Bir siyaset bilimci olsaydım hiç üşenmezdim…
Çok partili hayata geçtiğimiz günlerden başlayarak, partiler seçim dönemlerinde hangi vaatlerle seçmenin önüne çıkmışlar…
Seçim kampanyalarında hangi genel, yerel konular ele alınmış…
Seçmenin dünkü talepleri neymiş?
Hangileri gerçekleşmiş…
Hangileri sadece seçim dönemlerinde hatırlanıp sakız niyetine çiğnenmiş…
Adını “sağ“, “sol” ya da başka sıfatlarla andığımız partiler, ne tür vaatlerde birbirine yakınlaşır gibi olmuş, nerelerde ayrışmış…
İl il, ilçe ilçe…
Araştırır, gün yüzüne çıkarırdım.
Şunun için…
Temel sosyo-ekonomik hassasiyetlerimiz, dönem dönem nasıl bir seyir izlemiş… Bunlar seçim süreçlerine nasıl yansımış?
Yani… Birileri bizi mi “kandırıyor…”
Yoksa rüyalar alemine dalmak ruhumuza mı “iyi geliyor?”
Eğer bir siyaset bilimci olsaydım, yapardım bu çalışmayı…
Ve eminim, çok enteresan sonuçlara ulaşırdım.
● ● ●
Aksi mümkün mü?
Gelin hafızalarımızı yoklayıp, yakın geçmişte ciddi ciddi gündem oluşturmuş, rağbet görmüş bazı vaatleri hatırlamaya çalışalım…
“Herkese iki anahtar… Biri ev, biri araba için!”
“Daha başka ne ister insan!”
”Kim ne veriyorsa, benden beş lira fazlası…”
“Var mı başka artıran?”
“Ofsayt illetini kaldıracağım. Kale direkleri arasındaki mesafeyi arttıracağım.”
“Vay beee… Vurdu gol olduuu…”
“Hedefimiz sıfır açlık.”
“Yarabbi şükür…”
“Biz iktidar olunca fakir fukara olmayacak!”
“Hadi bakalım… Sadakayı kime vereceğiz o zaman?”
“Bir milyon işsize iş!”
“İşşş…”
“Vallahi mazot 1 lira olacak.”
“Vallaha mı?”
“Üniversite sınavı kalkacak.”
“Yihhuuu… Haydi kepler havaya…”
“Doğuran kadına 15 bin lira.”
“Uff… Hele, bir de ikize çift tarifeyse deli para…”
“Her ev kadınına 500 lira maaş.”
“Oh beee… Benimkinin verdiği harçlıktan iyi…”
“Her mahallede yüz trilyoner olacak.”
“Oyyy… Verdim gitti…”
● ● ●
Hatırladıkça bi yandan da:
“Yaşşaaa…”
“Bravooo…”
“Helaaal…” tezahüratları yankılandı mı kulaklarınızda?
● ● ●
Yukarıda hatırlayıp “ti”ye aldığımız vaatler, “işlevlerini” tamamlayıp nasıl tarihin “vaat çöplüğü”ndeki yerini aldıysa, bugün şahit olduklarımızın epey bir bölümü de çaresiz aynı kaderi paylaşacak.
Çünkü…
Günümüz siyasetinde üslubun hayli sertleşmiş oluşu sizi yanıltmasın… Taraflar, hâlâ vaatleri bakımından ortak özellikler taşıyor… Yani “bol keseden atışlar” devam ediyor…
Evet…
Seçmenin siyasetten beklentileri “çeşitli” nedenlerle “farklılaştı…” Siyasetin genel olarak topluma ve seçmene sunduğu vaatler, “algı“ları hayli bulanıklaştırdı…
Ama… Siyaset anlayışımızdaki “hesap“sızlık, “ya cazibemizi yitirirsek” endişesiyle bu özelliğini değiştirmemekte direniyor.
● ● ●
Meydanlara ona göre kulak verin, diyeceğim de…
Bi işe yaramayacağını biliyorum.
“Arz-talep ilişkisi” nihayetinde!
Ve gerçeklerle yüzleşmek zor zanaat.