- Aloo iyi günler. Abuzer Cıngıllıoğlu ile mi görüşüyorum?
- Evet buyurun,
- Abuzer bey sizi Zırtbank’tan arıyorum. Kredi kartı limitinizi arttıralım mı?
- Tabii tabii, sağolun. Bende daraldım zaten borca girmede yeni limitleri zorlamak, kendimi aşmak istiyordum.
- Tabii ki öncelikle konuşmalarımızın sizin güvenliğiniz açısından kaydedildiğini bildirmek isterim. Doğum yeriniz neresidir?
- Habuloğlu köyü.
- Doğum tarihiniz?
- 25 Ekim 1971
- Lisede en sevdiğiniz öğretmeniniz kimdir?
- Mahizer Hoca
- Anne kızlık soyadınızın baştan üçüncü ve sondan beşinci harfi nedir?
- D.
- Bilgilerinize ulaşıyorum lütfen bekleyin.
- Tabii canım beklerim ben.
- Babanızın adı nedir?
- Mülayim.
- Abuzer Bey maalesef kredi kartı limit artırımına uygun değilsiniz.
- Nasıl yaa? Madem öyle niye aradınız ablacığım? İki saattir trafikte size cevap yetiştiriyorum.
- Beyefendi kredi kartı limit artırımına uygun olup olmadığınıza önce sizi arayıp sonra bakıyoruz.
- Önce baksanıza ablacığım limit artmayacaksa iki saattir niye konuşuyoruz biz?
- Uygulamamız böyle efendim. Size iyi günler dilerim. Benim daha aramama gereken yüzlerce kişi var.
- ••
Kızmamak elde değil değil mi?
Ama kızacağımız kişi bizi arayan kapalı, havasız ortamda yüzlerce kişi sıkış tepiş çalışan veya pandemi nedeni ile esnek çalışma adı altında evinde bilgisayar başında tuvalete bile gittiğinde sistemden düştüğü için hesap veren, her ay artan hedefleri tutturmaya çalışan emekçi gariban gençler değil.
Aynen siparişimizi bize getirmek için kelle koltukta her gün saatlerce trafikte direksiyon sallayan kuryeler, herhangi bir mağduriyetimizde telefon açtığımızda karşımıza çıkan müşteri temsilcileri olmadığı gibi.
Kızmamız gereken sadece daha fazla para kazanmak ve müşteri memnuniyetini (onlar biz oluyoruz) arttırmak için onları tampon olarak kullanan patronları.
Onlara da direkt ulaşmak mümkün değil tabiî ki.
Hem resmi hem özel sektörde tüm hizmetleri bize satanlar ile aramızda artık böyle bir müşteri temsilcisi, kurye, garson v.b isimler altında çalışanlar var. Bu insanlar elbette sorun ve sıkıntıları iletmek ve çözüm bulunmasında gerekli iletişim köprüsünü sağlamak ile görevliler.
Ama hiçbiri bizim stress topumuz değil. Her gün tanımadıkları insanlarına hizmet verip dert dinliyor, her ay artan hedefleri tutturmaya çalışıyorlar. Aldıkları da asgari ücret veya biraz üstü.
Hepsi genç insanlar çünkü yaşlıların kafası kaldırmaz bu yükü.
Sevgili dostlar, bu konuşmaları yaparken bazen bizde stresli, gergin olabiliriz. Ama karşımızdaki kişinin hayatı stres unutmayalım. Bir güzel hatır sormak, kibar konuşmak derdimizi anlattığımızda teşekkür etmek onlara ilaç gibi gelebilir.
Unutmayalım sorunumuz her ne ise kaynağı aradığımız veya bizi arayan kişi değil. Onlar elçi.
Elçiye zeval olmaz.
Feza TİRYAKİ