CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin dünkü grup toplantısında yaptığı konuşmada Kürşat Ayvatoğlu olayına değinirken, Kastamonuluların tabloluyu çok iyi bildiğini belirtti, Kastamonu’yu bu olayın tamamen dışında tuttuklarını söyledi, “Ortaya çıkan tablo bizim değerlerimizle barışık bir tablo değildir. Bu bir vurgun tablosudur” ifadesini kullandı.
Lüks bir araçta uyuşturucu madde kullanırken çekilmiş video görüntüsünün kamuoyuna yansımasıyla Türkiye genelinde ve Kastamonu’da gündem olan Kastamonu Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler eski müdürü aynı zamanda AKP Genel Merkezi eski büro personeli Hamza Kürşat Ayvatoğlu’yla ilgili Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin dünkü grup toplantısında yaptığı konuşmada Kürşat Ayvatoğlu olayına değinirken, Kastamonu’yu bu olayın tamamen dışında tuttuklarını söyledi.
Kılıçdaroğlu, AK Parti’nin ilk günden bu yana hep değerler üzerinden siyasi propaganda yürüttüğüne dikkat çektiği konuşmasında, “Ortaya çıkan tablo bizim değerlerimizle barışık bir tablo değildir. Bu bir vurgun tablosudur” ifadelerini kullandı.
“KASTAMONULULARIN BAŞIMIN ÜZERİNDE YERİ VARDIR”
Kastamonuluların tabloluyu çok iyi bildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu “Bütün Kastamonuluların benim başımın üzerinde yeri vardır. Milli kurtuluş savaşında Kastamonu’nun ne yaptığını çok iyi biliyorum. Orada verilen mücadeleyi de biliyorum. Kuvay-i Milli’ye silahların nasıl geldiğini ve nasıl yönlendirildiğini de çok iyi biliyorum. Dolayısıyla Kastamonu’yu tümüyle bunun dışında tutuyoruz. Ama iktidar hep değerlerden söz ediyor. Hangi değerler? Bizim tarihimizde böyle bir değer var mı? Balık baştan kokar demişler. Baştan da kokuyor zaten” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasının devamında şöyle dedi:
“Ülke açlıktan kırılıyor. Yoksulluktan kırılıyor. Binlerce çocuk yatağa aç giriyor. Bu lüks bu şatafat nedir. Bütün gençlere sesleniyorum. Sizler hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hem bugünü hem de yarınısınız. Bütün gençlerle gurur ve onur duyuyoruz. Ahlaklı gençlerle, ülkesini seven gençlerle. Öyle bir tablo inşa ettiler ki gençler neredeyse geleceklerini yurt dışında arayacaklar. Bunun hesabını soracağız. Sormak zorundayız. Bu çocuğu bu hale kim getirdi, kimler getirdi, kimler görmedi? Hesabını sormak zorundayız. Bütün gençlere şunu söylüyorum. Sizden çalınan her şeyi size iade edeceğim. Telafi edeceğim. Bu rezaleti telafi edeceğim. Hakkınızı teslim edeceğim.”