Köklü tarihe sahip şehirlerin müzeleri de çok olur. Tıpkı Kastamonu gibi. İnsanlar gibi müzeler de iki yönlüdür. Yaşamış müzeler, yaşayan müzeler. Güzel tesadüf. İlimiz bu iki müze tipine de doyasıya sahip.
19 mayıs 2021 Gençlik ve Spor Bayramı’nı bu yıl da gereği gibi yaşayamadık. Koronavirüs salgını ikinci kez engelledi. Allah üçüncüden saklasın. Geçen yıl hariç her 19 Mayıs’ta Kastamonu Kız İlköğretmen Okulu mezunları bir şehirde buluşur, biz öğretmenleriyle hatıralarını yaşarlardı. Bu yıl, ikinci kez bu mutluluktan da yoksun kaldık. 2020 Eskişehir Buluşması için her türlü hazırlık yapılmış, paralar da yatırılmıştı.
Saat 24.00’e doğru Kastamonu Kız İlköğretmen Okulunu, yaşadığımız üç 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramını (1966-1968) düşünerek uykuya daldım. Oysa uyumamışım. Birden kendimi Kastamonu’da aşırı bir kalabalık içinde buldum. Bir ara efsanevi Vali Dr. Enis Yeter gözüme çarptı. “Nail Bey öğrencilerini topla, cumhurbaşkanı geliyor. Müze açacak.” dedi. Valiliğin yanındaki okuluma yönelirken birden kendimi tarihî bir yapının önünde buldum. Kapının üzerinde “Kastamonu 20. Yüzyıl Tarih Müzesi” yazıyordu. Salonları öğrencilerimle dolaşıp anlatıyordum. Tarih dersi de okutuyordum. Edebiyat, Türkçe, Tarih, Coğrafya, Sosyal Bilgiler öğretmeniydim. Yemen Savaşı, Balkan Savaşı, Çanakkale Savaşı, Kastamonu Lisesi Çanakkale Savaşı’nda, Irak Cephesi Kutül-Âmare Zaferi, Millî Mücadele Döneminde Kastamonu, Mehmet Âkif Ersoy Kastamonu’da, İnebolu-Ankara İstiklâl Yolu, İstiklâl Savaşı’nda görev almış Kastamonulu Komutanlar/Şehitler/Gaziler, I. ve II. TBMM’de Kastamonu Miletvekilleri, 1925 Atatürk’ün Kastamonu’ya gelişi ve Şapka İnkılabı, II. Dünya Savaşı’nda Kastamonu, Kore Savaşı’nda Kastamonu salonlarını birer birer dolaştık. Belgeleri, resimleri, dijital canlandırmaları heyecanla izledik. Hâlil Kut Paşa, Azerbaycan Fatihi Nuri Paşa, Kars Kahramanı Deli Halit Paşa (Karsıalan), Alb. Halit Akmansü daha birçok kahramanın Kastamonulu olduğunu öğrenip gurur duyduk.
Valilikten bir görevli yanıma yaklaşıp; “Vali Bey, sizi öğrencilerinizle ‘Doğa ve Kültür Köyü’nde bekliyor.” dedi. Bir otobüse bindik mi binmedik mi hatırlamıyorum. Havaalanına yakın söz konusu yeni müze köyde büyücek bir binanın önünde bulduk kendimizi. Tabii öğrenciler de çevremizde. Rahmetli Hüseyin Çavuş ve Nuri Çelik’i de gördüm bir ara. Dış görünüşü çatma samanlığı andıran bir bina ama içi çok katlı. Kapının üzerinde ne yazıyor fark etmemişim. Bir salona girdim: “Aaa! Kastamonu Sepet Müzesini de kurmuşlar!” dedim. Çeşit çeşit sepetler. Sepet yapımında kullanılan araç ve gereçler. Tanınmış sepet ustalarının fotoğrafları. Bir köşede ustanın biri hâlâ sepet yapıyor. Önüne dizmiş yaptıklarını. Fiyatlarını da yazmış. Hem yapıyor, hem satıyor… Binanın neredeyse yarısı boş. Çetin Savaş (Kültür Müdürü) karşıma çıkıyor. “Nail Bey, bu salonları da diğer illerden gelecek sepetlerle doldurup ‘Türkiye Sepet Müzesi’ hâline getirmeyi düşünüyoruz” deyince hayallerim kanatlanıyor. “Çetin Bey, yanına Türk Dünyası Sepet Müzesi ne kadar yakışır” diyorum. Zühtü Yaman (Kültür Müdürü) uzaktan el sallıyor. “Gelin!” işareti yapıyor.
Bu kez öğrencilerimizle başka bir binanın içindeyiz. Güzel masalar, kitap rafları. Anlaşılan bir kitaplık. Kadın müdür bilgi veriyor: “Burası Kastamonu Kitaplığı. Oğuz Atay Kastamonu Kitaplığı adını verdi Valiliğimiz. Kastamonu İl Halk Kütüphanesi dışında bir kitaplığız. İl Halk Kütüphanesi de yakınımızda. Kastamonu Üniversitesi Rektörlüğü, üniversite bünyesinde yer almamızı istiyor. Kitaplığımızda şu bölümler bulunmakta: 1. Doğrudan Kastamonu’dan Söz Eden Eserler 2. Kastamonu Matbaalarında Basılan Kitap ve Süreli Yayınlar (Dergiler, Gazeteler) 3. Kastamonulu Yazarların Kitap ve Makaleleri 4. Kastamonu’yla ilgili şiir, roman, öykü, oyun vb. kitaplar 5. Makale dijital arşivi 6. Kastamonu’yla İlgili Üniversite Tezleri 7. Ses Arşivi (Ünlülerin sesleri) 8. Fotoğraf, yağlıboya resim dijital arşivi 8. Kastamonu türküleri ses arşivi 9. Yazma ve nadir eserler dijital arşivi. Müdire Hanım; “Bu kitaplık İstanbul’daki İstanbul Kitaplığı’ndan sonra Türkiye’nin ilk il uzmanlık kitaplığıdır. Kastamonulu yazarların, bilim insanlarının bağışlarıyla oluşturulmuştur. Üçte biri de satın alınmıştır.” diyerek açıklamasını bitirdi. Beş dakika alkışladık.
Kitaplığımızdan çıktığımızda Çetin Savaş yanımıza yaklaşıp dedi ki: “Yorulmadınızsa sizi yedi müzeye daha götüreceğim. Yoruldunuzsa yarın gideriz!” “Hangi müzeler kaldı?” diye sordum. “Kastamonu Mutfak Kültürü Müzesi ve Uygulama Merkezi”, “Kastamonu Eğitim Müzesi, Kastamonu Çobanoğulları ve Candaroğulları Beylikleri Müzesi, Kastamonulu Yazarlar, Sanatçılar Müzesi, Kastamonu Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi, Kastamonu Güzel Sanatlar Müzesi (Kastamonulu ressam, heykeltıraş, hattat, müzehhip, ebrucu, nahhat, kalemkâr, fotoğraf sanatçısı, sinema sanatçılarının eserlerinden örnekler), Çalgı Müzesi (Kastamonu ‘da çalınan çalgılar, Kastamonu çalgı ustalarının eserlerinden örnekler), Türkiye Şapka Müzesi (Mevcut müzenin Türkiye’nin tamamını temsil eder duruma getirilmişi), Kastamonu Doğa/Tabiat Tarihi Müzesi (Endemik Bitkiler, Hayvanlar, Çiçekler, Anıt Ağaçlar, Mağaralar, Kanyonlar, Fosiller,Değerli Taşlar, Madenler) ve” der demez sözünü kesip öğrencilerimle alkışlamaya başladık. Ardından bağırmaya başladım: “Yaşasın Kastamonu! Yaşasın Kastamonulular!”
Birden böğrümde bir acı duydum. Eşim Mefharet dürtmüş. “Niye bağırıyorsun? Beni de uyandırdın? Hayrola?” diye sordu. Meğer, sanki canım yanıyormuş gibi uykumda bağırmaya başlamışım. Kâbus gördüm sanmış. Çemkirdim tabii:
-“Niçin uyandırdın beni Allah aşkına! Kâbus falan görmüyor; keyfimden, mutluluktan bağırıyordum! Müzeler şehri Kastamonu’yu geziyorduk öğrencilerimle beraber. Meğer neler neler yapılmış da haberim yokmuş. Yarından tezi yok, hemen hazırlan Kastamonu’ya gidiyoruz. Şu yeni açılan müzeleri bir de gündüz gözüyle gezelim!”
Not: Anlatılan olay, bir hikâye değil aynen yaşanmış,19 Mayıs 2021’de düş görülmüştür. Evliya Çelebi’nin seyahat düşü gibi bu da Kastamonu kültür tarihine geçmiştir. Tabii Kastamonu gezisi gerçekleşmemiştir.
NAİL TAN