Geçen yılki sel felâketi büyük zararlar meydana getirdi. Hele Bozkurt ilçemiz adeta Nuh tufanını yaşadı. Evler yıkıldı, insanlar sele kapılıp boğuldu. Bunun yanında heyelanlar oldu, yollar göçtü, köprüler yıkıldı.
Zarar gören tarihî eserlerden biri de Küre İkiçay köprüsü. Daha önceki yıllarda, onarımı konusunda birkaç yazı yazdım. Karayolları Bölge Müdürlüğü hassasiyet gösterdi, köprüyü restore etti. İki gözlü kemer köprü eski şekline döndü; gelip geçen herkesin beğenisini kazandı. Geçen yılki büyük sel, köprüyü önemli ölçüde tahrip etti. Restore sırasında yapılanları sel alıp gitti, şimdi taş kemerli iki göz kaldı. Bir anlamda köprü eski şekline avdet etmiş. Verilen emeğe, harcanan paraya çok yazık oldu. Restore etmek zahmetli bir iş. Yakın tarihlerde hiç görülmeyen büyük bir doğal afet. Söylenecek bir şey yok, Allah beterinden saklasın.
İnebolu’dan Kocatepe’ye kadar uzanan yol, Cephane Yolu olarak bilinirdi. Son yıllarda İstiklâl Yolu adı kullanılır oldu.Üniversitede sempozyum yapıldı, konuşmalar kitap halinde yayımlandı. Çok da güzel bir etkinlik oldu.
İstiklal Yolu üzerinde somut tanıkların sayısı çok az. Ecevit’teki hanlardan şimdi eser yok. On beş yıl öncesine kadar Çuha doruğunda bir karakol binası vardı, korunamadı. Bugünelimizde iki önemli tanık kaldı; Biri İkiçay köprüsü, diğeri de Şeker Köprü. Şeker Köprü aynı zamanda o mıntıkanın da adı.
İkiçay köprüsü, taş kemerli ve iki gözlü olarak yapılmış. Uzun yıllar ihtiyacı karşılamış. 1898 yılında yapımına başlanmış, müteahhidi Karlo Efendi adında bir Alman. İki gözlü olması, çok sel geldiğine işaret eder. 1900 yılında açıldığına göre bir asrı aşan süre zarfında büyük sellere dayanmış.Bugün köprünün yeniden onarılması gündem de var mı bilmiyorum.Programa alındıysa mesele yok, değilse mutlaka gereği yapılmalı. Aksi takdirde mevcut yapı kısa zaman içinde ortadan kalkar. Silah ve cephane taşımaya tanıklık eden en önemli tarihî eser yok olur. İlgililere hatırlatmak isterim.
Köprüyle ilgili bir önerimvar. Selin getirdiği taş, çakıl, kum gibi materyaller daha ziyade köprünün batı tarafındaki kemerin altında birikmiş.Büyük sellerde hacim daralmasına neden olur. Bir ay önce çekilen fotoğrafta son durum açıkça görülüyor.Bir iş makinesi dereyi tesviye etmeli. Aklıma takıldı, şu an köprünün sahibi kim? Onarım işini yine Karayolları Bölge Müdürlüğü mü, yoksa başka bir kurum mu yapacak, bunu bilelim.
İstiklâl Yolu üzerindeki ikinci önemli tanık Şeker Köprü’dür. Üniversitenin içinden geçen eski İnebolu yolu, yeni adıyla İstiklâl Yolu, Daday çayını geçtikten sonraMeşeli Türbe’ye doğru devam eder. Şeker köprü bu arada kalır. Geçen günlerde sosyal medyada köprünün eski ve yeni fotoğrafları paylaşılmıştı. Eski fotoğrafta korkuluklar ahşap, yenisinde demir. Ne zaman yapıldı bilgim yok.
Bu köprü şehrin protokol noktasıdır. Eskiden İstanbul ile ulaşım İnebolu üzerinden deniz yoluyla yapılırdı. Şehre gelip giden önemli şahsiyetler burada karşılanır ve uğurlanırdı. Bu konuda eski gazetelerde çok fazla haber görebilirsiniz.Köprüyü sadece çevre köylüler kullandığı için çoğu kişi bilmiyor.
Daha önceleri de yazdım. Zaman ve okuyucu değişiyor. İkiçay köprüsünün açılışınıbir daha yazıyorum, akıllarda yer etsin.Vali Enis Paşa 26 Nisan 1900 Perşembe günü sabahı İnebolu’ya hareket etmiş. O yıllarda ulaşım içinüzeri kapalı, dört tekerlekli at arabası kullanılırdı. Halk dilinde buna “yaylı” denir. Hava düzgünse iki günde gidilirdi.Yolcular Küre veya Ecevit’te konaklamak zorundaydı.Ecevit’teki hanların temizliğinden Yakup Kadri övgüyle söz eder. Vali de büyük ihtimalle Ecevit’te veya Küre’de yatmıştır.
Bir sonraki 27 Nisan, Cuma gününe rastlıyor. Kültürümüzde açılış, temel atma gibi hayırlı işler ekseri Cuma günleri yapılır. Bu nedenle açılışın 27 Nisan 1900 günü yapıldığına hiç şüphe yoktur.
Açılıştan birkaç gün sonraKüre’den, Kastamonu gazetesine bir mektup gönderilmiş.(*)Mektuptan anlaşıldığına göre, köprünün yapımına 1898’de başlanmış. Açılış günü, İnebolu kaymakamı Münip Bey, Küre Redif Binbaşısı Tahsin ve Küre Nahiye Müdürü Osman Feyzi efendiler, nahiyede görevli memurlar ve bazı kişiler hazır bulunmuş. Vali Enis Paşaile yolun müteahhidi Karlo Efendi birer konuşma yapmış. Usûl gereği katılımcılar üç kez ‘padişahım çok yaşa’ diye bağırmışlar. Dili biraz ağır olan mektubun özeti bu.Meraklılar içingazetedeki yazıyı aynen aldım:
“Zât-ı sâmi-i hazret-i hilâfetpenâhinin geçende devren İnebolu’yu teşrif-i devletlerinde güzergâh-ı sâmilerinemüsâdif olan Küre kasabasının İkiçay ve şose tariki üzerinde vâki olup iki seneden beri müteahhidi tarafından kemâl-i keremi ile inşâatına ikdam olunmakta bulunan köprünün inşâatıreside-i hüsn-i hitâm olmasına mebni, vâli-i müşârünileyh hazretleriyle İnebolu Kaymakamı rif’atlûMünip Bey ve Küre redif binbaşısı rif’atlû Tahsin ve nahiye-i mezkûre müdürü fütüvvetlû Osman Feyzi efendiler ile nahiye memurin-i mülkiye ve sâiresi hazır oldukları halde, füzûni-i ömr ü ikbâl ve tevâfür-i şan ü iclâl-i hazret-i padişâhîdaavâtı tekrar ve îfâolunurak mevcut asâkir-i zâbıta ve umum huzzâr tarafından üç defa “pâdişâhım çok yaşa” dürûdu, icâbetnümûd-i ref’-i kabulgâh-ı cenâb-ı rabb-i müteâl kılındıktan ve müteahhitKarlo Efendi tarafından ma’rûz-ı teşekkürde bir nutuk irâd kılınarak,vâli-i mehâsin-i tevâli-i vilâyet devletlû Paşa Hazretleri cânibinden dahi bilbedâhe gayet parlak bir nutukla mukabele buyurulduktan sonra, resm-i kûşadıicrâ kılındığı Küre’den alınan husûsî bir varakadan anlaşılmıştır.”
(*) Kastamonu Vilayet Gazetesi, 10 Mayıs 1316(1900), sayı: 1341.
——————————————————————————————————
dürûd: dua, selam. reside-i hitam:bitmiş. rif’atlû: yüksek,büyük, askerlikte binbaşılara verilen sıfat. fütüvvetlû: eli açık, cömert, genç. tevâfür: artma, çoğalma. iclâl: büyüklük, yücelik. daavât: dua. nümûd:gösteren. ref’: yüksek. bilbedâhe: ansızın söz söyleme. kûşat: açma.
MUSTAFA ESKİ