Ankara’da AKM Alanında düzenlenen Başkentte Kastamonu Günleri adlı tanıtım etkinliğinde son beş yıldır Tosya Belediyesinin düzenlediği bölümde, afiş büyüklüğünde bir resim ve altındaki “Tiridine Bandım Türküsünün Bestekârı İsmail Okur Naiboğlu (1900-1974)” yazısı dikkatimi çekiyordu. Belediye Başkanı Kâzım Şahin’e sorduk, “Bu nederen çıktı, bu bilgi doğru mu?” diye. Araştıracağını bildirdi. Bir sonuç alamayınca Tosya Ansiklopedisi’nin yazarı, araştırmacı Mustafa Bektaşoğlu’na konuyu havale ettik. Sordu soruşturdu. Naiboğlu’nu tanıyan birini bulamadı. Tosya gazetelerine konuyu emanet etti. Nihayet, Eylül 2019 başında Bektaşoğlu, bir Tosya dergisiyle yanımıza geldi. Naiboğlu’nun kimliği ve türküleriyle ilişkisi bir nebze aydınlanmış oldu.
TRT’de ve diğer türkü programlarında Kastamonu’nun en ünlü türküsü olarak “Tiridine Bandım” bilinir, söylenir. Halk oyunu olarak da oynanır. Sözleri dikkat çekicidir. Halk edebiyatındaki şathiyeleri andırır. Türkay’la ilgili çeşitli rivayetlerin olması doğaldır. Halk bilimi, böyle rivayetlerin bilimidir. Bir türküyle ilgili ne kadar çok çeşitleme ve doğuş hikâyesi varsa, değeri o kadar artar ve onun eskiliğini gösterir.
Bu yazımızda, sadece İsmail Okur Naiboğlu’yla ilgili rivayet üzerinde duracağız. Muzaffer Sarısözen, Ankara Devlet Konservatuvarı adına türkü derlemesi için 1998 yılı yazında Kastamonu’ya geldiğinde 12 Temmuz 1948 tarihindeki Tosya’da İsmail Okur’dan şu türküleri derler: Evlerinin Önü, Harmana Kuyu Kazdım, Aşağıdan Geliyor, Suya Düştü Dabanımın Çeşiti, Çiçek Dağı. İşte bu derleme sırasında İsmail Okur’dan derlenip Muzaffer Sarısözen tarafından yöresi Tosya gösterilip THM Repertuvarına alınan “Aşağıdan Geliyor” türküsü “Tiridine Bandım” türküsüdür ve “Aşağıdan geliyor Türkmen goyunu aman aman” mısrasıyla başlamaktadır.
“Tiridine Bandım” türküsünü TRT THM Repertuvarına kazandıran İsmail Okur Naiboğlu hakkında Tosya dergisinin C II, S 7, Aralık 1991 sayısında Sabri Civlez’in TosyaFolkloru (s.24-26) başlıklı yazısında yer alan bilgi özetle şöyledir:
Naiboğlu sülalesinden İsmail Efendi’nin oğludur. Rumi 1319/1899-1900 yılında Tosya’da doğdu. 13 yaşında iken komşusu Ali Onbaşı’dan müzik dersleri aldı. İki yıl içinde bağlama çalmayı öğrendi. Daha sonra keman çalmaya başladı. Ali Onbaşı’dan sadece bağlama çalmayı değil, makam ve notaları da öğrendi. Beste yapabilecek duruma geldi. Asıl mesleği marangozluktu. Çok sayıda bağlama yapıp sattı.
Hakkı Berber (1897-1989) ile Tosya’da Türk Ocağı Şubesini açarak halk oyunları ve halk müziği çalışmalarını başlattı. Hakkı Berber tarafından halk arasından derlenen şiirler İsmail Okur tarafından bestelenip türkü hâline getiriliyordu. Yazıda, bir yerde (s.25) Okur’un “Tiridine Bandım” türkücüsünün bestecisi olduğu belirtilirken üçüncü sütunda “Amanın Fazlım” türküsüne Okur’un “Tiridine Bandım” nakaratını eklediği yazılmıştır. Bizce bu son yazılan akla daha yatkındır. Tosyalı Mustafa Başefe (1312/1896-1981) ve arkadaşları tarafından da oyunu düzenlenmiştir.
Dergide Hakkı Berber ve Mustafa Başefe’nin hayatı ve çalışmalarından da söz edilmiş, fotoğrafları verilmiştir. Hakkı Berber (Şapşak Hakkı) bölümündeki; “Folklorumuza en önemli hizmeti, Tiridine Bandım türküsünü kaleme almasıdır.” cümlesi de az önce belirttiğimiz görüşümüzü desteklemektedir. Halk sanatçılarında bu tür sahiplenmeler, eklemeler her zaman görülür. Bu bir halk kültürü olayıdır ve aşırma sayılmaz. Ozanoğlu’nun Çanakkale Türküsünü sahiplenmesi gibi.
Bu yazımızda “Tiridine Bandım” türküsüyle ilgili Naiboğlu İsmail Okur ve Hakkı Berber rivayetini dile getirdik. Diğer yazılarımızda başka rivayetler üzerinde duracağız…
NAİL TAN