TKDK Kastamonu Koordinatörlüğü’nün “Lansman” toplantısında konuşan Belediye Başkanı Babaş, ilimizin pek muzdarip olduğu köyden kente göçü durdurmanın ilacını “Herkesin doğduğu yerde doymasından yanayım” sözleriyle yazdı…
Başkan’ın reçetesine üstüne reçete olmaz elbet, hastayı tümden ayağa kaldırmak namına birkaç ilaç daha ilave etmek lazım ama.
Kaşla göz arasında imza attığım sosyolojik alan çalışmasının bulgularını açıklıyorum şimdi sıkı durun…
Lansman için 3 Mart Konferans Salonu’na toplanan köylü vatandaşlarımızla epey bi sohbet etme şansım oldu. E illaki lafın ucunu döndürüp dolaştırıp “Sizin köyde göç var mı?” güzergahına getirdim maharetle. Bakın hiç abartısız hilafsız söylüyorum, kuş uçmaz kervan geçmez dağ köylerini hadi geçtim, geçim yönünden en albenili köylerimizde dahi göç elvermeye başlamış inanmazsınız.
Şehre iki adım, verimli, sulak, havadar, her türlü altyapı sorunu hallolmuş Merkez köylerdeki delikanlılar bile, hele bi bıyıkları terlemeye görsün, ossaat sapı sabanı bırakıp şehrin yolunu tutar olmuşlar…
Hele hele bi asgari ücretli iş haberi duymaya görsünler, zapt edebilene aşk olsun.
Taşı sıksa suyu çıkaracak güçteki gençlerin şehre göç etmekte bu kadar neden yarıştıklarını sorunca, cevabı net olarak aldım…
“Köye kimse kız vermiyor ki artık, evlenme yaşına gelmiş gençleri köyde tutamıyoruz”.
Demek ki neymiş, insanların doğdukları yerde karınlarını doyurmaları yanı sıra bir de evlenmeleri gerekiyormuş…
Bilimsel diller söylemek gerekirse, karın doyurmak “gerek şart”, evlenmek ise “yeter şart”.
Enteresan olan, hadi şehirdeki ailelerden geçtim, köydeki vatandaş da kızını köye gelin vermiyormuş iyi mi?…
İlla şehirli damat olacak.
Bizim vilayette köyden şehre göçü durdurmak için tarımsal desteklerden çok, evvela kız babalarının kafasını değiştirmemiz lazım sanırım…
Yoksa şehirde asgari ücretli iş tükenene kadar durmaz, ha babam sürüp gider bu göç.
- ••
Not 1: TKDK Kastamonu İl Koordinatörlüğü tarafından öncelikli olarak kırsal kesimdeki vatandaşlarımıza yönelik düzenlenen “Lansman” toplantısının sunum kısmı bitti, “fuaye” alanına çıktık, programın “kokteyl” bölümü başladı…
Bir köy muhtarımız Belediye Başkanı Tahsin Babaş’la selamlaşmasının ardından sohbet esnasında, köyü ile ilgili talebini iletmek amacı ile evvela “Güneykent” projesini örnek olarak gösterdi sonra da “Bizim köyü de imara açsak Başkanım” dedi.
Başkan Babaş epey bir gülümsedi haliyle…
E öyle ya, az önce toplantıda ne anlatıldı dakikalarca, hani nerde kaldı köylünün devlet desteği ile yapacağı tarımsal ve hayvansal yatırımlar ile doğduğu yerde doyması?
“Bırak imarı, TKDK’ya başvurun siz, proje hazırlayın köy için, tarım ve hayvancılık yapın” deyince Başkan…
Muhtarın savunması, e o da haklı kendince, “Köyde kimse kalmadı ki kiminle yapayım?” oldu.
Vatandaş istiyor…
İlimizde bir dönüme ekilen tarımsal ürün, bir dönüme dikilen betondan değerli olana kadar gün yüzü yok tarım alanlarına anlaşılan.
Not 2: TKDK Kastamonu İl Koordinatörlüğü’nün kuruluşundan itibaren 3 yılda ilimize sağladığı 51 milyon hibe, hayata geçirdiği 230 proje, sıfırdan kurulmasına ebelik ettiği 57 işletme, 166 makine ekipman desteği ile az zamanda çok işe imza attığı görülüyor…
Umarım nazar değmez, başladığı gibi gider.