Okuma, bireylerin yaşam boyu bilgiye ulaşmada kullanacağı en temel yollardan biri ve temel amacı, iletiyi anlamak olan eylemdir. Ancak okumak zorunda değiliz. Hele de entelektüel baskı ya da öğretmen baskısı yüzünden hiç okumak zorunda değiliz. Klasiklerin tamamını bitirince bizi astronot yapmayacaklar. Ayrıca teknik olarak klasiklerin tamamını bitirmek pek de mümkün değil. Her ne kadar yayınevleri, akademisyenler veya benim gibi çok bilmişler klasiklere dair bir liste önerse de aslında sayısız sayıdaklasik eser var. Her liste kendi içinde kesinlikle doğru ama her koşulda eksik kalır. Çünkü okuma dediğimiz eylem kısa yaşamımızda sonsuz dünyanın kapısını açar bize. Bu listeler de doğal olarak yaşama dair sınırlılığımızın içine ne kadar çok bilgi sığdırabiliriz arayışından başka bir şey değil.
Ve yukarıda dediğim “okumak zorunda değiliz” önermemi şimdi düzeltiyorum; “okumak zorunda değiliz ancak okursak harika olur” Neden mi?Sözcüklerle düşünürüz, sözcüklerle ifade ederiz, sözcüklerle gelişiriz. Çünkü birer kavram olan sözcükler, düşünmenin temel öğeleridir. Sözcük dağarcığı zengin olan bireylerin anlama, kavrama ve değerlendirme becerileri de yetkin olacaktır.
“Düşünme becerisi gelişen bir toplumda kimse kimseye kıymaz. Kıyamaz. Hele de kendi…”Bu cümleyi tamamlamaya bile yüreğim dayanmıyor…
Çok sevdiğim yazarlardan biri olan ItalioCalvino, “Klasikleri Niçin Okumalı?” kitabını okuduğumda klasiklere ilişkin anlattıklarından bazılarının altını çizmiştim. Klasikler neden güzeldir, neden okunmalıdır ve türevi sorulara bence güzel cevaplar veriyor;
- Klasikler, haklarında asla ‘okuyorum’ sözünü değil, genellikle ‘yeniden okuyorum’ sözünü işittiğimiz kitaplardır.
- Okumuş ve sevmiş olanlar için zenginlik anlamına gelen, ama zevkine varabileceği daha iyi koşullarda ilk kez okuma şansını bulanlar için de o denli zenginlik demek olan kitaplara klasik denir.
- Klasikler gerek unutulmazlıklarıyla varlıklarınıduyurduklarında, gerek kolektif ya da bireysel bilinçdışı kılığına bürünüp belleğin katmanları arasında gizlendiklerinde, özel bir etki gösteren kitaplardır.
- Bir klasiği her yeniden okuma, ilk okuma gibi bir keşif okumasıdır.
- Bir klasiği her ilk okuma, aslında bir yeniden okumadır.
- Bir klasik, söyleyecekleri asla tükenmeyen bir kitaptır.
- Klasikler, haklarında duyduklarımızla ne kadar bildiğimize inanıyorsak, gerçekten okuduğumuzda o kadar yeni, beklenmedik, benzersiz bulduğumuz kitaplardır.
- Eski çağların tılsımları gibi, evrenin eşdeğeri biçimini alan bir kitaba klasik denir.
- Güncelliği arka plandaki gürültülü konumuna atma eğilimi gösteren, ama aynı zamanda bu arka plandaki gürültü olmadan yapamayan şey, klasiktir.
Klasiğin olumsuz çağrışımlarından dolayı bu tür yapıtlar, ağır kitaplar olarak görülür. Oysa bir klasik, eski olduğu için değil, tam tersi zamansız düşünceler taşıması nedeniyle okunmalıdır.Toplumların kültürel değişimleri sürse bile temel insanlık değerleri ve sorunları aynı kalır. Klasikler aracılığıyla anlama ve kavrama bakımından zihinsel niteliklerin değişimi desteklenir. Klasiklerin kişisel gelişimi desteklediğini hem de beklenmedikbir biçimde köklü olarak desteklediğini, bellekleri biçimlendirdiğini, yaşam için yeni araçlar kazandırdığını ve insanlık bilincinin binlerce yıllık yoğun işçiliğinin yarattığı kalıcı güzellik ve entelektüel heyecanla karşılaşmaya olanak sağladığını belirtmek istiyorum.
Ülkemizde maalesef okumak bizlere bir zulüm geliyor. Okuyanlar da okumayanlara çok ciddi bir kültürel şiddet uyguluyor. Bu şiddet de en vahimi. Çünkü kültürel şiddet yüzünden kültürsüz kalıyoruz. Oysa klasikler, kültürel bir şiddete uğramadan okunursa okuyanların sayısı artacağı gibi kendine ve çevresine zarar verenlerin oranlarının da düşme ihtimali çok yüksek. Onlar aracılığıyla insanlığın zaman içindeki konumuna ulaşılıp, zamanın günümüz insanını ne derece yabanileştirdiği anlaşılabilir.
Klasikler harika eserlerdir. Asla sıkıcı değillerdir. Evet bazıları bir tuğla kalınlığına olabiliyor doğru ama bu hacim sizi hiç ürkütmesin çünkü eğer bir şans verirseniz asla pişman olmazsınız. Klasiklerin kendi dönemlerinin, tarihin ötesine çıkmayı başarmalarının en temel sebebi insan ve insani olana dair “rafine bir öz” içeriyor olmasıdır. Koşullar değişti, biçimler değişti ancak insanlığa dair olan bu “öz” mağaralardan çıkıp rezidanslarda yaşamaya başladığımız bu dönemlere dek hiç değişmedi. Yani klasikler aracılığı ile en arı insan duygularını gözlemleme şansımız olur.
Okumak geliştirir. Okunmak her türlü dogmadan kurtulmamızı ve kendimize ait erdemli bir ahlak felsefesi geliştirmemizi sağlar. Okumak bizi bizden korur. Bu korunma sayesinde çevremize verebileceğimiz zarar olasılıkları minimize olur.
Neden mi tekrar tekrar bu konuya dönüyorum? Neden mi okumalıyız diyorum? Cevabı bence tüm can yakıcılığı ile ortada. Son günlerde haberleri takip ettiyseniz ne demek istediğimi anlarsınız.
Bugünlük de bu kadar dostlar. Haftanız çok verimli, çok huzurlu, çok emniyetli ve bol okumalı geçsin…
ZEKİ GÜRDAL KARAOĞLU