İlimizin simge eserlerinden olan tarihi Nasrullah Camii’nin 2016 yılında sona eren restorasyonu üzerinden yeniden başlayan tartışmalar ülke gündemine oturdu.
Ulusal bir çok gazete dün restorasyonu manşetlerine taşırken, uzmanlar da farklı görüşler ortaya atarak tartışmalara dahil oldu.
Türk İslam sanatı uzmanı, yazar, hattat Mustafa Bektaşoğlu, eleştirilerini şöyle sıraladı:
“Cami çok değerli Anadolu’nun incisi niteliğinde bir yapı. Çocukluğumdan beri ilham aldığım, tarihini araştırdığım bu camide restorasyon sonrası içeri girdiğimde gözlerime inanamadım ve gözyaşlarımı tutamadım. Camisi büyük bir hana dönmüş. Çok önemli hattatlara ait eserlerin olduğu iki dev levha artık camide bulunmuyor. Ben hattatım o levhaları ‘değersiz’ görüp kaldırmış olabilirler ancak o levhalardaki işler çok önemli hattat örnekleri. Pek çok işlemenin de üzeri kapatılmış. Nusrullah Kadı Camisi bu restorasyonu hak etmedi.”
Mimar Sinan Genim ise yapının eski ve yeni halini incelediğini 1750’lerde yapılmış orijinal kalem işlerinin olduğunu ve restorasyonda bu işlerin ortaya çıkarıldığını daha sonraki dönemlerde yapılmış tarihi değeri olmayan işlerin ise bu restorasyonda yer bulmadığını söyledi ve bu noktada eleştirileri haksız bulduğunu belirtti.
Tepkilerin ardından restorasyon çalışmalarını yapan Gürsoy Grup Restorasyon ise yaptığı açıklamada cami içinde kubbe ve duvarların tamamında yapılan sıva raspaları sonucu, 19. yüzyıla tarihlenen kalem işlerine ulaştıklarını belirterek, caminin özgün yapısını korunduğunu belirtti.