Birkaç yıl önce Azdavay Yanıkali Konağında düzenlenen ve üç gün süren Ekolojik Temelli Doğa Eğitimi semineri sona ermiş ve meşhur ahır salonda soba ateşi eşliğinde sonuç konuşmaları yapılıyor.
Eğitime katılan yaklaşık 20 öğrenci ve öğretmen hem seminer hem de Kastamonu hakkında düşüncelerini anlatmak üzere söz alıyorlar. Herkes çok memnun halinden.
Konuşmacılardan biri Azdavay ve Pınarbaşı ilçelerinde gördüğü kadınların yöresel kıyafetlerini ve ‘Manda yuva yapmış söğüt dalına’ türküsü kadar komik bir türküyü unutmayacağını belirtti.
Biz Kastamonulular birbirimize baktık, yöresel kıyafet elbette unutulmaz, ama türkümüzün komikliği nerede? Çözemedik.
Tabii ki 100 yıllık bu türkünün gerçek hikâyesini ve asıl ‘komik’ kelimesi ile aynı cümlede geçmesinin trajikomik olduğunu anlattık aynı gece tüm katılımcılara. Öğrendiler.
Aşağıdan gelir Türkmen koyunu,
Selviye benzettim yârin boyunu.
Aşağı köyde koyun sürüsü olan biri var belli ki koyun sürüsü geliyor, selvi boylu olmayan yar mı var zaten?
Tiridine tiridine tiridine bandım,
Bedava mı sandın, para verip aldım.
Zamanında bey türkü söyleyip saz çalarak hiciv yapılmasını yasaklar ve bir düğün yemeğinde hiç sevmediği ozanlara sadece tirit yemeği verdirir. Tirit içine ekmek ve simit doğranarak yenen bir Kastamonu yemeğidir. Ozanlar sanatlarını icra etmekten mahrum kaldıkları için düğünde ikram edilen tiridin kendilerine bedavaya gelmediğini beye de çaktırmadan söylerler.“Bedavaya değil, bir bedel ödeyerek yiyoruz” tiridi derler.
Sabahınan erken çifte giderken,
Öküzüm torbadan düştü gördün mü?
Anadolu’da sabah erkenden kalkılır, öküzler ile çift sürmeye gidilir. Anadolu’nun en güçlü koşum hayvanı olan öküz doymak bilmeyen iştahı ile ünlüdür. Sürekli beslenmek zorundadır. Bu sebep ile başına içi ot ile dolu bir torba bağlanır. O torba olmaz ise ilk gördüğü bahçeye dalar. Bazen bu torba başından sıyrılır işte ona “torbadan düşme” denir. Hemen başı tekrar torbaya sokulmazsa ilk gördüğü yeşilliğe yönelir.
Manda yuva yapmış söğüt dalına,
Yavrusunu sinek kapmış gördün mü?
Manda suyu sever, çayırlarda su içinde, göletlerde yatar, çamura bulanır. Bu su kenarlarında söğüt ağaçları ve onların dallarının gölgesi olur. Manda kılsız derisi güneşte yanmasın diye bu söğüt dallarının altına koca gövdesi ile adeta bir kedi yavrusu gibi kıvrılarak yatar. İşte bu yatışa yuva yapar gibi yattığı için yuva yapmak, yattığı yere de söğüt dalı altında olduğu içinsöğüt dalı denir.
Manda yavrularının gözleri ve kuyruk altları sürekli sinekler tarafından ısırılır. Buna cız tutmak da denir ve hayvana çok acı verir. Anadolu’da ısırmak anlamında kullanılan bir diğer fiil ise kapmaktır. Köpekten kaçana ‘Az daha köpek kapıyordu’ denir. Türküde manda yavrusunun sinek tarafından ısırılması sinek kapmışolarak dile getirilmiştir.
Ayrıca manda Kurtuluş Savaşımızın gizli kahramanıdır. O kadar cephaneyi kim taşıdı sanıyorsunuz?Onun için Kastamonulu kimse laf söyletmez mandamıza.
Türküler komik olmaz, türküler saçma olmaz. Hepsinin bir hikâyesi, manası vardır. Yoksa yüzyıllardır söylenerek bugünlere ulaşamazlardı.
Şimdi soruyorum size;
Her gün televizyonlarda, radyolarda çalınan söylenen hangi pop şarkısında; bu mana, bu hiciv, bu sanat var? Ve bunların hangisi bırak yüz yılı, bir yıl sonra hatırlanıyor?
FEZA TİRYAKİ