun için hazır olduğunu söylese de okul zamanı gelince bunu başaramaması en çok çocuğu hayal kırıklığına uğratır.
OKUL FOBİSİ TEDAVİSİ
Okul fobisi sürecinde en iyi yaklaşım bilişsel davranışçı terapidir. Aynı zamanda ailenin doğru tutumları sergilemesi adına bakım veren kişilerle de çalışmak gereklidir. Bilişsel yaklaşımda çocuğun kaygıya neden olan düşüncelerini tanıması ve denetlemesi sağlanarak gerçek dışı ve uygunsuz düşüncelerle baş etmesi amaçlanmaktadır.
Planlanan tedavi sürecinde, okul çalışanları ile işbirliği, ebeveyn ile okul arasında iyi bir bağlantı kurulması önemlidir. Okula düzenli olarak gitmeleri için çocukları teşvik etmeyi amaçlayan uygun bir davranış yönetiminin planlanması yardımcı olur.
Her çocuğun adaptasyon süreci farklı olur. Ancak bazı küçük önerilerle bu süreç kolaylaştırılabilir.
Öncelikle çocuğunuzu okulla ilgili hikâyeler anlatarak ve okul hakkında sohbet ederek okulla ilgili duygusal olarak hazırlayabilirsiniz.
Ebeveynleri olarak ön elemeyi yaptıktan sonra seçtiğiniz okulu okul süreci başlamadan çocuğunuza gösterebilirsiniz. Eve geldiğinizde sınıfının ve okulunun birlikte resmini çizebilir ve resim üzerine konuşabilirsiniz.
Çocuğunuzun okula ve öğretmenine güvenebilmesi için öncelikle ailesinin güvendiğini bilmesi gerekir bu sebeple çocuğunuzun yanında öğretmeni ve okul hakkında negatif konuşmalar yapmaktan kaçınmalısınız.
Çocuğunuzun okula nasıl ve kiminle gideceği ve okuldan tam olarak saat kaçta alınacağını bilgilerini mutlaka çocuğunuza öncesinde vermelisiniz ve mutlaka tam olarak verdiğiniz saate okulda olmalısınız.
Okula ilk gittiği gün kısa sürelerle başlayarak gün ve gün okulda kalma süresini arttırarak süreci devam ettirebilirsiniz.
Okula gitme konusunda aile bireylerinin tümünün kararlı ve ısrarlı olması gerekir. Özellikle anne ve baba olarak mutlaka aynı tutumu sergilemelisiniz ve asla diğer çocuklarla kıyaslama yapmamalısınız.
Okula aşamalı geri dönüş, okula geri dönmeyi kolaylaştırmaktır. Çocuğunuzla beraber anlaşma yaparak ilk hafta sınıfta yanında bekleme, 2.hafta kapıda bekleme, 3.hafta evde bekleyeceğinizi anlaşabilir ve okula düzenli gittiğinde onu motive etmek için daha çok manevi bir ödül verebilirsiniz.
Kaygı durumunu çocuk elinde olmadan yaşamaktadır, en önemli yaklaşım ona karşı gösterilecek anlayıştır. Bu durumun geçici olduğu, başka çocuklarda da görüldüğü ve iyileşebildiklerini anlatmak iyi olabilmektedir.
Bütün bunlara rağmen sorun devam ediyorsa mutlaka çok gecikmeden bir uzmandan destek almalısınız.
Mert Dravor Psikoloji Kliniği & Akademi’de okul fobisi ve ayrılık anksiyetesi konularında terapi ve danışmanlık hizmeti verilmektedir. İhtiyaç duyulması halinde kliniğimizi arayarak bilgi alabilir ve randevunuzu planlayabilirsiniz.