“Kastamonu her zaman gönlümüzde, dilimizde”
Kastamonu’da Dahiliye Uzmanı olarak görev yapan Dr. Ahmet Uslu’nun gazetemizde yayımlanan yazısını heyecanla okuyan 2001-2008 yıllarında SSK Hastanesinde Üroloji Uzmanı olarak görev yapan dostumuz Op. Dr. Tahir Zengin telefonla aradı. “Benim de anılarım hatıralarım var o güzel şehirde. Ben de bu anılarımı, Kastamonu‘yla ilgili duygularımı sizin vasıtanızla paylaşmak isterim” dedi. Nasrullah’tan su içmiş bir Kastamonu hasretlisinin, üstelik bu memleket insanına sağlık hizmeti vermiş ve üstelik bir de mizah yönü kuvvetli dostun bu talebine hayır denilir miydi hiç. İyi olacak hastanın ayağına gelmişti doktor üstelik…
Dr. Tahir Zengin’in kentimizle ilgili anılarını sizlerle paylaşıyorum…
TURGUT YILMAZ
“2001 yılı Şubat ayının soğuk bir günüdür, evliyalar diyarı, gönlü zengin, kalbi güzel insanların şehri Kastamonu ile tanışmam benim. Ayrılmam ise yine 2008 yılı Şubat ayı idi. Kastamonu’nun doğal güzelliklerini ve damak çatlatan lezzetlerini sevgili Ahmet çok güzel yazmış. Kastamonu için söylediği her satırına yürekten katılıyorum.
İlk göreve başlamamda kısaca karşılaştıklarımı ve hastalarımla yaşadığım güldüren anılarımı müsadenizle anlatayım:
Uzman olarak ilk görev yerimin Kastamonu olduğunu öğrendiğimde doğrusu çok heyecanlıydım. SSK Kastamonu Hastanesi’nde göreve başladığım ilk gün anestezi uzmanı olmayan hastanede ameliyat yapabilir miyim stresi sardı beni. Bina küçüktü, ama anastezi uzmanı olmasa da yüreği büyük anestezi teknisyenleri ve ameliyathane ekibi karşıladı beni. Göreve başladığım o ilk gün bile ameliyat yapmıştım…..
Belinde tabancası
İlk poliklinik günümde yaşlı bir amcayıı muayene ediyordum. Muayene için üstündeki giysileri çıkarırken önce belindeki Tosya kuşağını çözdü. Çözdüğü kuşağın ardından belinden makara dediği tabancayı çıkarıp yanı başıma koydu. Benim tedirginliğimi gören poliklinikteki yardımcım, “Hocam gayrı bunlara alışacan! Bura Gastamonu” dedi. Biz de alıştık zaten.
Muayenehanem köy pazarı
SSK Hastanesi’ne uzun süredir üroloji uzmanı gelmemişti. İşler de yoğundu. Hastalar hiçbir iyiliği karşılıksız bırakmıyordu. Hastalarımın muayenehaneme getirdikleri bal, fındık, köy ekmeği, sarımsak gibi yöresel yiyecekler o kadar yer kaplıyordu ki bir gün yardımcım Müzeyyen Hanım, “Hocam burası köy pazarına döndü” demişti.
Köyün üzümü
Dişlerinin çoğu dökülmüş yürümekte zorlanan yaşlı bir hastam polikliniğe her
gelişinde bir höyün (Sepet) üzümü sırtlar getirirdi. Yine beli iki büklüm bir hasta ninem vardı, eli hiç boş gelemezdi. Köyde biriktirdiği yumurtaları getirirdi. Kendi ailemden biriymişçesine sevdim bu hastamı, vefat ettiğini kızından öğrendiğimde çok üzülmüştüm.
Yardımsever
Kastamonu halkı hem sıcakkanlı ve hem de yardımseverdir; bir gün muayenedeki lamba arızalanmış, ev ve muayenehane komşum sevgili Ziya Tavil Amca tamir edivermişti ben gelmeden…Ailemizden uzakta yaşadığımız bu şehirde tanıdığımız dostlarımız, arkadaşlarımız, hastalarım ailem gibiydi benim… En ufak bir sorunumuz olduğunda hep yardımcı oldular hiç yalnız kalmadık.
Yemek sunmak özel bir ritüeldir
Etli ekmek gibi yöresel lezzetleri davet edildiğimiz evlerde, maharetli Kastamonulu hanımlardan öğrendik. Yemek yapmak ve sunmak özel bir ritüeldir bu güzel şehirde. Etli ekmek yapmak için hazırlanan ortamlar, pişirilen etli ekmekleri sıcacık yemek için sırayla yemek, Kastamonu’da davet edildiğimiz evlerden öğrendiğimiz güzel anılar oldu bizim için…
Doğasında yaşayan insanlarına imrenmişimdir
Küre dağlarına tırmanırken o muhteşem doğayla kucaklaşmak, birbirinden farklı yeşil tonlarının arasından geçmek, Cide’nin denizi, Çatalzeytin’in, İnebolu’nun duru güzelliği, Ilgaz’dan geçerken arabamızın kızak gibi kayarak yol kenarlarında oluşan doğal buz bariyerlerine çarparak durması, Azdavay’a giderken başımızı kaldırıp baktığımızda ağaçların en üstünü göremememiz, ağaçların yüksekliğinden sis içinde kaldığımız, heyecan dolu Daday-Azdavay arası seyehatlerimiz…Hepsi unutulmazdı. Bu muhteşem doğada yaşayan insanlara hep imrenmişimdir…
Kastamonuspor’un, Kasımpaşa’yı kupa maçında ezerek yenip gruplara kalmasından çok büyük bir mutluluk duydum. Anılarımın hatıralarımın ve ilk görev yerim Kastamonu’nun futboldaki başarısı beni de gururlandırdı. Şehrin olumlu yönden tanınmasında Kastamonuspor’un başarısı kent adına tarihinin en iyi reklamı oldu.
Sözlerimi özetle şöyle tamamlamak istiyorum. Ankara’da yaşıyoruz, ama Kastamonu’dan koptuk mu, hayır.. Beraber çalıştığım doktor arkadaşımın adı, Zafer Tokatlı. Bakmayın soyadının Tokatlı olduğuna kendisi doğma büyüme Kastamonu Tosyalıdır. Her gün 1-2 Kastamonulu hastamız geliyor. Kastamonu’dan gelen hastalarımız bize bir Kastamonu esintisi yaşatıyor. Yani Kastamonu her an bizim dilimizde, gönlümüzde…”
•••
Ankara’da özel bir hastanede Üroloji Uzmanı olarak mesleğini sürdüren Op. Dr. Tahir Zengin’e Kastamonu anılarını bizimle paylaştığı için teşekkür ediyor, bir başka yazıda buluşmak üzere hoşca ve mutlu kalın diyorum. Saygılarımla