- CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, Tosya’da son 6 ay içerisinde atölyeler ve fabrikaların kapanması nedeniyle 1500’e yakın işçinin işsiz kaldığını söyledi. TBMM’de konuyla ilgili bir basın toplantısı düzenleyen Milletvekili Baltacı, “Kriz yok diyenler gelsin bir de Tosyalılar’ı dinlesin” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, “Yok denilen ekonomik krizi vatandaşlar iliklerine kadar hissediyor.” dedi.
Milletvekili Baltacı, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Kastamonu’nun en büyük ilçesi Tosya ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.Tosya denince akla kapı üretimi, tarım, pirinç, hayvancılık, tuğla fabrikaları, tekstil geldiğini; bunca sanayi ve tarımsal üretime rağmen Tosya’nın da Kastamonu gibi “üvey evlat muamelesi gördüğünü” kaydeden Milletvekili Baltacı, Tosya’da, yılların emeği, dededen kalma atölyeler, Tosya ekonomisinin bel kemiği fabrikaların krize karşı koymak için ya belli günlerde çalıştığını, ya işçi çıkarttığını ya da daha fazla direnemediği için kapısına kilit vurduğunu savundu.
Esnafın neredeyse yüzde 80’inin bankalara borçlu olduğunu dile getiren Milletvekili Baltacı, “Yenilenebilir, yeniden kullanılabilir ve sağlıklı olan ahşap sektöründe ihtisaslaşan Tosyalı üreticiye mutlaka sahip çıkılması gerekiyor” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ı, Çalışma Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’u ve Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’yi Tosya’ya davet eden Milletvekili Baltacı, “ülke de kriz var mı yok mu gelin Tosyalılardan dinleyin” çağrısında bulundu.
Baltacı, basın toplantısında şunları söyledi:
“KRİZDEN EN ÇOK ETKİLENEN İLÇE TOSYA’DIR”
“40 bin nüfusuyla Kastamonu’nun en büyük ilçelerinden biri olan Tosya’ya dikkatinizi çekmek istiyorum. Tosya denince aklımıza ahşap üreticiliği gelir, Özellikle kapı üretiminde Türkiye’nin en önemli merkezidir. Tosya denince aklımıza tarım gelir, pirinç gelir, hayvancılık gelir. Tuğla fabrikaları, tekstil akla gelir. Bunca sanayi ve tarımsal üretime rağmen Tosya, maalesef Kastamonu gibi üvey evlat muamelesi görüyor. İçinde bulunduğumuz ekonomik krizden ilk ve en önce etkilenen illerden biri Kastamonu’dur. Kastamonu’da da ilk ve en fazla etkilenen ilçe Tosya ilçemizdir.”
“ATÖLYE VE FABRİKALAR ARKA ARKAYA KAPANIYOR”
“Tosya’da basın kuruluşlarını, marangozlar odasını, esnaf odasını, organize sanayi sitesinde faaliyet gösteren fabrikaları ve ekonomik krizin özellikle kitlesel yıkıma yol açtığı ahşap üretim sektöründe çalışan işçilerimizi ziyaret ettik. Gördük ki hem iktidar tarafından hem de devlet tarafından kimsesiz bırakılan Tosya’da, yılların emeği, dededen kalma atölyeler, Tosya ekonomisinin bel kemiği fabrikalar krize karşı koymak için ya belli günlerde çalışıyor, ya işçi çıkarıyor ya da daha fazla direnemediği için kapısına kilit vuruyor. Tosya’da kapı üreten esnaf, son dönemde elektriğe, doğalgaza, boyaya, çiviye, kilide, menteşeye gelen ve yüzde yüzü bulan zamlarla mücadele edemiyor. Esnafın nerdeyse yüzde 80 i bankaya borçlu. Esnaf krediyle borçlanarak varlığını sürdürmeye gayret ediyor. Yenilenebilir, yeniden kullanılabilir ve sağlıklı olan ahşap sektöründe ihtisaslaşan Tosyalı üreticiye mutlaka sahip çıkılması gerekiyor. Küçük işletmelere olan desteklerin arttırılması ve büyük işletmelere göre dengeli dağıtılması gerekiyor. Tescilli ürünlerin üretimine ve tanıtımına daha çok önem verilmesi gerekiyor. Ekonomik krizin henüz daha başındayız. İktidar kriz yokmuş gibi davranmaya çalışıyor ama; çeltik üretenden, pazarda sütünü satana, kuşak dokuyandan, ormanda çalışan köylüsüne, herkes yok denilen ekonomik krizi iliklerine kadar hissediyor. Özellikle üretiminin büyük bölümünü inşaat sektörüne yapan Tosya da daha da derinleşecek ve acı sonuçlarla karşılaşacağımız bir süreç bizi bekliyor. Yıkımın önüne geçmek için bir önlem alınıyor mu peki? Maalesef alınmıyor. “
“6 AYDA BİN 500’E YAKIN İŞÇİ İŞSİZ KALDI”
“Temmuz’dan bu yana atölye ve fabrikalar arka arkaya kapanmaya devam ediyor. Krizin ilk vurduğu da tabi ki işçiler oldu. Kastamonu’nun sanayideki lokomotifi dediğimiz Tosya’mızda bin 500’e yakın işçi, geçmiş ay maaşlarını ve tazminatlarını alamadan kış ortasında işsiz kaldı. Bu işçiler; kiralarını, elektrik, doğalgaz ve su faturalarını nasıl ödeyecek? Çocuklarının eğitim masraflarını nasıl karşılayacak?”
“VARANK VE SELÇUK’U TOSYA’YA DAVET EDİYORUM”
“Bütçe görüşmelerinde her soruyu geçiştirenler, tozpembe tablo çizen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ı, Çalışma Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’u Tosya’ya davet ediyorum. Organize sanayi bölgesini, atölyeleri birlikte ziyaret edelim. İşten çıkarılan çaresiz durumda kalan işçilerle bir araya gelelim. Türkiye’deki işçinin durumunu Tosya’da görelim, memleketin gerçeklerini onlardan dinleyelim.”
“ÇELTİK TARLALARI BOŞ, ORMAN KÖYLÜSÜ PERİŞAN”
“Tarımda da durum farklı değil. Eskiden Tosya’nın meşhur bağları, ovaları hasat zamanı insanımızla dolup taşardı. D-100 kara yolundan gelip geçerken görürdüm. Ovalarda ekilmeyen tek bir tarla bile kalmazdı. Şimdi makineli tarımla işleri kolaylaştı ama bakıyorum birçok yer boz bırakılmış, ekilmiyor. Tosya çiftçisi ilaca, mazota, gübreye ve yeme gelen zamlar nedeniyle tarlasını ekemiyor, hayvanlarını mecburen satmak zorunda kalıyor, satmakta bile zorlanıyor. Bakın artık pirinciyle meşhur Tosya’da sadece belli başlı bir kaç köyde; Aşağıkayı, Avşar, Akbük Köylerinde, yani Yukarı Ova’da meşhur sarı kılçık çeltiği üretiliyor. Verimi daha düşük olduğu için üretici lezzetli sarı kılçık yetiştiremiyor. Tosya’da Osmancık pirinci satılıyor. Artan maliyetler gittikçe çeltik üreticisinin işlerini zorlaştırıyor. Köylünün su sorunu bir türlü çözülmüyor. Köylüye verilen ‘’toplulaştırma’’ sözleri tutulmuyor. Verimli topraklar sürekli bölündüğü ve hisseli olduğu için, devlette buna bir çözüm üretmediği için çiftçi destek alamıyor. Yıllardır Pirinç 5 ila 6 lira civarında satılıyor, zam yapılmıyor. Tosya’da çözüm bekleyen bir başka konu da ormancılık faaliyetleridir. AKP döneminde ormanlar sular satıldı. Orman işi çıkartılan yasa ile köylüden alındı özel üretim yapan şirketlere verildi. Birçok köyde köylümüz kendi ormanını kesemiyor. Denetim zayıf olduğu için ormanlarımız tahrip ediliyor. Köylümüz devlete üretiyor ama ormanda güvencesiz çalışıyor. Son on yılda mazota, benzine yüzde 300’e yakın zam gelmesine rağmen, fiyatlar yerinde sayıyor. Nakliye içerisinde 80-100 liradan kesiyor, yeterli hak edişi alamıyor. Ne olacak bu orman köylüsünün hali kimse düşünmüyor. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye sesleniyorum; Gelin Tosya’ya çeltik üreticisini, orman köylüsünü birlikte ziyaret edip, dertlerini dinleyelim. Pirinç tarlalarını gezelim, kriz var mı yok mu yerinde tespit edelim.”
“EN BÜYÜK İLÇE AMA GÖĞÜS HASTALIKLARI UZMANI YOK”
“Verilen onca söze rağmen Tosya-Kastamonu karayolunun halen yapılmaması nedeniyle Tosyalı vatandaşlarımıza işiniz varsa Çorum’a ve Çankırı’ya gidin deniliyor. Yıllarıdır D-100 Karayoluyla bağlantısını sağlayan kavşak sorunlarına bir türlü çözüm üretilemiyor. Tosya’nın oto sanayi sitesi yeterli gelişimi sağlayamıyor. Eskiden insanlar araçlarını Kastamonu’dan Tosya’ya getirirdi, şimdi Tosya’dan Çorum’a götürüyor. Sağlıkta da durum farksız değil. Kastamonu’nun en büyük ilçesinde maalesef Göğüs Hastalıkları Uzmanı yok. Tedavi olmak isteyen Tosyalı hemşerilerimiz Ankara’ya Çankırı’ya mekik dokuyor.”
“TOSYA, TÜRKİYE’NİN AKSİNE TÜKETMİYOR, ÜRETİYOR”
“Başta demiştik. Tosya aslında ahşap üreticiliği, ormancılığı, tekstili, tuğla fabrikaları, oto ve metal sanayi ve çeşitli alanlarda üretim yapan fabrikaları ile bir sanayi şehri. Tosya Türkiye’nin aksine tüketmiyor üretiyor. İktidar tarafından bilerek ve isteyerek kurulan düzenin sonucu olarak karşımıza çıkan bu ekonomik krizinden nasıl kurtulabiliriz, reçetesini aslında Tosya yazıyor. Ekim ayı sonu itibariyle Türkiye’de sanayi üretimi yüzde 5.7 azalmış, işsiz sayısı ise 330 bin artmışken devletin, bu açığı kapatabilecek özellikle Tosya’ya gibi yerlere yüzünü çevirmesi, sahip çıkması gerekiyor. İşsizliğin her geçen gün katlandığı Tosya’da eve ekmek götürmekten başka derdi olmayan işçiye, siftah edemeyen esnafa, doktor bulamayan erkeğine, kadınına, çocuğuna, hayvancılıkla, tarımla, ormancılıkla tenceresini kaynatan köylülerimize sahip çıkılması gerekiyor.”