Evliya Çelebi’nin ünlü Seyahatname’sinde Macaristan’ın Péc şehri ahalisinin “havasından mı, suyundan mı” çok zeki olduğundan, bu ahalinin benzerine ancak Anadolu’da Kastamonu’da rastladığını yazdığını birçok köşe yazımızda dile getirmiştik. Gerçekten de bazı istisnalar dışında Kastamonulular zeki, akıllı oldukları kadar çalışkan, dürüst, vatansever insanlardır. En ümitsiz ortamlarda mucizeler yaratırlar… Bazı illerimizde yaygın bir gelenek olan kız çocuklarını okutmama, erken yaşlarda evlendirme, mirastan mahrum etme nadiren görülen olaylardandır. Kastamonulu her aileden en az birkaç tane başarı öyküsü/hikâyesi dinleyebilirsiniz. Tıpkı Merkez Ortaokulu İngilizce öğretmeni Nilüfer Çınar Gökkaya’nın hayat hikâyesi gibi. O, hikâyesini anlatmakla kalmadı; gençlerin, çocukların okuyup heves etmeleri için kitaplaştırdı da:
Nilüfer Çınar Gökkaya, Bir Hikâyem Var!Rengi Mavi, İstanbul 2020, 109 s. AZ Kitap: 430, Edebiyat Hikâye:17.
26 Ekim 2020 Pazartesi günü öğleyin elime geçen kitabı üç saat içinde hiç ara vermeden okudum. 109. sayfaya gelmeden bırakamadım. Nilüfer Hanım, meslektaşım olduğu gibi ilk kitabını okuyucuya sunuyordu. İlk kitap! Yazarların edebiyata ilk adımı. Duracak mı, yürüyecek mi, koşacak mı? Bu soruya cevap arayarak bazı sayfaları birkaç kez okumak zorunda kaldım. Cevabımı yazının sonundabulacaksınız.
1978 yılında Azdavay’da doğdu. İlkokulu Azdavay Merkez Atatürk İlkokulunda okudu. Öğretmeni babasıydı. Sevgi, huzur dolu bir ortamda çocukluğunu yaşadı. Sınavla girdiği Kastamonu Mustafa Kaya Anadolu Lisesinde yatılı olarak orta öğrenimini tamamladı. Bu okulda iyi derecede İngilizce öğrendi ve İngilizce öğretmeni olmayı kararlaştırdı. Üniversite giriş sınavlarında başarı gösterip Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünde yüksek öğrenim görüp İngilizce öğretmeni oldu. 2001 yılında Kastamonu Kuzeykent Ortaokulunda İngilizce öğretmenliğine başladı. Hâlen Merkez Ortaokulunda görevini sürdürüyor. Evli ve Bartu adında 13 yaşında bir oğlu bulunmaktadır. Kitabını da oğlu Bartu’ya ithaf etmiştir. İlk yazısı 2009 yılında Öğretmen dergisinde yayımlanan Çınar Gökkaya, gitar çalmakta, oyunlar sahneye koymakta, yazmaya karşı yoğun ilgi duymaktadır.
Kitabın başındaki Giriş yazısındaki şu cümleler, yazarın amacını, edebiyatın büyülü kapısını nasıl araladığını çok güzel anlatıyor (s.9-10): “Hayatımda her şey çok güzel giderken yüreğimde hissettiğim büyük bir eksiklikten dolayı yolun yarısında yazmaya başladım. Kızdım yazdım, kırıldım yazdım, mutlu oldum yazdım, yenildim yazdım, yoruldum yine yazdım… Kısacası hayatımı, hikâyelerimi yazdım. Oğlumun kalemliğinden sahiplendiğim ucu aşınmış bir kalem ve küçük not kâğıtlarının kenarına karaladığım minik notlarla başlayan serüvenim büyüdü, kitap oldu.
Hayat, her kadının avuçları içindedir aslında; kimi sonsuza dek hapseder, kimi başkalarının avucuna koyar, kimisi özgür bırakır… Ben hayatı çoktan salıvermiştim. Çok şanslıydım ki bunu yaparken her seferinde omuzumu sıvazlayan ve kanatlarım şöyle dursun, hayallerime uçmamı sağlayan, beni çocukluğumdan bu yana yüreklendiren annemin, babamın ve kardeşimin ellerine, canım eşimin ve oğlumun güven dolu, sevgi kokan, beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan elleri de eklenmişti.”
Yüreğimden Yüreğinize başlığıyla sunuşunu sürdürüyor (s.11): “İnsanın hayatında hep yapmak istediği, ama bir türlü kendinde o gücü bulamadığı anlar vardır. Benim de hayat serüvenimde, yaşıma rağmen yüreğimde, düşüncelerimde, elimde, avucumda birikmiş, artık benden taşan anılarımı gün yüzüne çıkarma vaktim gelmişti; artık onları paylaşmalıydım. Bugüne dek sadece ailemle, arkadaşlarımla paylaşıp, gülüp geçtiğim anılarımı hayallerime varış bileti olarak kullanmalıydım.”
Uzun hikâye/povet de diyebileceğimiz anı hikâye/öykü yapısındaki kitapta yazar anılarını şu başlıklar altında kaleme almış: Çocukluk Yılları, Hoşgeldin Bebe, Ayrılığın Ağır Kokusu, Hasret Bitti Derken, Sema’nın Yokluğunda Büyümek, Notalarla İyileşmek, Güzel’in Kötü Kaderi, Baykuş Sesi, Soğuk Şehre Veda Zamanı, Artık Öğretmenim, Aşkla Aile Olmak, En Mutlu Anne Benim, Ayrılırken Son Sözler, Hayattan Öğrendiklerim.
Ve kitap Son Söz (s.109) başlığı altında çok çarpıcı, duygu yüklü, vurucu şu cümlelerle bitiyor:
“Hikâye kahramanlarımla üç iklimde, üç gökyüzünde büyüdüm ben. Onlardan öğrendim hayatı, güçlü olmayı… Bugün ise onları bu zamana kadar hapsettiğim kafesin kapağını açıyorum sonsuza dek… Çünkü, artık onları yaşarken yüreği kanayan küçük kızı ve arkadaşlarını sonsuzluğa uğurluyor, onların geride bıraktığı güçlü kadınlar ve anneler olarak arkalarından sadece gülümsüyorum. Gün onların günü, artık çakıl taşlarının kestiği ayaklarını incecik kumlarda iyileştirme, dünyayı keşfedip hayata meydan okuma vakti, el ele… Ömrünü dört duvara tutsak edenlere inat…”
Çınar Gökkaya’nın her şeyden önce akıcı, özden bir üslubu var. Yazdıklarını okutmayı biliyor. İngilizce öğretmeni olmasına karşın, yarı Türkçe yarı İngilizce ifadelere rastlamıyoruz yazdıklarında. Mottoları yerinde ve ölçüsünde kullanmış. Öyle anlaşılıyor ki editörü Tülin Özçakır çok deneyimli bir yayıncı. Kitabın sayfa düzeni, tasarımı da oldukça başarılı. Bazı atlamalar dışında TDK’nin Yazım Kılavuzu’ndaki kurallara uyulmuş. Bazı atlamalar diyorum, basit olsa yazmayacaktım. Ancak yazarın kusuru olmadığı için yazmaya mecburum. Kitabın içinde “hikâye” kelimesi doğru yazılırken kapakta, en can alıcı yerde “^” işaretsiz yazılmış. İçerde hala (babanın kız kardeşi) ile hâlâ yine TDK kurallarına aykırı. “Sonsöz” bitişik. Bu hususlar, editörü ve yayınevini ilgilendiriyor.
İkinci kitabını yine anı türünde yazdığını belirten yazara küçük bazı tavsiyelerim de olacak… Kelime dağarcığı mutlaka zenginleştirilmeli. Başka yazarların kullanmadığı yeni benzetme, söz takımlarını artırmasını bekliyoruz. TDK’nin Türkçe güncel sözlüğünde 115 000 civarında söz varlığı var. 5-6.000 kelime ile duygu ve düşünceler daha güzel anlatılır. Ayrıca, anılarda bazı şahısların anlattığı fıkra, anı gibi edebî metinler de bekleniyor.
Sonuç olarak, şunu kesinlikle söyleyebilirim. İlk kitap olarak çok başarılı bir başlangıç. Yeteneğinden asla şüphe duymuyoruz. Başarılı bir gençlik kitabı. Her şeyin en iyisi olma, en iyisini yapma hırsına sahip Çınar Gökkaya kesinlikle yazmayı sürdürmeli. Zaten, bundan sonra istese de kendini engelleyemez. Yazma virüsü damarlarına yayılmış bile… Pek yakında onun roman da yazdığını göreceğimizden adım gibi eminim…
NAİL TAN