Geçtiğimiz haftalarda anneler gününü kutladık. Hem pandemi yasakları hem de bayram tatili araya girdi. Gecikmelide olsa yazmak bu haftaki cumaya kaldı.
Tüm annelerin anneler gününü kutlarım.
Günün anlamına binaen size eskilerden bu anlamlı günde ödül almış bir anneyi tanıtmak istedim.
En çirkin kadın ödülü!
Fotoğraflarda gördüğünüz aynı kadın. Güzelliği ile dikkat çeken Hemşire Marry Ann Webster Londra’da fakir bir ailenin çocuğu olarak doğdu, evlendi ve Bevan soyadını aldı. 4 çocuk annesi oldu.
Gençliğinin baharında tam teşhisi konamayan bir rahatsızlığa yakalanan Marry,migren kas ve eklem ağrıları çekmeye başladı. Hastalık ilerledikçe semptomlar farklılaştı ve yüzünde anormal büyüme başladı. Sonradan Akromegali hastalığına yakalandığı anlaşıldı ve 20’nci yüzyılın başında bu hastalığın tedavisi yoktu.
Dayanılmaz ağrılarla beraber Marry güzelliğinin de gün geçtikçe kaybolduğunu biliyordu. Bilmediği ise daha kötü günlerin kendisini beklediğiydi.
Marry tek destekçisi eşini evliliklerin 11’inci yılında kaybedince 4 çocuğunu; ağrılara, sağlıksız bir yüze, sağlıksız bir vücuda rağmen toplumun alaycı bakışları karşısında korumak zorunda kaldı.
Görünüşü sebebi ile işini kaybetti, hangi işe başvursa ret edildi. Çaresizlik içindeki Marry bir gün ödülü oldukça yüksek bir miktar olan Dünyanın En Çirkin Kadını Yarışması! yapılacağını duydu ve katıldı.
Kazandı.
Tüm dünyanın alay konusu oldu, sirklerde çalıştı, erkek kıyafetleri ile ucube! damgası yedi. Onun gibi güzel bir kadının bu derece kadınlık onurunu ayaklar altına alması herhalde sadece annelik özverisi ile açılanabilir.
1933’te öldüğünde 4 çocuğunu da sağlıklı bir şekilde yetiştirmişti onlara doğduğu ülke İngiltere’ye gömülmek istemediği de vasiyetiydi.
Her anne güzeldir.
Her anne özeldir.
Her anne eli öpülesidir.
Hele sen Marry Ann Webster bana göre 1933 yılının yılın annesi ödülüne layıksın.
Cennet annelerin ayakları altındadır.
Var mı daha ötesi?
Feza TİRYAKİ