Kenevir ekimi ve sanayisinde “lafta” kaldık, attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değmedi, memlekette yeni bir “seferberlik” olarak “keten” ekimi başlatıldı, esamemiz yok, sırada “ısırgan” ekimi olsa gerek, hiç işimiz değil…
Ne olacak Kastamonu’nun hali?
Kenevirin hem ekim hem “sanayi” başkentiydik…
“Köy” bile değiliz bugün.
Keten üretim merkezlerinden biriydik…
“Mazi” olduk bugün.
Sahilden tut Devrekani ve Küre sırtlarına kadar keten ekilirdi ezelden, yerel “tekstil” sanayisinden “gıda” endüstrisine ve hatta inşaat sektörüne kadar ketenin girdiği alan “gırla” idi…
“Gırgır” olduk bugün.
İp yapılırdı köy atölyelerinde ketenden…
“Fanila” dikilirdi hamarat ellerde.
“Beziryağı” yapılırdı…
Antik değirmenlerde.
Hayvan yemiydi…
Tarımsal girdiydi.
Gerisini siz getirin…
Keten, boylu boyunca hayatın içindeydi.
Unutuldu bugün…
Hatırlanacağı da yok.
Diğer bir “lif” bitkisi “ısırgan”…
Seferberliği “eli kulağında”.
“Kenevir, keten, ısırgan”…
3’ü de yok repertuarımızda.
Kastamonu’nu kaçırdığı yahut bilet almaya tenezzül dahi etmediği trenleri ben yazmaktan usandım…
Siz okumaktan.
Memleket kan kaybediyor…
Hasta komada.
Not: “Karadeniz Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü” ürettiği “yerli” keten tohumunu Samsun’un Vezirköprü ilcesindeki çiftçilere dağıttı, 4 dekar arazide keten ekimi yapıldı…
Kastamonu’dan “bakıp”, “hayırlı olsun” demek düşer bize.
Enstitü epey vakittir Karadeniz bandında Rize’den Zonguldak’a kadar çalışmış “keten” konusunda…
Kastamonu’ya da “uğranılmıştır” muhakkak.
Neticede…
Vezirköprü, “kenevir” yanısıra “keten” mevzusunda da “merkez” oldu.
Sırada “aynı” aileden “ısırgan” var…
Ha gayret Vezirköprü.
(Anlaşılan tohumu kalmamış olmalı ki Kastamonu keteninin…
Ensttitü yenisini üretmiş.)
MUSTAFA AFACAN