Ülkemizde ciddi bir kenevir projesi yürüyor, kenevir tarımı ve sanayisi bizzat devletin öncülüğünde yeni baştan ayağa kalkacak, kenevir pastasından pay almaya talipli iller yılbaşından itibaren pozisyon almaya başladılar, kenevirin üretim ve sanayi yurdu Kastamonu ise resmen uyuyor…
Bir tren daha kaçıyor.
Siyaset, yerel yönetimler, meslek odaları, üniversite…
Ses vermiyor Kastamonu.
Rize Ticaret ve Sanayi Odası “Kenevir Üretimi İle İlgili Strateji Belirleme Toplantısı” düzenledi, kenevir üretimi için altyapı oluşturma planı masaya yatırıldı…
Rize’de kenevir üretiminin evveliyatı var mıdır bilinmez.
AK Parti MKYK Üyesi ve Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, “Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Tarım ve Orman Bakanlığımız kenevir ile ilgili çalışma başlattığında esasında 18 il belirlenmişti ama biz Malatya’da bu işin eskiden beri yapıldığını ve Malatya’nın da olması gerektiğini ifade ederek, 19’uncu il olarak Malatya’mızı da bu işe dahil ettik” dedi…
Malatya Büyükşehir Belediyesi, Malatya Turgut Özal Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, Kimya Mühendisleri Odası Malatya Temsilciliği “Kimya ve Kenevir Sanayi Çalıştayı” düzenlendi.
Aksaray, kenevir ekim izni olan 19 ilden biri değil ancak harekete geçti, Aksaray Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cüneyt Göktaş ile Aksaray Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Özkök, Endüstriyel amaçlı kullanılmak üzere kenevir üretimi için başvuru yaptıklarının müjdesini verdiler…
İki başkan, Aksaray Ticaret ve Sanayi Odası ve Aksaray Ticaret Borsası olarak Aksaray’ın “Kenevir Üretim Merkezi” olmasını istediklerini kaydederek, “Bunun için çalışmalarımıza hız verdiğimizin tüm kamuoyu tarafından bilinmesini istiyoruz” dediler.
Konya, kenevir ekim izni olmayan bir il ancak harekete geçti… Konya’da Selçuk Üniversitesi (SÜ), Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ve Konya Ticaret Borsası işbirliğinde “Konya Kenevir Çalıştayı” düzenledi, kenevir üretiminin sağlam ve sağlıklı bir şekilde planlamak gerektiği belirtildi, Konya bölgesinin üretim noktasında önemli bir merkez olabileceğine dikkat çekildi.
Kenevir ekim izni olmayan iller arı misali…
Kadim kenevir tarım ve sanayi ili Kastamonu ise sus pus.
(Mevzu sadece kenevir de değil…
Diğer lifli bitkiler olan “keten ve ısırgan” konusunda da eli son derece güçlü Kastamonu’nun, gören nerede ama?)
Trenler böyle kaçıyor…
Uyurgezerliğin sonucu.
•••
Not:
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’nın hazırladığı kenevir raporu ilginç bilgiler içeriyor, kenevirin ilimizdeki geçmişini bilmek namına aşağıdaki pasaj çok önemli…
“Kenevir ülkemizde Kastamonu başta olmak üzere, belirli illerde üretimi yapılan tek yıllık bir bitkidir. Kenevir üretiminin değerlendirilmesi amacıyla kamu tarafından yapılan ilk yatırımlar Kastamonu’da gerçekleştirilmiştir. Bu yatırımlardan ilki bölgede üretilen kendirlerin havuzlama ve soyma işleminin yapılarak değerlendirilmesi amacıyla Sümerbank tarafından 1946 yılında kurulan Taşköprü (Kastamonu) Kendir Fabrikası’dır. 4 bin ton çubuk kendir işleme kapasitesine sahip fabrika, bölgede 16 bin-24 bin ton üretim olmasına karşın, çeşitli nedenlerle kapasitesinin yarısı kadar kendir alabilmiştir. Fabrikanın tam kapasite ile çalışamaması ve zarar etmesi nedeniyle Sümerbank 1949 yılı sonunda kendir havuzlama ve soyma tesisinin kapatılması kararını alarak 1951 yılı ortalarında faaliyetine son vermiştir.
Kastamonu’da kurulan diğer bir tesis Kendir Sanayi Müessesesi’dir. Kendir elyafından sicim ve kanaviçe üretimi amacıyla 1945 yılında ivedili sanayi plânına dâhil edilerek 1949 yılında inşasına başlanmıştır. Toprak Mahsulleri Ofisinin çuval ihtiyacını karşılayan fabrika, hammadde olarak kullanılan kendirin randıman ve kârlılığın düşük kalması nedeniyle 1953 yılından sonra, Hindistan’dan çok daha ucuz olan, kendirin muadili olarak kullanılan jüt ithal etmeye başlamıştır. Kendir üretimini olumsuz yönde etkileyen bu durum İzmit de kurulu SEKA’ya ait fabrikaya kâğıt üretiminde kullanmak amacıyla kendir alınmaya başlanması ile telafi edilebilmiştir. 1976 yılında Taşköprü’de SEKA tarafından kâğıt fabrikası kurulma kararı alınmış, fabrika 1984 yılında faaliyete girmiştir. 1998 yılında özelleştirme kapsamına alınan fabrika, 2004 yılında özelleştirilerek satılmıştır. Özelleştirme sonrası fabrikanın kendir ihtiyacının, daha ucuz olduğu için yurt dışından temin edilmesi yoluna gidilmesi, kendir üretimini bitirme noktasına getirmiş, sonrasında fabrika birçok özelleştirme örneğinde olduğu gibi faaliyetine son vermiştir.”
Mesele derin…
Kabahati emperyalizme, kapitalizme, iktidarlara yüklemek en kolayı, kabahatin çoğu bizde, sahip çıkmak lazım, üreticisiyle meslek odasıyla.