Hasta pazartesi günü özel hastaneye yatırıldı.
Akciğer enfeksiyonu.
Yüksek ateş.
Zatürre.
İlaçlara cevap vermeyince serviste, yoğun bakıma alındı.
Cuma sabahına gelindiğinde yoğun bakım tedavisine de cevap vermediği görüldü ve üst basamak sağlık kurumuna sevkine karar verildi.
Ankara’dan hastane bulundu.
Ankara’daki hastane hasta ile ilgili bilgi sordu doğal olarak, yüksek ateş ve akciğer enfeksiyonunun sebebinin bilinememesi üzerine, “korona” şüphesi gündeme geldi.
Ne Kastamonu’daki hastane ne de Ankara’daki hastane bu şüpheyi gözardı edebilirdi.
“Genelge” devreye girdi, tanısı konulmayan zatürre için ya yüksek güvenlikli sevk ya da korona testi gerekliydi, test yapılmasında karar kılındı, kan alındı, hasta hastanede kaldı, test numunesi Ankara yolunu tuttu.
Cuma günü öğle saatleri.
Korona testi sonucunun açıklanması için en geç “48 saat” yasal süre var, Kastamonu Devlet Hastanesi’ndeki karantina tecrübesi sayesinde herkes bu bilginin sahibi.
Aynı gün hastanın kalbi durdu, müdahale edildi ve yaşama döndürüldü.
Hasta yakınları Ankara’daki laboratuvara ulaştılar, işlemi hızlandırdılar ve sonucun “negatif” olduğu bilgisi “SMS” yoluyla hasta yakınının telefonuna geldi.
Ambulansın hareket etmesi için test sonucunun Sağlık Bakanlığı sistemine düşmesi lazımdı, özel hastaneler de bakanlığın 112 acil servisinin bilgisi kapsamında sevk yapabiliyor, telefona düşen test sonucu sisteme düşmedi, hastanın testi “resmen” muallakta olduğu için ambulansa çıkış izni verilmedi.
Hasta yakınlarının yerine koyun kendinizi.
Hastanın durumu gittikçe kötüleşiyordu.
Zamana karşı yarış.
Hasta yakınları Ankara’daki laboratuvar personelini uyardı, gelen cevap “test sonucunun girildiği” yönünde oldu, Kastamonu’da ise sistemde test sonucu yine görülmüyordu.
Ankara “girdim” diyordu.
Kastamonu’da test soncu “yoktu”.
Cuma gecesi geçti.
Cumartesi öğle öncesinde devreye siyasiler girdi.
Sağlık Bakanlığı’nın üst kademelerine ulaşıldı, genel müdür ile görüşüldü, telefon yoluyla yapılan telekonferans görüşmesinde testin “negatif” olduğu şehrimizdeki yetkiliye ifade edildi, ambulans öğleden sonra yola çıktı.
Hasta Ankara’ya ulaşamadan Akyurt’ta hayata gözlerini yumdu.
Mekanı cennet olsun…
Allah rahmet eylesin.
Not:Yukarıda okuduklarınız hasta yakınlarının ifadesi…
Allah acılarını hafifletsin.
Kastamonu Sağlık İl Müdürlüğü yetkilileri ile de görüştüm… Hastanın Ankara’ya sevk edildiği ve yolu yarıladığı saatte, sisteme test sonucunun hâlâ düşmediğini söyledi yetkili.Resmi sorumluluk ile hareket ettiklerini kaydetti. Korona testi sonucuna göre hareket etmek sorumluluğunda olduklarını hatırlattı.Yetkili, cuma akşam saatlerinde Ankara ile temasa geçtiklerini ancak laboratuvara ulaşamadıklarını belirtti.Hasta yakınının telefonuna gönderilen test sonucu mesajının kuruma gönderilmediği ifade etti.
Özel hastane yetkilisi ile de görüştüm…
Test sonucunun açıklığa kavuşmaması dolayısıyla sevk işleminin cuma gününden cumartesiye sarktığını doğruladı.
Ortada bir “risk” var…
“Sistem” ve “bakış açısı” riski.
Devletin korona konsantrasyonu iyi, ama diğer ve çok daha öldürücü hastalıklara karşı “hassasiyet” düşerse, bu vakıada olduğu üzere ortaya “kaos” çıkar…
Yasal olarak en geç “48” saate bağlanmış korona testi sonucu açıklanmasını mevcut örnekte görüldüğü üzere “zatürre” hastası bekleyemez.
Diğer hastalıklar da bekleyemez…
Mevcut vakıada hasta yakınlarının iddia ettiği üzere sonucun erken çıkması ancak Sağlık İl Müdürlüğü yetkilisinin iddiasına göre sonucun sisteme bir türlü “düşmemesi” apaçık bir “sistem açığını” gösteriyor.
Devletimiz elbet elinden geleni yapıyor “korona” karşısında…
Tek hastalık “korona” değil ancak.
Ağaca bakarken ormanı gözden kaçırmamak lazım…
Acı derslerden pay çıkarmak gerek.
MUSTAFA AFACAN