Siyasiler, bilim insanları, “düz vatandaş”, milletimizin cemicümlesi şehirlerin karşı karşıya kaldıkları sel felaketlerinin sebeplerini dosdoğru izah edebilme ferasetine sahip…
“Görünen sel, kılavuz istemiyor”.
Devletimiz de biliyor…
Gerekli “doküman” hazır ve nazır.
AFAD “sel” felaketine karşı alınması gerekli tedbirleri madde madde sıralamış misal…
“Her tip meteorolojik afet için, günümüzde yağış alanları ve yağış yoğunluklarının belirlenmesinde oldukça etkili bir biçimde kullanılan radar sistemleri ve uydu verileri ile çalışan erken uyarı birimleri teşkil edilmelidir.
Bu uyarı birimi ile koordineli olarak çalışacak il ve ilçelerde kurtarma birimleri oluşturulmalıdır.
Bölgesel radyolar herhangi bir tehlike anında halkı bilgilendirerek uygulayacakları yöntemler konusunda uyarıda bulunmalıdırlar.
Yerel yönetimler dere yataklarına yerleşim yapılmaması konusunda titizlik göstermeli, buralarda yerleşimi önlemelidir.
Yerleşim yerleri içinden geçen dere yatakları ve drenaj kanallarında, ayrıca dere ve nehirlerin denizle birleştiği noktalardaki kanallarda zamanla oluşabilecek tıkanmalara düzenli olarak temizlenmeli, sürekli açık olmaları sağlanmalıdır.
Yerleşim yerleri içinden geçen dere yataklarına ıslah edilmelidir.
Çevredeki yeşil alanlar korunarak ve artırılarak erozyon ve sel önlenmelidir.
Sel tehlikesi bulunan eğimli yamaçlarda teraslama ve ağaçlandırma yapılmalıdır.
Çukur alanlarda, binaların bodrum katlarına su basma tehlikesi yüksek olduğundan, bu türlü yerlerde bodrum yapılmamalı, su basman kotu yüksek tutulmalıdır.
Şehir içlerinde yeterince yağmur suyu kanalı olmalı ve bunların sürekli bakımları yapılmalıdır.
Bulunduğumuz yerleşim yerlerinde sel uyarı işaretleri ve uyarı sistemleri öğrenilmelidir.
Konutlar diğer afetlerde olduğu gibi sele karşı da sigortalatılmalıdır.”
Dört dörtlük…
Fazlası var.
AFAD reçetesini ilimizdeki 20 ilçenin tam tekmil “uyguladığı” vaki midir?…
Öncelikli sorumluluk ve yetki belediye başkanlarında ve belediye meclislerinde, denetleme görevi ise mülki idare ve meslek odalarında olsa gerek.
AFAD reçetesi yekun Karadeniz kıyı şeridinde meydana gelebilecek sel felaketlerinin nedenlerini ve önleme reçetesini yazmış yazmasına ama “temenni” olarak kalmış korkarım…
“Kulak arkası”.
Kastamonu Merkez ilçe de “dere yatağı” yerleşimi değil mi?…
AFAD reçetesini hayata geçirme derdine düşecek olan Belediye, “dere yatağı” alanına ruhsat vermeyecek mi, var olan binaların bir şekilde tasfiyesi için fırsat mı kollayacak? Merkez ilçenin hem “konut” hem de “ticari” olarak en kıymetli güzergahı “dere boyu” değil mi? “Çayboyu” dendiğinde akan sular durmuyor mu?
AFAD reçetesinin günümüzde değil Merkez ilçemizde, ülkemizin yekun şehirlerinde hayata geçirilmesinin “olanaksız” olduğunu tahmin edebiliyoruz…
“Doğa odaklı” yerleşim yerine “rant odaklı” yerleşim söz konusu çünkü dünyanın her santimetresinde.
Siz bakmayın dere yataklarına yerleşim konusunda “asıp kesen” siyasilere…
“Süt liman” olurlar afet gündemi soğuduğunda.
O halde “rant” alanlarını dere yataklarından “kurtarmak” lazım ki… AFAD reçetesi “hüküm” kazanabilsin.
MUSTAFA AFACAN