Üniversiteden beklentisini tamamen öğrenci nüfusu yoğunluğu üzerine kurgulamasına rağmen ilimiz, konuk ettiği öğrencilere gerekli sosyal olanakları sunmakta sınıfta kaldı…
Mevcut durum itibarıyla eğitim şehri olduk veya olacağız minvalindeki beyanatlarımız desteksiz sallamaktan başka bir şey değil.
Üniversite Araştırma Laboratuarı (ÜniAr) kurcuları Prof. Dr. Engin Karadağ ve Prof. Dr. Cemil Yücel “Öğrenci Dostu Üniversite Şehirleri Araştırması” sonuçlarını açıkladılar…
“Üniversite öğrencileri okuduğu şehirden ne kadar memnunlar?”. Soru bu.
Araştırma bu yıl 81 ildeki 108 devlet üniversitesi ve 56 vakıf üniversitesinde yapıldı…
33 şehir öğrencilere memnuniyet sağlarken, 36 şehir sınıfta kaldı, 12 şehir arada derede kaldı.
İlimiz 6 kategori içinde sondan ikinci kategoride, “Öğrenci Dostu Olmayan Şehirler” klasmanında yer alıyor…
81 il içinde 57’inci sırada ve bulunduğu klasmana “Memnuniyetsizliği Gideremeyen Şehirler” etiketi basılmış durumda.
Fena olan şu ki, bütün şehirlerin puanlarından elde edilen ortalamaya göre şehirlerin üniversite öğrencilerini memnun etme ortalaması 69’ken…
İlimizin ortalaması 61.
Raporda bir paragraf var ki son derece önemli ve öğretici…
“Üniversite şehri olmak üniversite yönetimlerine bırakılmamalıdır. Valiler ve şehirlerin kurumsal paydaşları konuya ilişkin stratejiler belirlemelidir. Şehir, şehrin yaşantısı ve kültürü üniversitenin başarısında ve üniversitenin üniversite olarak adlandırılmasında vazgeçilmez bir unsurdur.”
Anlaşılmıştır umarım…
İlimizde hiç el atılmamış bir bakir bir konu.
•••
Not:
Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte şehrimizin farklı yönlerinde açık hava mekanı olan restoranlardan, parklardan, konaklama işletmelerinden cıvıl cıvıl müzik sesleri gökyüzüne yükselmeye başladı…
Şehrimiz “bitişik nizam” imara sahip olduğundan ezelden, bu işletmelerin etrafındaki konutlar da etrafa yayılan müziğin ücretsiz tüketicileri oluyorlar şüphesiz.
Teknoloji gelişti haliyle…
Amfinin düğmesini burmaya kuvvet, Olukbaşı’nda çal Karayolları’nda dinle.
İşletmecinin keyfine kalmış…
İster CD, ister org.
Çekirdeğini al, çayını demle, balkona kurul…
Ankara havalarıyla vur patlasın.
Belediye’nin veya diğer bir kurumun “desibel” yahut müziğin saat kaçta kesileceğine dair bir yönetmeliği olup olmadığını bilmiyorum. Şehrimizin değişik muhitlerindeki vatandaşlardan gelen “dilek ve temenni” feryatlarına bakılırsa böyle bir yönetmelik veya denetim yok…
Son masa kalkana kadar müzik son gaz.
Yerel yönetimden, mülki idareden, işletmecilerden ricam müziği hiç kesmemeleri, hatta kamu ile işbirliği içinde belediye hoparlöründen tüm şehre yayın yapılması, desibelin katlanması, sürenin elden geldikçe uzatılması…
Sadece komşular yararlanmasın bu hizmetten.
İbadet ederken, bebek uyuturken, işten yorgun argın gelmişken, kitap okurken, evde müzik dinlerken…
Kapalı pencereden giren eşsiz ziyafetten tüm şehir nasiplensin.