Küre ilçemizden maden çıka, bindirile kamyona, trene atıla, sarp yollardan uça, Mardin’in Mazıdağı’na vara, boşaltıla milyarlık yeni fabrikaya, işlene işleneenvai ürün ola…
Kastamonu gazetesi bas bas yaza, Kastamonu kıs kıs susa.
Siyasetçisinden meslek odasına…
Yekunu birden dut yemiş bülbül ola.
Varlık içinde yokluk mu yakışa hep Kastamonu’ya…
Kim kestiyse bu kumaşı, iyisi mi lafım içimde kala.
Küre ilçemizin altı hazine…
Teşbihte hata olmaz üstü virane.
Küçücük, fıçıcık, içi dolu madencik…
Dışı bizi yakar, içinden geçtik.
Maden çıkar rezerv rezerv, yüklenir kamyonlara…
Bindirilir gemilere, trenlere, yolculuk uzak diyarlara.
Sahibi yoktur Kastamonu’nun, suskundur halkı pek bir dilsiz…
Kastamonu’da çıkan hammadde işlenir Mardinlerde, Samsunlarda bizsiz.
Ekonomi bilimi halt ede, akla ziyan gele…
Maden Kastamonu’dan çıka, kaymağını el yiye.
Demiryolunu, limanı Kastamonu’ya bekle babam bekle…
Acilen demiryolu ihalesi yapılan Mazıdağ bayram ede.
Böyle gelmiş böyle gide…
Bugünümüze şükür eyleye.
Bu gidişle neler ola…
Mardin’in Mazıdağı bağ ola, Küre dağı dağ kala.
Not:Cengiz Holding Küre’den çıkardığı bakır konsantresini Samsun’daki izabe tesisinde katot bakıra dönüştürüyor, bu sırada pirit de üretiyor…
Holding yetkilisi Ömer Mafa’nın basına verdiği açıklamadan okuyalım gerisini: “Uzun yıllardır bu değerli madenleri ekonomimize nasıl kazandırabiliriz diye çalışma yürütüyorduk. Sonra bu madenlerin geri kazanılabileceğini tespit ettik. Ancak yan ürün olarak atıklardan sülfürik asit söz konusuydu. Bu da gübre sanayisinin hammaddesi. Ancak gübreye dönüştürmek için fosfat ve amonyak gibi maddeler de gerekliydi. İki alternatifimiz vardı. İlki bu tesisleri Samsun’daki mevcut tesislerimizin yanında altyapısı tamamlanmış bölgede inşa etmek, yıllardır atıl durumda bulunan Mardin’in Mazıdağı ilçesindeki fosfat madenini Samsun’a nakletmekti. İkincisi ise Küre’deki piriti Mardin’in Mazıdağı ilçesine nakledip bu tesisleri Mardin’de kurmaktı. Samsun’da kurmak daha ekonomik ve pratik gözükmesine rağmen Yönetim Kurulu Başkanımız Mehmet Cengiz, ülkemize olan borcunu ödemek üzere tesislerin Mazıdağı’nda kurulmasını istedi.”
Küre’nin hikayesi bu…
Oyun planı içinde yok.
Yıllar yılı aklımızı kullanabilsek… Sağlam durabilsek Küre’nin, Kastamonu’nun olabilecek yatırım elimizden kaçmış… Mardin’e nasip olmuş!
Demiryolu, liman, sanayi bekleyedursun Kastamonu…
“Uyusun da büyüsün yavrum”.
Not 2: Maden zengini Küre’de geçtim milyar liralık sanayi yatırımını…
Üç kuruşluk spor salonu yok.
Bu ayıp bile yeter boylu boyunca Kastamonu’ya…
Milyarlarca paranın sevk olduğu bir ilçede spor salonu olmaz mı?
Demiryoluymuş, limanmış, fabrikaymış…
Spor salonu yok daha.
Not 3: Yard. Doç. Dr. Mustafa Eski’nin “İmparatorluktan Cumhuriyete Kastamonu Ekonomisi” isimli kitabına sardım bugünlerde…
Siz de sarın.
KATSO’dan aldım…
Siz de alın.
1900 tarihli Vilayet Salnamesi’nin Mahsulat-ı Sanaiye” kısmından alıntı yapmış Mustafa Hoca, “Salnamede Daday’da katran, Cide’de şimşir kaşık, Taşköprü’de Kirazdağı peyniri kendi yörelerine özgü ticari ürünler olarak dikkat çekiyor” diye not düşmüş.
“Taşköprü Kirazdağı peyniri” misal…
Bugün var mı?
Ya “katran” üretimi…
Daday’da ölmüş müdür?