Hey gidi geçimini tarım, hayvancılık ve orman sektörleriyle sağlayan Kastamonu hey…
Tarlaya Şanlıurfa ve Suriye’den, çobanlığa Afganistan’dan, ormana Adana’dan ithal işçi gelmese Kastamonu köylüsünün hali nice?
Ne demeye bir tarım, hayvancılık ve orman memleketi olmaksa artık; köylerde ekin ekecek, harman kaldıracak, kavak sulayacak, ağaçtan elma toplayacak, inek sağacak, koyun güdecek insan kalmadı iyi mi?..
Yaşlılar köyde, gençler şehirde.
Epey bir arazin var da pancar mı ekeceksin misal, nerde o evvel zamanın imecesi yahut çevre köylerden toplanan işçilerle işin başına çıkması?..
Bu devirde doğruca müracaat Şanlıurfalı taşeronlara.
Ailesini, akrabalarını ve Suriyeli göçmenleri minibüslere yükleyen Şanlıurfalı taşeron o dakka 35-40 işçiyle Kastamonu’da bitiyor…
Köyün meydanı çadır, hemen bitişiğine 5 tonluk su tankı, yakacak kadar odun.
Götürü usul…
Dönümü 130 lira.
Bir köyün işi bitince diğerine…
Ta ki Kastamonu köylüsünün işi bitene kadar.
Orman zengini Kastamonu’da eli balta tutacak, tomruk yükleyecek orman köylüsü kalmadı…
Adana ve çevresinden gelen ithal işçiler olmasa geçmiş olsun mu orman emvaline?
Hayvancılıkta ise “enternasyonal” olmuşuz bravo…
Çobanlarımız Afganistan’dan.
Halının altına süpür babam süpür…
Ne olacak bu Kastamonu’nun hali?
Pancar ekti borçlu çıktı
Perşembe günü “pancar parası” almak için şehre gelen çiftçi dostum uğradı; yüzünde hüzün, elinde uzun bir hesap dekontu…
“Ne bu hal?” demeye kalmadan, karınca kararında rakamların içinde cirit attığı dekontu uzatarak, “Gözün görür, hele bi oku şu kağıdı” dedi.
Pancar parası almaya gelmişti ya bankaya, teslim ettiği pancar ederi yuvarlak rakam 8 bin Türk Lirası, buna karşın Şeker şirketine çıkan borç 21 bin lira, ödemesi gereken rakam 13 bin lira…
Hani köylüye pancar parası ödeniyordu?
Hesap doğru illa ki…
Çiftçimiz ekim öncesinde her pancar üreticisi gibi Şeker şirketinden tohum, gübre, ekim mibzeri, dikim hizmeti, şeker, dönüm başına avans, küspe aldı çünkü.
Alt alta toplayıp aldığını, verdiği pancar yekunundan çıkarınca…
Borçlu çıktı.
Şansı da yaver gitmedi doğrusu…
Arazisi geniş olduğundan işin başına aile işçiliği ile çıkamadığı için epey sayıda işçi çalıştırdı, bi de çapa zamanı yağmura yakalandı mı, küllüyen zarara girdi. Edeceği zararı önceden kestirdiğinden olsa gerek, pancar sökümü biter bitmez evvela pancar alet edevatını sattı, ardından da bir daha pancar dikmemeye okkalı bir yemin etti.
Bankada pancar parası bekleyenlerin yarısından fazlasının borçlu çıktığı ifade ediliyor…
20’şerli guruplar halinde birbirlerine kefil oldukları için, borcunu ödemeyen olursa alacaklı vatandaş parasını alamıyor.
Kastamonu Şeker Fabrikası gözümüz nuru, şehrimizin bir tanesi, asla kapanmasın kapanmasın da…
E biraz da pancar üreticisinin yüzünü güldürsün değil mi?