Selamlar dostlar. Umarım son birkaç gününüz benimki kadar harika geçmiştir. Günlerimin harika geçmesi için öyle sıra dışı nedenlere de çok ihtiyaç duymuyorum. Öyle çiçek çocuklar gibi de “oo bugün hava güzel hadi mutlu olalım” da demiyorum. Elbette her yeni günüme şükrediyorum orası da ayrı.
Lafı yine dolandırmaya başladığımı fark ettiğim için hızlıca konumuzun özüne geleyim. Bir iki gündür mutluyum çünkü yeni bir kütüphane açıldı. Benim açımdan bu çok büyük bir olay. Çünkü bence kütüphaneler ders çalışmak için harika yerler.
Geçen gün evde yazmaktan sıkılınca biraz hava almak için Kastamonu’ya geldim. Saraç Mahallesindeki her zaman uğradığım alışveriş merkezinin yanına park ederken “Mustafa Yıldız Halk Kütüphanesi” tabelasını gördüm. Kurdeleler ile yapılan süsleri de henüz sökülmediği için yeni açıldığını fark ettim. Doğal olarak aldı beni bir heyecan. Ilgaz’a yerleştiğimden bu yana hiç kütüphaneye gitmemiştim. Oysa öğrencilik dönemlerinde Ankara’daki “Milli Kütüphane” olsun Bilkent Üniversitesinin Kütüphaneleri olsun neredeyse tüm zamanımı oralarda geçirirdim.
Kütüphaneleri yalnızca araştırma yapacak ya da kitap emanet alınacak yerler olarak düşünmeyin. Bence kütüphaneler en harika ders çalışılabilecek yerlerdir. Dikkat dağıtıcı hiçbir şey yoktur. Sessiz ve izole bir ortamdır. Üstüne üstlük o rafların arasında otururken ya da dolanırken bile ortama hakim olan kitap kokusu da bambaşka motive eder insanı.
İşte bu duygular ve heyecan ile girdim kütüphaneden içeri. Çok zarif ve bu işi yapıyor oldukları için sahiden çok mutlu ve motive oldukları her hallerinden belli olan iki hanımefendi kapıda güler yüzle karşıladılar beni. Ben heyecanlı kütüphane açılmış diye onlar daha heyecanlı böyle güzel bir yerde çalışıyoruz diye.
Hemen nedir buranın hikayesi diye sordum. Aras Grup tarafından inşa edilen AVM’nin yanına kütüphane olması amacı ile inşa edilen bina Kastamonu Belediyesi’nin de katkıları ile kütüphane olmak üzere tasarlanmış. İnşaat işleri bittikten sonra raf düzeni, çalışma alanı tasarımı, yaklaşık altı bin civarı kitabın tasniflenmesi ve yerleştirilmesi derken sonunda açılışı yapmışlar. Henüz açılalı üç gün olduğu için internetleri bağlanmamış olsa da birkaç güne kadar o detayı da halledip kütüphanedeki küçük bilgisayar çalışma alanını da kütüphane ziyaretçilerinin kullanımına açacaklarmış. Bir tane çocuk, bir tane de yetişkin olmak üzere iki tane de çalışma salonları mevcut. Hatta yetişkinler için olan çalışma salonlarında yirmi, yirmi beş kişilik kitap etkinleri düzenleyecek kadar oturum alanı var.
Kütüphanenin yüksek tavanı kitap raflarının arasındaki koridorların genişliği uzun süre kapalı alanda kalsanız bile klostrofobik bir hisse kapılmanızı engelliyor.
Ben kütüphane sorumluları Esma ve Atiye Hanımlarla sohbet ederken iki lise son sınıf öğrencisi olduklarını söyleyen küçük hanım geldi. Kütüphane çok yeni açıldığı için burada çalışıp çalışamayacaklarını sordular. Doğal olarak da çalışabilirsiniz dediler. Bu iki öğrencimiz yerlerine yerleşip biraz vakit geçirmelerini bekledikten sonra yanlarına gittim. Burayı beğenip beğenmediklerini sordum. Her ikisi de çok beğendiklerini hatta diğer arkadaşlarının da zaman içinde buraya daha çok gelmeye başlayacaklarını söylediler. Kendilerince bir eksik olarak kütüphanenin çalışma saatleri 08:30 ile 17:30 arasında olduğundan ve bu saatler arasında kendilerinin de çoğunlukla okulları olduğundan faydalanma sürelerinin çok kısıtlı olacağını söylediler. Ve bu bağlamda bir tanecik, küçücük bir ricaları oldu. Acaba kütüphane daha geç kapanabilir miydi? Elbette ben de bunu hemen oradaki görevli hanımefendilere ilettim. Aslında onlar da memnuniyetle daha geç saatlere kadar açık kalmasını isteyeceklerini ama şimdilik mevcut personel sayısı ile bu kadar uzun açık kalamayacağını söylediler. Umarım yakında gündüz ve akşam şeklinde bir vardiya sistemi olur ve bir şekilde en azından 22:00’ye kadar açık kalır.
Esma Hanım özellikle sizlerden de kütüphane için bağış beklediklerini yazmamı istedi. Ricası üstümde kalmasın eğer bağışlamak istediğiniz kitaplarınız varsa Mustafa Yıldız Halk Kütüphanesine getirirseniz harika olur. Bu arada Atiye Hanım da kütüphanenin üyelerine kitap emanet verdiğini söyledi. Doğal olarak hızlıca üye oldum ve ilk kitabımı ödünç aldım. Kitapların durumuna göre 21 güne kadar kitap sizde kalabiliyor. Eğer süreniz yeterli olmazsa kütüphaneden emanet sürenize uzatma alabiliyorsunuz.
Sahiden bu küçük ama büyük dünyalar vadeden kütüphaneye bayıldım. Ama… Ee, doğal olarak bir tanecik de “ama” ben diyeyim. Acaba raf düzenleri tasarlanırken bazı koridorlara da çalışma masaları konulamaz mıydı? Benimki sadece küçük bir beklenti ya da hayal. Bu şekilde masalarının olmaması kütüphanenin varlığını ya da harikalığını bozmuyor.
İşte sevgili dostlar. Benim son birkaç gündür keyfim bu yüzden. Şimdi izninizle emanet aldığım kitabımı bitirmeye gidiyorum. Çabuk bitireyim ki yenisini alayım…
ZEKİ GÜRDAL KARAOĞLU