Hakan Güldağ’ın Dünya Gazetesi’nde 17 Haziran 2014’te yayımlanan “Bahçıvan’a göre Kastamonu’ya hedef lazım” başlıklı yazısı ile tesadüfen yeniden karşılaştım, aradan geçti 8 koca yıl, Güldağ’ın yazısında yer verdiği tespitlerin her biri yerli yerinde duruyor…
“Kastamonu’ya hedef lazım”.
Söz konusu yazının yayımlandığı günlerde İstanbul Sanayi Odası (İSO) ilimize adeta “çıkarma” yapmıştı, Başkan Erdal Bahçıvan ve kurmayları başta olmak üzere Kastamonulu oda üyelerinin de yer aldığı kalabalık bir heyet ilçelerimizi de kapsayan ziyaretlerde bulunmuşlar ve toplantılar düzenlenmişti…
KATSO ve Kastamonu Ticaret Borsası temsilcileri başta olmak üzere ilimiz iş dünyası ev sahipliği yapmıştı İSO heyetine.
Misafirler Kastamonu’dan memnuniyetle ayrıldılar…
Ziyaretleri sonucunda dile getirdikleri tespitler ise “yol haritası” olarak Kastamonu kamuoyuna kaldı.
Geziye katılan Dünya Gazetesi yazarı Hakan Güldağ, İSO Başkanı Bahçıvan ile yaptığı söyleşiyi dört başı mamur bir yazı halinde yayımladı…
Bugün o yazıyı hatırlamak, geride kalan 8 yılda nereden nereye geldiğimizi hesap etmemiz namına son derece kıymetli.
“Kastamonu’ndayız… İzbeli Çiftliği’nde…” cümlesiyle başladığı yazısında Güldağ, İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan’ın gözlem ve görüşleri ile satırlarını sürdürüyor…
Bahçıvan’ın ilk tespiti “Kastamonu, geçmişe kıyasla ekonomik gücünü kaybeden kentlerimizin başında geliyor…” cümlesi oluyor.
“Osmanlı’nın ilk ticaret ve sanayi odalarından payına İnebolu ve Kastamonu odaları düşen bir il bugün neden ekonomik gücünü kaybetsin?” sorusu akla geliyor doğal olarak…
Bahçıvan’ın tespiti net; “Temel sorun girişimcilik ruhunun kentten göç etmesi…”
Güldağ’ın satırlarında Bahçıvan o kadar net anlatıyor ki Kastamonulular olarak bugüne dair bahanelerimizin ne kadar içinin “boş” olduğunu…
“Gerilemeye neden olarak ‘lojistik’ gösteriliyor. Ancak Küre Dağları o gün de vardı, bugün de var. İstanbul’a uzaklık yine değişmedi; 300 km… Tabii ki, uçak, demiryolu, karayolu bağlantıları önemli ama görünen o ki gerilemede kuvvetli neden göç. Örneğin İnebolu 1920’lerde 35-40 bin nüfusa sahip. Bugün 10 binlerde… Kabahat, İstanbul’u herkes için çok kolay bir kazanç ve rant kapısı olarak göstermemiz. Kabahat, gençleri ve girişimcileri buradan kaçıranlarda…”
Hakikaten…
Ekonominin sular seller olduğu yüz küsur yıl önce mi Kastamonu lojistiği zorluydu yoksa bugün mü?
Bahçıvan sürdürüyor tespitlerini…
“Şehrin yarım yüzyılı aşkın ekonomik açıdan geri kalmasının en temel nedeni sürdürülebilir bir büyüme hedefinin olmaması. Şehre gelen bir valinin vizyonu iki-üç yıl enerji yaratmış ama bir sonraki vali bambaşka bir plan uygulamış. Şehir Doğu’dan Batı’ya, Batı’dan Doğu’ya 180 derece dönüp duruyor, belli bir hedefe kilitlenemiyor…”
“Sürdürülebilir bir büyüme hedefi”…
Kastamonu’nun bugün hedefi var mı?
“Tüm bu sorunlar bütünlüklü bir şehir vizyonu oluşturamamakla alakalı…” diyor Bahçıvan…
“’Bir şirketin CEO’su değişse de, şirket politikası bellidir’” örneği veren Bahçıvan, ‘Şirket kağıt üretiyorsa, yeni gelen yönetici onu birden peynire çeviremez. Kastamonu ve benzeri illerimizde de şehir vizyonu, sürdürülebilir büyüme hedeflerinin olmaması sorunun temel nedeni. Bir de sorun sadece valilik ya da kamuda değil. Özel sektörümüzün, kentin kanaat önderlerinin şehir politikaları oluşturulurken, mutlaka işin içinde olması lazım…’” değerlendirmesinde bulunuyor.
Aradan 8 yıl geçti…
Tazeliğini koruyan bir yazı değil mi?
(Güldağ’ın yazısının tamamını https://www.dunya.com/kose-yazisi/bahcivana-gore-kastamonuya-hedef-lazim/20493 adresinden okuyabilirsiniz…)
MUSTAFA AFACAN