14 yaşında ilik nakli bekleyen hemşerimiz Sonat ile ilgili haberin geçtiğimiz Salı günü gazetemizde yayımlanmasının ardından Kastamonu Belediyesi, KATSO misali kurumlar, sivil toplum örgütleri ve duyarlı vatandaşlar kan kampanyası başlattı…
Kızılay önümüzdeki hafta başında kan alabilecek.
Tek hekim çalışıyor Kastamonu Kızılay, yapılan planlama neticesinde ekip bu hafta boyu Merkez İlçe dışında görevli, takviye hekim ve ekip olmadığı için kapı duvar…
Yetersiz personel, Kastamonu Kızılay’a kabahat bulmamak lazım, ikinci bir hekim ataması yapılamıyor.
Kızılay Genel Merkezi ile görüşüldü…
Elden gelen bir şey olmadığı ifade edildi, takviye ekip gönderilemiyor, il içinden bulunamıyor, gönüllü hekim istemiyorlar, Pazartesi beklenecek.
Duyarlılık gösterdi Kastamonu, kapıdan dönen vatandaşlardan telefonlar aldım, kimisinden zılgıt yedim, madem kapalı kapılar ne diye ortalığı velveleye verdik, doğruya doğru…
İçim içimi yedi.
Tam istim üzerindeyken…
Ter soğuyacak.
Kızılay’ın kan birimi Pazartesi açık…
Bekleyeceğiz mecbur.
- ••
Not:
İnsanların yüzünden dökülen bin parça, mahkeme duvarı suratlar, kavga kıyamet, itiş kakış, hastanelerin psikiyatri servisleri yığılı, eczaneler antidepresan yetiştiremiyor, dünyanın sonu gelmişçesine bakan gözler…
Mutsuzluk illeti salgını var ortalıkta.
Kastamonu mutsuz…
Türkiye mutsuz.
Haybeden söylemiyorum illa ki…
Misal, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı 10 ay önce Dünya Mutlu Endeksi raporunu yayımladı, Türkiye 156 ülke arasında 74’üncü sırada yer aldı, önceki raporda 69’uncuyduk, kötüye gitmiş hastalık, mutsuzluk tümörü küçüleceğine büyümüş.Yavru vatan KKTC anavatanı mutluluk endeksinde sollamış, 58’inci sırada, Libyalıların bile keyfi yerinde Türkiye’ye göre, 70’inci sıradalar, uzatmayayım, Pakistan’la sırt sırtayız mutluluk endeksi sıralamasında, anlayın ne kadar mutlu olduğumuzu.
Mutluluk kriteri ne oldu peki Birleşmiş Milletlerin (BM) söz konusu endeksi yaparken?…
“Kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasıla, sosyal destek, sağlıklı ömür beklentisi, yaşam tercihlerini yapabilme özgürlüğü, cömertlik, yolsuzluk algısı.”
Bu yazıyı yazmaktaki amacım farklı, BM kriterlerini tutturmak siyasilerin işi, fakirin işi “fantezi” bir nevi, milletçe mutlu olmayı beklemek yerine, herkes pekala kendi göbeğini kesebilir, “tümevarım” yönetimiyle belki bu sayede ulusça mutluluk da sağlanabilir, tutar mı tutar…
Öyle ya her koyun kendi bacağından asılsın, çare budur belki de.
Mutluluğun yolu “serotonin” hormonundan geçtiğini yazmış AlexKorb isimli araştırmacı makalesinde, iyi de bu nazlı hormonun vücudumuzdaki seviyesi nasıl yükseltilecek?…
Makalesinde 4 yolu olduğunu ifade ediyor Korb, “güneş ışığı, masaj, egzersiz, geçmişteki mutlu anları hatırlamak”.
Kastamonulu hemşerim için güneş ışığı yılın en az yarısında karaborsa, masaj hakeza, kişi başına düşen masör sayısı kim bilir nedir, üstelik külfetli, o halde kala kala “egzersiz ve geçmişteki mutlu anlar” kalıyor elde…
“Geçmişteki mutlu an” mevzusunda birikiminde ekside olan olacağını düşünerek, elde tek cephane “egzersiz” kalıyor, beleş, tabana kuvvet.
Yürü hemşerim, mekik çek, esnet, ger, takla at, top oyna, nefesin yettiğince koş, yuvarlan, müziği aç dans et…
Egzersiz yap sabah akşam.
Darlandıkça…
Vücudu çalıştır hemşerim.
*************************************
Gençlik ve Spor Bakanlığı
hibelerinden yararlanabiliyor muyuz?
Gençlik ve Spor Bakanlığı “Gençlik Projeleri Destek Programı” kapsamında hibe verdiği proje teklif çağırılarına çıkıyor 2012 yılından bu yana, geçtiğimiz yıl 2 defa çıkıldı misal, dernekler yararlanabiliyor bu destekten…
Kastamonu bu hibe desteğinden ne ölçüde faydalanabildi?
Kastamonu Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü yetkililerine sordum, Bakanlıktan öğrenmem gerektiğini, hibe alan derneklerin muhatabının doğrudan Bakanlık olduğunu kaydettiler…
Bakanlığa sorduğum farz edile o vakit, “Kastamonu, Gençlik Projeleri Destek Programı’ndan hakkıyla faydalanabildi mi?”.
2012, 2013, 2014, 2016, 2018 yıllarında 2’şer defa, 2015’te bir defa proje çağrısına çıktı Bakanlık…
Kastamonulu gençlerin faydasına kaç TL kullanıldı?
Yeri gelmişken bir sorum daha olacak, müdürlük yetkilileri proje çağrılarını kamuoyu ile hangi yolla paylaşıyorlar?…
Basın toplantısı mı, toplantıya davet mi, telefon mu, mesaj mı, kulaktan kulağa mı?
Bu soruyu daha önceki yıllarda da sordum, bana mısın diyen olmadı, bakalım bu kez ne olacak?…
Umutlu muyum, elbette değilim.