Eğitim öğretimde altın yılını yaşıyor Küre ilçemiz…
Fazlası var altyapıda, “eksiği yok” dense yeri.
1 matematik öğretmeni dünyaya bedel…
Küre’de önceki yıllarda “kadrolu” lise matematik öğretmeni yoktu mesela; bu sene bir öğretmen var.
“Kadrolu” öğretmen olmayınca ne mi oluyor?..
Saati 15 TL gibi çok “yüksek” rakama “ücretli” öğretmen tutmak zorunda kalıyor devletimiz; büyük masraf.
Küre’de lise coğrafya öğretmeni yok ne “kadrolu” ne de “ücretli”
Olmazsa olmasın, altı üstü “coğrafya” değil mi; okul bittiğinde hayatta hiçbir işe yaramaz.
Küre’de lise felsefe öğretmeni de yok ne “kadrolu” ne de “ücretli”…
Adam sende, felsefe dediğin ne ki; yarasa yarasa kafa üşütmeye yarar.
Küre’de “özel eğitim” kapsamına giren lise öğrencileri var, “özel eğitim öğretmeni” yok…
“Normal eğitim öğretmeni” de görmez mi aynı vazifeyi; pekala görür.
Küre’de görev yapan “eğitim” emekçilerine selam olsun…
Hakları ödenmez.
(İl Milli Eğitim Müdürü’nün Küre’yi ziyaret ettiği haberini okuyunca elektronik ortamda, aynı patikada “sörf” yaptım, Küre’nin eğitimdeki “altın” yılına bu sayede şahit oldum…
6 bin 119 nüfuslu ilçede birer tane “anaokulu, ilkokul, ortaokul, yatılı bölge ortaokulu, imam hatip ortaokulu, çok programlı Anadolu lisesi, HEM” olduktan sonra ne elem ne keder.
Askerlik Şubesi kapanınca binası imam hatip ortaokulu yapılmış ki… Değme şehirde yok öyle mimarisi güzel bina.
Bir cümle “Aday öğretmen”, “Ücretli öğretmen”, “Sözleşmeli öğretmen”, “Boş norm öğretmen” kadrolarıyla altını yılını yaşıyor Küre…
Emeği geçenlere ne kadar şükran duysak az.)
Taşköprü SEKA
“simit” parası etmedi
Bir simit dükkanı zincirinin yarısına çiftçimiz talip oldu…
Rekabet Kurumu’nun internet sitesinde yer alan bilgiye göre, çiftçimizin bankasının bünyesindeki “girişim fonu”, simit dükkanı zincirinin yüzde 51’ini satın alıyor.
Çiftçideki para kimde var bu zamanda?.
Tring 500 milyon dolar.
Çiftçimizdeki bu girişimci ruhun emsalsizliği nedeniyle memleket çalkalanıyor, geçtik Türkiye’yi, envai memlekette şubesi olan simitçi zincirine ortak olmak ne demek?..
Simitçinin borcunun gırtlağında olduğu iddia ediliyor, ama olsun varsın, çiftçimiz borçla kamçılanmaya alışkın ne de olsa.
(Ülkemizin iş dünyası birliği başkanı 2010 yılında “vergi töreni” için şehrimize geldiğinde bu simitçi dükkanı zincirini “inovasyon” dehası olarak ballandıra ballandıra bir anlatmıştı da ağzımız açık kalmıştı. kafile olarak Çayboyu’undan geçerken şubesini görmüş de aklına gelmiş.Ne övgü ne övgü, gırla gitmişti. Bildiğin simitçi sanki Amerika’yı yeniden keşfetmişti.Nazarı değmişti gerçi, yerli simitçiler karşısında kepenk kapatmıştı inovasyon devi.O simitçiyi o gün pek bir öven iş dünyası başkanı, bugün de aynı koltuğunda oturuyor oturmasına kaçırdı büyük fırsatı. İnovasyon devi simitçiyi çiftçiye kaptırdı, iş dünyası birliği adına alamadı inovasyon simitçisinin yarısını. Söz konusu toplantıda “özelleştirme” üzerine epey laf etmiş ve gereğinden bahsetmişti ayrıca…
Bugün gelse de “devletleştirme” üzerine nutkunu dinlesek ayıla bayıla.)
“İnovasyon” girince işin içine…
Fiyat katlanıyor haliyle.
Misal…
SEKA Kastamonu İşletmesi, ülkemizin tek sigara kağıdı üreticisiydi vakti zamanında, yıllık 10 bin 200 ton kağıt, 3 bin 630 ton da selüloz üretim kapasitesi vardı, tapulu arazisi dillere destandı, depoları doluydu, özelleştirildi 9 milyon 100 bin dolara iyi mi?
Koskoca SEKA…
Simit parası etmedi.
Nasıl bir devirdeyiz…
Hesap edin.
“İnovasyon” üzerine ustalaşın…
Devlet desteği gani.
Bilime katkımız İran’dan az
URAP dünya sıralamasında dünyanın ilk 2500 üniversitesi arasına 82 Türk üniversitesi girdi…
Kastamonu Üniversitesi’nin 82 üniversiteden biri olup olmadığını ilgililer açıklarsa öğreniriz.
Asıl mevzu başka…
“Türkiye kaynaklı makalelerin dünyadaki bilime katkısı dünya ortalamasının altında kalmaktadır. Dünya ortalaması etki faktörü 1 iken, Türkiye’nin etki faktörü 0,77’dir. Bu değer örneğin Hollanda’da 1,55; İngiltere’de 1,40; Yunanistan’da 1,33; ABD’de 1,26; Almanya’da 1,25; Fransa’da 1,23; Bulgaristan’da 1,23; İspanya’da 1,21; Slovenya’da 1,19; İran’da 0,97 ve Polonya’da 0,91’dir…”.
“Bilim meraklıları İran’a”…
Böyle demek düşüyor herhalde.
MUSTAFA AFACAN