Türk dili, tarihi, edebiyatı ve kültürü alanında dünyada en çok araştırma yapan ulusların başında Ruslardan sonra Macarların geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Özellikle 19 ve 20. yüzyılda pek çok Macar Türklük Bilimci/Türkolog yetişmiştir. Bunlar içinde en ünlüleri G. Almássy (1867-1933), G. Bálint (1844-1913), J. Eckmann (1905-1971), Z. Gambocz (1877-1935), T. Halasi-kun (1914-1991), G. Hazai (1932-2016), G. Kuun (1838-1905), L. Ligeti (1902-1987), I. Màndoky Kongur (1944-1992), B. Munkácsi (1860-1937), G. Németh (1890-1976), V. Pröhle (1871-1946), J. Pepiczky (1817-1855), J. Thúry (1861-1906), Á, Vámbéry (1832-1913)’dir denebilir. Bu Macar Türklük bilimciler içersinde J. Thúry’nin Kastamonu için özel bir önemi vardır.
Thúry, Budapeşte Üniversitesinde okurken ünlü Macar Türklük bilimci Vámbery’nin derslerine devam ederek Türkçe, Arapça ve Farsça öğrenmiştir. Üniversiteyi bitirince 1884 yılında Osmanlı Devleti topraklarında bir araştırma gezisine çıkar. Dört ay süren bu gezi sırasında Kastamonu’ya da uğradığını sanıyorum. Çünkü, gezi dönüşü Budapeşte’ye götürdüğü bir Kastamonu yazmasını inceleyip A Kasztamuni-i Török Nyelvjuárás adlı bir kitap yayımlamıştır (Budapest 1885, 77 s.).
Thúry’nin hayatı ve Türklük bilimiyle ilgili çalışmaları, yayımları konusunda şu kitapta geniş bilgi bulunmaktadır:
Eren, Hasan (1998), Türklük Bilimi Sözlüğü/I. Yabancı Türkologlar, Ankara s. 316-318, TDK Yayınları: 705.
József Thúry, Kastamonu Türk Lehçesi şeklinde Hüseyin Namık Orkuntarafından Türkiye Türkçesine çevrilen incelemesini önce Macar İlimler Akademisinin 30 Mart 1885 tarihli toplantısında bilim insanlarına okumuş, görüşlerini almıştır. Daha sonra bu konuşma Macar İlimler Akademisince yayımlanmıştır. Thúry, kitabının girişinde önce Ahmet Vefik Paşa’nın Lehce-i Osmanî adlı sözlüğündeki Kastamonu bilgilerini veriyor. Demek ki şehre gitmemiş. Yazının girişindeki kanaatimi değiştiriyorum. İstanbul’dan Türk Galip Paşa olarak bilinenşair, Amasya Valisi Galip Paşa’nın (ö. 1876), Mutayyebât-ı Türkiyye adlı Kastamonu ağzıyla yazılmış şiirlerden oluşmakta olan yazmasını götürüyor.. Thúry, konuşmasının kaynağını H.N. Orkun’un çevirisiyle (TDK Kitaplığı/Etüt 21) şöyle açıklıyor (s.3):
“Bu tetkikimi istinat ettirdiğim Kastamonu lehçesinde (ağzında demek gerekir) yazılmış bir şiir mecmuası olup 1884 yazında İstanbul’dan getirdim. Kitabın ismi; Mutayyebat-i Türkiyye. Sık yazılmış, 55 sayfadan ibaret olup okumayı kolaylaştıran işaretler her yerde vazıhan konmuştur. Her sayfanın kenarında edebî Osmanî şekli veya manası itibariyle ayrılıklar veya bunda bulunmayan kelimeler kaydedilmiştir. Şiirlerin, daha doğrusu gazellerin müellifi Galip adlı bir Kastamonî/Kastamonulu şairdir ki, bu zât herkesi hicvetmekte (derviş, hâkim, berber vs.), bizzat kendisini de yükseltmektedir.
‘Galib gibü Gastammanu’da laf düzen azdu.’ gibi.
……..
Bu şiir mecmuasında bazı âdetlerden bahseden etnografik izahat da vardır. Mesela, bir gazelden öğreniyoruz ki İslamiyete rağmen Kastamonu Türk kavminde bugüne kadar eski Şaman akidesinin/geleneğinin bir noktası, yani ölü yemeği veya müteveffanın/ölenin ruhu için yeme içme âdeti bâki kalmıştır.
……..
Diğer bir gazelden şunu öğreniyoruz ki köylü Türk evine misafir geldiği vakit onun şerefine bir hayvan keser.” (s.3-4).
Thúry’nin şiirleri tarayarak meydana getirdiği Kastamonu ağzı söz varlığından da bazı örnekler vererek çalışmanın önemine işaret edelim:
erüşmek: Yetişmek.
eycük: Azıcık.
eygine: Dengine, layıkına.
issu: Sıcak.
issudam: Hamam, sıcakoda.
ırlamak: Söylemek (şarkı, türkü).
1885 yılındabirMacarTürklükbilimcininKastamonuağzıylailgilenmesi, birincelemeyayımlaması ne güzel…