Sabahın serinliği sarmış şehri. Dışarıda yağmur çiseliyor. Rüzgar, dere boyundaki ağaç yapraklarıyla fısıldaşıyor.
Cumhuriyet’in ilan edildiği29 Ekim’den Atatürk’ü kalbimize gömdüğümüz 10 Kasım’a doğru ilerleyen haftada, Mustafa Kemal Atatürk günlerindeyiz.
Cumhuriyet Bayramı’nın yükseklerden akan ırmak gibi yüreğimizi coşkuyla doldurduğu 29 Ekim’e, bulutların arasından gülümseyen masmavi gökyüzü eşlik ediyor.Duygularımızı gökyüzüne bırakıyoruz. Rengârenk uçurtmalar gibi süzülüyor ardarda.
Azimle, inançla, özgürlük duygusuyla kararlılıkla 94 yıl önceilan edilen Cumhuriyet’i kutladık. Mustafa Kemal’in önderliğinde Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştı.Savaşın zaferle sonuçlanmasının ardından TBMM 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırdı.24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması imzalandı, 13 Ekim 1923’te ise Ankara, başkent ilan edildi.
29 Ekim günü Atatürk’ün, milletvekilleri ile görüştükten sonra TBMM’ye sunduğu “Cumhuriyet” önergesi kabul edildi.Böylece devletin yönetim biçimi Cumhuriyet, ismi ise “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” oldu.Aynı gece bu ilan, atılan 101 pare top ile kutlandı. Atatürk, kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı oldu.
1924 yılında, Cumhuriyet’in ilanı şenliklerle kutlandı.2 Şubat 1925’te, Hariciye Vekaleti’nce (Dışişleri Bakanlığı) düzenlenen bir kanun teklifinde 29 Ekim’in bayram olması önerilirken, 19 Nisan’da TBMM tarafından kabul edilmişti. 628 sayılı bu kanun ile 29 Ekim, 1925’ten itibaren ülke içinde ve dış temsilciliklerde bayram olarak kutlanmaya başladı.
“Eğilmez başımıza taç yaptık hürriyeti,
Zaferle kalbimize yazdık Cumhuriyeti…”diyor, dizelerinde, Şair Ömer Bedrettin Uşaklı.
1934 yılında soyadı kanununun çıkarılmasıyla birlikte Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadı verilmişti. Atatürk’ün ebediyete uğurlanışı, sadece Türkiye’de değil, Dünya kamuoyunda da, geniş yankı bulmuştu. 10 Kasım 1938 tarihinde ve ilerleyen günlerde, uzak yakın birçok ülkede, Atatürk hakkında pek çok şey yazılıp söylenmişti. Kahramanlığı, zekası, ileri görüşlü bir komutan olmasının yanı sırastil ve zevk sahibi olmasına ve sanata gösterdiği ilgiye de dikkat çekilmişti.
Cumhuriyeti’miz 100. Yaşına doğru adım adım ilerlerken, kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü bu kez ölüm yıldönümünde anmaya hazırlanıyoruz.
Gri bir renk basıyor kenti.Puslu sonbahar havasında, gökyüzünde koşuşturan gri bulutlardan süzülen yağmurlar, yalnızca yolları, ağaçları değil şehrin ortasından geçen derenin sularını bile yıkıyor.10 Kasım yaklaşırken, bütün duyguların en altından hüzün çıkıyor. Sonbahar, solgun ışıklarında büyütüyor hüznü…
Aklıma şair İlhan Demiraslan’ın dizeleri düşüyor:
“Yıl otuz sekiz On Kasım Perşembe
Hatırdan çıkmayacak bir sonbahar.
Sarsılıyor İstanbul yedi tepe,
Yaman esmiş Dolmabahçe’de rüzgar”
Cumhuriyet’e kavuştuğumuz 29 Ekim’den, Atatürk’ü ebediyete yolcu ettiğimiz 10 Kasım’a doğru ilerleyen haftada; Mustafa Kemal Atatürk günlerinde, O’nu her zaman olduğu gibi saygı ve sevgiyle anıyoruz.