Türkiye Değişim Partisi Kurucu Kurucu üyesi ve Kastamonu İl Başkanı Ender Karahasanoğlu, sanatçı Zülfü Livaneli’nin, merhum eski Başbakan Bülent Ecevit hakkında geçmişte yazmış olduğu ve tekrar gündeme gelen yazıya ilişkin, sert sözlerle tepki verdi.
Karahasanoğlu, geçmişte merhum Bülent Ecevit ve ailesiyle yakinen çalışmış bir siyasetçi olarak, yeniden gündeme getirilen bir söz için, “Sayın Livaneli, Ecevit’i sevenlere ve Kastamonu halkına özür borcunuz var” dedi.
Karahasanoğlu, açıklamasında şunları söyledi:
BİZİM DEVLET ANLAYIŞIMIZDA ASLA YER ALMAMAKTADIR
“Bu ülkeye yıllarca hizmet etmiş, her sözünde milleti düşünmüş, sadece ‘Ne ezen, ne ezilen, insanca, hakça bir düzen’ istemiş, ‘toprak işleyenin, su kullananındır’ demiş, işçinin, alın terinin ve emeğin savunucusu olmuş, inançlara saygı duymuş, laikliğe her zaman sahip çıkmış ve bu ülkede başbakanlık yapmış sayın Bülent Ecevit’in, sağlığında yapamadığınız bu söylemleri, bugün arkasından konuşuyor olmanız, bizim devlet anlayışımızda asla yer almamaktadır.
Sayın Ecevit, insan hakları ve Türkiye’nin ulusal birliğini daima önemsemiş ve korumuştur. Vakti saati gelince, herkesin sustuğu zamanlarda ABD’ye başkaldırmış, Kıbrıs’ta da sadece Kıbrıs Türkleri için değil, Rumlar için de barış istemiştir. Sayın Ecevit, tıpkı bizim gibi vatanına, bayrağına, milletine ve toprağına her zaman sahip çıkmıştır.
Bugün hem sosyal demokrat olup hem de geldiği yeri unutan sayın Livaneli’yi, her görüşe saygılı olmaya davet ediyor, kendisinin sosyal demokrasinin kalbinde nasıl bir iz bıraktığını ise anlayamıyorum / bilemiyorum! ”
Açıklamasında yerel medya konusuna da değinen ve Resmi Gazete’de yayınlanan tasarruf tedbirleriyle ilgili yeni kararla, yerel medyanın daha da yıpranacağını söyleyen Karahasanoğlu, “Yerel medyanın sesi olmaya devam edelim” çağrısında bulundu ve şunları dile getirdi:
“ Yerel medyamız aslında bir okul gibidir. Birkaç gün önce iktidarın imzalamış olduğu bir kararname ile tasarruf tedbirleri kapsamında, yerel medyaya yapılan düzenli ödemeler kesilmiştir. Sevgili arkadaşlar, bilgi ve teknoloji çağında olabiliriz. Haberleşme teknikleri gelişmiş olabilir ancak Anadolu’muzda, Karadeniz’imizde, Akdeniz’imizde ve hatta tüm yurtta milletimizle buluşan, aboneleri olan ve Cumhuriyet’ten bu yana haberleşme alanında kullanılan yerel medyayı, kendi kaderine mahkum edemezsiniz.Siz ödemeleri keserseniz; bu çalışanlar ne olacak? Ne iş yapacak? Aileler ne olacak? Nasıl yaşayacak?
Ülkemizin kırsal kesimlerinde, yerel medyaya halen çok ihtiyaç var. Alt yapısı maalesef tamamlanamamış birçok köyde, birçok belde de yurttaşlarımız, bu ülkede olup biteni yerel gazete, yerel dergi ve yerel radyolardan takip etmektedir. Onları neden bu haktan mahrum edelim? Özgür basının sesini neden keselim?Yerel medya kuruluşları zaten salgın nedeni ile ağır yaralıydı, hiçbir ödenekten de faydalanamadılar. Birçok yerel gazete, artık pazar günleri basılmıyor çünkü günden güne artan maliyetler bunu imkansız kılıyor.Kağıda zam geldi, döviz arttı, mürekkep zamlandı, matbaalar çalışamaz, maaşlar ödenemez oldu milletimize de haberler ulaşamaz oldu.
Sizin yok etmek istediğiniz yerel medya, kurtuluş savaşında Kuva-i Milliye’ye verdiği destek ile bu vatanın kurtuluşunda eşsiz bir gayret sarf etmiştir. Milletin haber alma özgürlüğü asla engellenemez. Kamu kuruluşlarının yerel medya aboneliklerini bitirmeleri, yerel radyolarda dahil olmak üzere, artık ilan ve reklam vermemeleri, durumu içinden çıkılamaz bir hale getirmiştir. Binlerce basın mensubu maalesef işsiz kalacak yerel medya, bizim Anadolu’daki sesimiz ve nefesimizdir çünkü biz TDP’yiz, değişen Türkiye’nin tek partisiyiz.”