Derebeylik dönemi…
Kastamonu.
Katranla süt karıştı…
Beyaz oldu.
Bir damla siyah mürekkep…
Denizi boyadı.
Akarsu kir tuttu…
Su bulandı.
Asil azdı…
Bal koktu.
İki kere iki…
Beş etti.
Bir yanlış dört doğruyu götürdü…
Mantık dersten kovuldu.
Fizik kuralları aykırı bulundu…
Kimya bozuldu.
“Descartes”…
Aforoz edildi.
Madde buhar oldu…
Hallerden “Gaz” hali kaldı.
Dünya öküzün boynuzuna konuldu…
Ahali alkışladı.
“Minik fare kükredi…
Bir aslan miyav dedi.”
Bülbül işten atıldı…
Karga assolist oldu.
Gül bahçesi bozuldu…
Isırgan dikildi.
Gıcırım boğmaya gitti masumiyet…
Cellat emekli oldu.
Cengiz Han mezarında ters döndü…
İmana geldi.
“Şenlik dağıldı…
Bir acı yel kaldı bahçede yalnız.”
Maarif’in imla bilgisi
Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürlüğü resmi web sayfasında yer alan aşağıdaki metni dikkatlice okuyalım…
“Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan DÖGEP programı kapsamında Kasım ayı faaliyeti ile ilgili DKAB dersleri öğretiminde Öğretmenlere ‘Eğitim camiasına örnek çalışmalarıyla ilham veren ve iz bırakan veya yıllarca öğrenci yetiştirmiş/yetiştirmekte olup eğitime adanmış bir hayat yaşayan ya da bu uğurda mücadele verirken şehit olan öğretmenlerimizin örnek hayatları ve eğitim çalışmalarının incelenmesi’ konulu etkinlikle ilgili olarak şehit öğretmenlerimiz ile ilgili bir sunum yapılmış, sunum sonunda şehit öğretmenlerimiz için Kur’an-ı Kerim okunarak dua ile etkinlik tamamlanmıştır.”
Çocuklarımızı okutsun-yazdırsın diye emanet ettiğimizin Milli Eğitim Müdürlüğü’nün imla bilgisi tüm ışıltısı ile bu…
“Azı karar, çoğu zarar”.
(Dünya çapında edebiyatçı çıkmıyor ülkemizden…
Okur-yazar çıktığına şükredelim.)
Noktalama işaretleri tedavülden kalkmış…
Anlam, uzun cümlelerin dipsiz kuyusunda tutuklu kalmış.
Türkçe, edebiyat, yazın, ifade, anlam, vesaire…
Okuyana eziyet.
Bulmaca mübarek…
Tekerleme.
MUSTAFA AFACAN