2009 yılında gazetemizde yayımladığımız “Daday İskemlesi” yazısına arşivde tesadüfen rastladım, kamu ve meslek odalarının elbirliği ile Daday HEM bünyesinde açılan kursu anlattığım bir yazıydı, sosyal medyada paylaştım, ilgi gördü…
Göze kaçan soğandır üretimi terk edilmiş ürünler ne de olsa.
(Daday güzergahında “iskemle” yerine “iskembe” kelimesi kullanılıyor, “Daday iskembesi” ve “koltuklu iskembe” diyorlar, “imla” kargaşasına yol vermemek için yazıda “iskemle” demeyi tercih ettim, Dadaylı dostlar kusura bakmasın…
Dilim “iskemle” dese de gönlüm “iskembe” diyor; haberli ola.)
Kastamonu-Daday yolundaki Musallar ve Gülef köylerindeki dostlar nazire yaparcasına “koltuklu iskemle” fotoğrafı “attılar”…
Yanaktan süzülen gözyaşıdır üretimi terk edilmiş ürünler ne de olsa.
Musallar köyünden Hasan Karaosmanoğlu ile Gülef köyünden Sabahattin Şahinoğlu “koltuklu iskemle” ustası “son 2 Mohikan”…
Anlattılar, yazdım.
“Koltuklu iskemle” adı…
“Koltuk” ile “iskemle” arası bir “icat”.
Kastamonu ile Daday arasındaki birbirine komşu Musallar ve Gülef köyleri gerek “ziraat” gerekse “zanaat” ve aynı zamanda “sanat” üretimi namına ilimizin “şampiyon” yerleşimleri(ydi)…
İnsanı bir başka “hünerli”, toprağı bir başka “bereketli”.
Musallar ve Gülef köylerinden “çiftçi” çıkar, “zanaatkar” çıkar, “sanatkar” çıkar…
“Köy oyunları” geleneğinin yaşatıldığı “tiyatro” misal.
“Koltuklu iskemle” tamamıyla “el emeği”…
Ahşap aksamı el gücü ile çalışan tornada, tekstil ve boya süreçleri de el işçiliği ile tamamlanan bir “country mobilya”.
“Kültür mirası”…
“Müzelik”.
Malzemesi “kavak”…
Bahçelerdeki kavak ağacından olmaz, ormanda yetişen “yaban” kavak olmalı, yaban kavak sert olur çünkü.
El gücü ile çalışan tezgahta (el tornası) ahşap aksamı yapılıyor…
Tornanın her aksamının ismi “yerel”; bıçağı “arda”, ahşabı çevirmekte kullanılan ağaç “kemene”, hayvan derisinden yapılmış ip “sırım”, destek ağacı “peşkure”. (Halihazırda kurulu tezgah olmadığı için fotoğrafını yayımlayamıyorum.)
Ahşap omurga hazırlandıktan sonra kendir ipi ile oturma kısmı örülüyor…
Günümüzde kendir ipi kalmadı, niyetlenen varsa mecburen “naylon” ipe talim.
Çam sakızı ile işlemden geçirilen kök boya…
Kök boya bulunmaz olunca toz kumaş boyası kullanılmış vaktiyle, çam sakızının işlevi boyanın evladiyelik kalması, kimi ustanın ahşap üzerine bezemeler yaptığı vaki.
Evvel vakit Gülef ve Musallar köylerinin kış aylarındaki geçimiydi “koltuklu iskemle”…
İstanbul’dan esnaflar gelir ve kamyon kamyon ürünleri yükler giderlerdi, koltuklu iskembe yanı sıra beşik gibi envai ahşap oyuncak ile ayrıca oklava gibi mutfak ürünleri de yapılırdı,1980’lerin sonunda üretim bitti, en son birkaç sene önce birkaç sipariş yapılmış bir müşteriye.
Orman yasasına göre eskiden yabani kavak kesiminin serbest olduğu söyleniyor, yasaklanmasıyla birlikte hammadde işi dara düşmüş, köylerde üretim gücü zaten kalmadı, “üretim” geçer akçe olmaktan çıktı, “tarih oldu”…
Ne kaldı ki elimizde “koltuklu iskemle” kalsın.
Not: Eski heyecanlar da kalmadı…
Teslim olduk topyekun “zamanın ruhuna”.
Sözüm ona “ahşabın başkenti” filanız, “fuar” yapıyoruz, göçü durdurmayı geçtim “köye dönüş” gibi yaldızlı projelerimiz bile var…
Hani nerede “Daday İskemlesi” ve “koltuklu iskemle”?
MUSTAFA AFACAN