Maliye Bakanlığı’nda Hesap Uzmanı olarak görev alırken özel sektöre geçiş yapan, uzunca bir süre Modern Ambalaj’ın Genel Müdürlüğü’nü ve Eren Holding Kâğıt ve Ambalaj Grubu’nun CEO’luğunu üstlenen, şimdilerde ise kurduğu Koyuncu Yönetim Danışmanlık Vergi Hizmetleri Ofisi ile çalışmalarını Mali Müşavir ve Yönetim Danışmanı olarak sürdüren Küreli hemşerimiz Mesut Koyuncu, bugün Dünya gazetesinde yayınlanan köşe yazısında deprem bölgesindeki çalışma hayatını ilgilendiren önemli bir konuya dikkat çekerek, “Bölge işletmelerine devreden KDV’lerinin ödenmesi” çağrısında bulundu.
Koyuncu’nun, “Deprem bölgesinde tulumbaya su basmak” başlığıyla yayınlanan yazısı şöyle:
“Ailesi Hatay’da yaşayan ve depremde evleri yıkılan bir dostumu aradım. Ne durumdalar, bir şeylere ihtiyaçları var mı öğrenmek istedim. ‘Teşekkürler Üstat’ dedi. ‘Lakin bu iş yardımlarla bir yere kadar, orada üretim ve ticaretin yeniden canlanması gerekli. Yardımdan öte insanlara iş lazım. Yoksa taşıma suyla değirmen dönmüyor.’
Gerçekten de öyle… Üretimin ticaretin başlaması, insanların iş bulması, çalışmaları lazım. Bu durum göçün engellenmesi, bölgenin nüfus yapısının korunması içi de bir zorunluluk.
Depremde üretim tesisleri, ticarethaneler zarar gördü. Üretime, ticarete ara vermek zorunda kaldılar. Depremden fiili olarak etkilenmeyenler de dolaylı olarak zarar gördüler. Çalışanlarını, müşterilerini, tedarikçilerini kaybettiler. Yeniden başlamaları lazım. Onlar başlarsa, çalışanları, müşterileri, tedarikçileri başlamış olacak. Çark dönmeye, acılar bir nebze olsa azalmaya başlayacak. Başlayabilmeleri için kaybettiklerini az da olsa yerine koyabilmeleri lazım.
Hammadde almaya sermaye lazım. Üretim için enerji lazım. Çalışanların ödemelerinin yapılması lazım…
Bölge işletmelerine devreden KDV’leri ödenmeli
Nasıl bulacaklar sermayeyi? Borç da bir yere kadar. Günü gelince ödenecek. Bürokrasisi var, faizi var, işlerin ters gidip ödenememesi var.
Oysa devreden katma değer vergileri işletmelerin kendi kaynakları. Bir nevi, tahsil edecekleri hesaplanan katma değer vergilerinden mahsup edilmek üzere devlete verdikleri avans.
İşletme sermayesi yetersiz kalıp üretim için hammadde alamayınca, enerji giderlerini karşılayamayınca, çalışanlarının ödemesini yapamayınca nasıl satış yapacaklar? Satış olmayınca hesaplanan katma değer vergisi de olmayacak.
Devreden katma değer vergisi tutarlarının mahsubu ya imkânsız hale gelecek ya da ileride mahsup imkânı olsa bile yüksek enflasyon ortamında bir değerleri kalmayacak. Devreden katma değer vergisi tutarları, çarkların hızlı dönmediği dönemlerde devlete faizsiz verilen borca dönüşüyor.
Oysa bölgedeki işletmelerin bu paraya ihtiyaçları var. Öyleyse deprem bölgesinde faaliyet gösteren işletmelere, depremde fiili olarak zarar görüp görmediklerine bakılmaksızın, depremden önceki ilk katma değer vergisi beyannamelerinde yer alan ‘Devreden KDV’ tutarlarının koşulsuz ödenmesinin yolu açılmalıdır.
Peki bu yeter mi? Tabi ki yetmez…
Enerji giderleri kısmen de olsa karşılanmalı
Enerji özellikle üretim işletmelerinde önemli maliyet kalemi. Ülkemiz sanayisi yoğun enerji kullanımını gerektirir bir yapıda. İş böyle olunca enerji giderleri büyük bir yük. Bölgede, üretimde kullanılan doğalgaz ve elektrik bedellerinde, belli bir süre için indirime gidilebilir. Ödemeler faizsiz olarak ötelenebilir. En azından bunlar üzerinde herhangi bir vergi, katkı payı, vb. alınmayabilir. Enerji konusunda destek şart.
Çalışanlar üzerinden alınan vergiler düşürülmeli
Bizim sanayimiz enerji yoğun olduğu gibi emek yoğun da. Hal böyle olunca işçilik ödemeleri önemli bir yekûn tutuyor. Depremden sonra bölgede mücbir sebep ilan edildi. İşçilere yapılan ödemeler üzerinden kesilecek stopajların beyanı 15 ağustosa, ödemesi ise aynı ayın son gününe kadar ertelendi. Ya sonrası…
Çarkların yeniden dönmesi için çalışanlar üzerinden ödenen vergiler hem düşürülmeli hem de ötelenmelidir. Çark dönerse çalışan sayısı artar. Vergi indirimi ile başlangıçta azalan vergi gelirleri telafi de edilmiş olur.
Yardımlarla iş bir yere kadar. Çalışmak, üretmek gerekli. Üretim yeniden eski seviyelerine gelirse, çarklar dönerse, acılar bir nebze olsun azalır. Göç engellenmiş olur. Yaşam hızla normale döner.
Bunun için tulumbaya su basmak lazım…”