Kültür araştırmacısı, yayıncı, yazar Gülağ Öz, Kültür ve Turizm Bakanlığında HAGEM Genel Müdürü iken şube müdürüydü. Bir gün, Kara Davut romanından söz etti. “Sizin memleketiniz Kastamonu’da geçiyor olayların çoğu…” dedi. Not aldım ama romanı bulup okuyacak zamanım olmadı. Bundan bir ay önce Gülağ Öz yine bu romandan söz edince, sahaflardan arayıp İstanbul’dan getirtip okudum.
Gazeteci, romancı Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu’nun (1901-1970), 1923 yılında yazmaya başlayıp önce 1925 yılında İstanbul’da Vakit gazetesinde tefrika ettiği tarihî bir roman. Vakit’te tefrika edildiğinde olay olmuş, gazetenin tirajı iki üç kat artmıştı. İstanbul’da Fransızca, Rumca ve Ermeniceye çevrilen roman 1926 yılında Atina, Belgrat ve Sofya’da büyük gazetelerde yayımlandı. 1927’de İngilizceye çevrildi, ABD United Artist Film Şirketiyle film çekme sözleşmesi imzalandı.
Kara Davut Arap harfli dönemde 1928-1929 arasında beş baskı yapıp 73.000 adet piyasaya sunuldu ki, o dönemin en büyük rekorudur. Yeni alfabeyle ilk baskısı ancak 1966 yılında AK Kitabevince İstanbul’da yapılmıştır. Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu; Kara Davut, Yeni Matbaa, İstanbul 1966, 580 s. Kara Davut, yeni alfabeyle birçok Anadolu gazetesinde de tefrika edilmiş, ilgiyle okunmuştur.
Romanın yazarı Nizamettin Bey, Tepedelenli Ali Paşa’nın soyundan Mehmet Nazif Bey’in oğludur. 1901 yılında İstanbul’da doğdu. 1917 yılında gazeteciliğe başladı. İstanbul’un işgali üzerine Millî Mücadele’ye katılmak üzere Anadolu’ya geçti. Ankara’da Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde çalıştı. 50 yıl gazetecilik yaptı. 1970 yılında ölünce Silivrikapı’da Tepedelenli Ali Paşa’nın mezarının yanına defnedildi. Yazdığı tarihî romanlardan en önemlileri şunlardır: Kara Davut (1928-1929), Deli Deryalı (1928), Köroğlu (1928), Battal Gazi (1928), Bir Millet Uyanıyor (1933), Son Balo (1941), Kolkola (1944), Karlı Dağlar (1945).
Romanlarından Bir Millet Uyanıyor 1932’de, Kara Davut da 1953 ve 1967’de iki defa sinemaya aktarıldı. Tepedelenlioğlu, Kara Davut adlı bir dergi de çıkardı.
Romanın kahramanı Kara Davut yazara göre İsfendiyaroğlu’nun bize göre Candaroğlu İsmail Bey’in oğludur.
Roman 1450 yılında Kastamonu’da başlar. Kara Davut’un ortaya çıkışı, şahzade Mehmet’le (Fatih) tanışması, Karamanoğlu Beyliği’ndeki maceraları anlatılır. Fatih’in tahta çıkıp İstanbul’u alma hazırlıklarını başlatması, muhasara ve zafer uzun uzadıya romanda yer alır. Kara Davut, İstanbul kuşatması sırasında surlara tırmanmış ve kapıyı açarak Osmanlı askerlerinin içeri girmesini sağlamış bir kahramandır. Romanda kahramanlık olayları ağır basamakla birlikte başta Kara Davut olmak üzere bir Türk ve Bizanslının yaşadığı aşk maceraları da önemli yer tutmaktadır. Fatih’in annesi İsfendiyaroğlu’nun kızı Hatice Alime Hatun olarak gösterilmektedir.
Roman 1923-1924 yıllarının tarih bilgisine göre yazıldığından birçok tarihî yanlışlıklar vardır. Söz gelimi, 1450 yılında Nasrullah Camisi’nden söz edilmektedir. Ancak, Bizans tarihiyle ilgili olaylarda, İstanbul kuşatmasıyla ilgili bölümlerde tarihî gerçeklere önemli ölçüde uyulmuştur. Kastamonulu tarihçi Prof. Dr. Cevdet Yakupoğlu’nun romanı okuyarak tarihî yanlışlıkları ortaya koymasında büyük yarar vardır. 1450 yılında Kastamonu’da Candaroğlu Beyliğinin başında İsmail Bey vardır. Bilgin, kültürlü, yumuşak huylu bu bey romanda âdeta bir canavar gibi anlatılmıştır. Bu gibi hususların aydınlatılması gerekir.
Kara Davut her Kastamonulunun okuması gereken bir kitap. Okunduğunda Kastamonulu bir yiğitin maceraları, kahramanlıkları bize sadece gurur verecektir.
NAİL TAN