- MHP İl Başkanı İsmail Sarıoğlu, Memur Sen’in andımız kararına karşı yaptığı açıklamaya çok sert tepki gösterdi. Suni gündemlerle Türk milletinin dikkatinin gerçek sorunların dışına çekilmeye çalışıldığını söyleyen İsmail Sarıoğlu, “Tek vatan, tek millet derken Türk milletini kastetmiyor muydunuz? Peki Tek milletle neyi kastediyordunuz? Yunan’ı mı? İsrail’i mi? ABD’yi mi? Açık konuşalım. Büyük Türk Milleti ihaneti unutmaz” dedi.
MHP İl Başkanı İsmail Sarıoğlu, düzenlediği basın toplantısında, Danıştay’ın Andımız ile ilgili kararını eleştiren Memur Sen’e sert tepki gösterdi.
Suni gündemlerle Türk milletinin dikkatinin gerçek sorunların dışına çekilmeye çalışıldığını söyleyen İsmail Sarıoğlu, “Son günlerde ısrarla ortak değerler tartışılmaya, basitleştirilmeye çalışılıyor. Hukukun halk nezdinde tartışılmasına ve itibar kaybına, ahlaki değerlerin yerle bir edilmesine toplumun sürüklendiğini, yeni suni gündemlerle Türk Milletinin dikkatinin gerçek sorunların dışına çekilmeye çalışıldığını görüyoruz” dedi.
Irak’ı, Libya’yı, Suriye’yi çabuk unuttuklarını söyleyen Sarıoğlu, “Ortak değerler çerçevesinde bir araya getirilemeyen toplulukların dağılışını film şeridi gibi izledik. Milli ve yerli kavramlarının önemini tam da anlamaya başlamıştık ki bir kısım karnı genişlerin rahatsızlık söylemleri yeniden yüksek sesle dillendirilmeye başlandı” diye konuştu
Eleştirilerinin hedefine Memur Sen’i koyan İsmail Sarıoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Erken Emeklilik ve 3600 ek gösterge gibi memurun sosyal ve ekonomik hakları konusunda ülke genelinde ses getirici hiçbir eylem ve basın açıklaması yapamayan Memur Sen ne oldu da Danıştay’ın verdiği andımızın okunması ile ilgili karara siyasi ağabeylerinin ağzı ile ve hangi rahatsızlık sebebiyle açıklamada bulunma ihtiyacı hissetmiştir. Nitekim siyasi iradenin her türlü kararını denetlemek bağımsız Türk yargısının yetkisindedir. Memur Sen, hangi hukuki gerekçeyle bağımsız Türk yargısının verdiği kararı eleştirebilmektedir. Terör örgütüne yardım suçlamasıyla 20 yılla yargılanan Rahip Brunson’un serbest bırakılarak, Türk milletinin vicdanında sıkıntı yaratan yargı kararına da aynı tepkiyi gösterebilmiş midir? Yoksa bu açıklamanın arkasındaki asıl rahatsızlığın sebebi andımızdaki Türklük vurgusu mudur? Doğruluktan mı rahatsızdırlar, doğruluk üzere yetişen bir gençlikten mi rahatsız olmaktadırlar? Malum sendika daha önce yaptığı basın açıklamalarını meydanlarda, halka açık alanlarda yaparken ne oldu da Türklüğe düşmanlığını, halkın karşısında yapmadı. Falsolu yuvarlak cümlelerle hındı mındı edeceğine çıkıp ‘Bizim Türk milletiyle bir sorunumuz var, Türk kavramı bizi rahatsız ediyor’ deselerdi ya. Pedogoji ve bilimden bahseden malum sendika; dünyada eğitimde ülkemizden ileride olan devletlerin her sabah çocuklarına ulusal andlarını okutarak eğitime başlatmaları bilimsel ve pedagojik değil midir? Ayrıca andımız tüm yurtta ortak değerleri ve toplumsal mutabakatı yansıtmamakta mıdır? Doğruluk, büyükleri saymak, küçükleri sevmek, yüksek ülküye sahip olmak ve ilerlemek için çalışmak, yurdunu milletini özünden çok sevmek, milleti bir araya getiren ortak değerler değil midir? Eski Türkiye ve insan hakları vurgusu yapan sendikanın kastı yoksa; açılım süreci günlerini geri getirmek midir? Sendika yaptığı açıklamada ‘1930’lu yılların totaliter rejimlerine öykünmenin çirkin bir tezahürü olduğunu ortaya koyan bu tespit’ derken, Andımızın içerisindeki öz değerlerin hepsini rencide edici, hakaret edici ve saldırgan bir tavır, çirkin bir üslup ortaya koymuştur. Millet bir ruhtur, manevi bir ilkedir. Türk milleti tarihten bu yana ayrıştırıcı olmamış her zaman bütünleştirici olmuştur. Bir ırkın değil milletin adıdır. 80 milyonun üst kimliğidir. Milliyetçi Hareket Partisi kurulduğundan bu yana milli bir şuurla Türk İslam ülküsüyle hareket etmiştir. Rotamız bellidir. Kızıl elmadır. Milliyetçi Ülkücü Hareket geçmişte olduğu gibi bugünde aziz Türk milletiyle beraber ülkemiz üzerinde oynanan oyunları bozacak, ihanet tezgâhlarını er ya da geç sahiplerinin başında parçalayacaktır. Papaz kararına ses çıkaramayıp da, andımızın okunacağını duyunca nasırına basılmışçasına yaygara yapan bu malum sendika temsilcisi beyefendiler; Tek vatan, tek millet derken Türk milletini kastetmiyor muydunuz? Peki Tek milletle neyi kastediyordunuz? Yunanı mı? İsraili mi? ABD’yi mi? Açık konuşalım. Büyük Türk Milleti ihaneti unutmaz. Andımızda; Türküm demek, Doğruyum demek, Çalışkanım demek, ne mutlu Türküm diyene demek, 5000 yıllık devletler topluluğunun son Türk devleti olan Türkiye cumhuriyetinde söylenemeyecekse nerede söylenecektir? Muz cumhuriyetinde mi? Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da millet kavramı birleştirici ve bütünleştirici bir işlev görmüştür. Etnik köken, dil ve din gibi farklılıklara bakılmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Türk milletinin eşit ve saygın fertleridir. Türkiye Cumhuriyeti devletini Türk milletinin birlikte yaşama ülküsü ve aynı kaderi paylaşma iradesi kurmuştur. Partimizin yarım asırlık mücadelesinde Türk Milleti anlayışı ötekileştirici ve uzaklaştırıcı olmamış, tamamen kültürel eksende ‘Ne Mutlu Türküm diyebilecek’ bir heyecan ve şuurda kaynaşmayı temsil etmiştir. Partimiz, ülkemizde yaşayan kardeşlerimizi Türk milleti tanımı içinde kucaklamakta, hepsine aynı gözle bakmaktadır. Ne Mutlu Türküm Diyene”
Cengiz MUHZİROĞLU