‘Kuş evleri olmalı evlerin dış duvarları
Kanatlanmalı çocuklar gülüşünce.
Dış evleri kış olsa da duvarın
İç evinde yaz güneşi doğmalı
Kuşları da ısıtır mutluluk.
Çocuk odalarını geceye hazırlarken
Düş kanadı koymalı kuş tüyünün altına
Uyuyunca çocuklar perdeleri açmalı
Sokağı da aydınlatır yüzlerdeki ışık.
Gündüzleri gülebilen çocuklar
Geceleri kuş anneleriyle uçar
Evlerin duvarları kuş evleri olmalı.’
Şair Mehmet Zaman Saçlıoğlu ne güzel özetlemiş. İnsanoğlu olarak şehirlerde bırakın hayvan dostlarımızı, diğer insanlardan bile tecrit bir hayat sürüp doğadan kopmamıza gönlü elvermemiş.
Aslında kültürümüzde bu güzel gelenek mevcut. Ecdat yadigârı cami, konak, kervansaray ve idari binalarda uçan küçük dostlar unutulmamış. Bırakın kuş evini birer kuş sarayı yapılmış. 15. Yy dan beri bu gelenek tüm Osmanlı eserlerinde görülür. Nasrullah Camimizde de merhamet ve medeniyetinbu zarif hatıraları mevcuttur.
Şimdi kuş yuva yapmasın diye; balkona, cama, çerçeveye C.D, poşet, oyuncak bağlamak moda oldu.
Olukbaşı‘ndaki evimizde ailecek yıllardır bu küçük dostlara kucak açtık. Baktık her balkon her pencere C.D, poşet, çul, çaput ile kuş savar haline gelmiş biz bari ev sahipliği yapalım dedik ve yaklaşık 15 kuş evimizin duvarlarına yuva yaptı.
Şehir içinde her sabah kuş cıvıltısı ile uyanmak istiyorsanız tavsiye ederim. Çok ta kalender hayvanlar biliyor musunuz? Pencere önüne koyduğumuz ekmeğe, yeme, suya hiç tenezzül etmediler.
‘Biz dilenci değiliz abi ekmeğimizi taştan çıkartırız. Sen mekânı tahsis ettin yeter’edasıyla yavrularını büyüttüler. Her yılda gelirler sağ olsunlar.
Peki, mimarlarımız projelerinde çatıda, balkonda, duvarlarda küçük küçük alanları kuşlara tahsis etse, projesinde mevcut olsa iskânda çıkar kuş evlerine. Kaçak yapılaşmanın önüne de geçmiş oluruz böylece ve 15.yy dan beri gelen zarafeti günümüzde yaşatmış oluruz.
Bir şehirde kuşlarla insanlar aynı binalarda huzur içinde yaşasak nasıl olur?
Bu yaşam tarzının hayalini kurarken 2017 yılında Hollanda’nın küçük bir kasabasına yaptığımız ziyaret geldi aklıma. Bu küçük kasabanın tek özelliği insanların bahçelerindeki örümcek yuvalarını bozmamaları. Kasabanın tüm bahçeleri, parkları, ağaçları, örümcek ağı ile kaplı ve örümcek dolu.
Hollandalı bunu bir turizm kaynağına çevirmiş.
Onlar örümcekle beraber yaşarsa biz kuşlarla beraber hayli hayli yaşarız.
Sadece istemek lazım.
Şehir içinde ağaçlarımız azaldı, bari evlerimiz kuşlara yuva olsun.
••
Bizim Çarşı
yönetiminden
açıklama
Kuzeykent Bizim Çarşı Sitesi’nin bahçesindeki söğüt ağaçlarının kesilmesi konusunu işlediğim “Temizlik” başlıklı geçen haftaki yazım üzerine site yönetiminden bir açıklama geldi.
Sayın Necati Baş, cevabi açıklamasında; bunun 30 Ağustos’taki yıllık olağan kongrelerinde, çarşı esnafının giriş ve çıkışlarda sıkıntı yaşadığı, işyerlerinin kiralanmasında sorun yarattığı gerekçesiyle alınmış bir karar olduğunu belirtmiş ve açıklamasını şöyle noktalamış:
“Yazıdaki iş ve işlemlerin hepsi sitemizin almış olduğu kararlar doğrultusunda yapılmıştır.”