SUYA ÇİZGİ / Necdet KIRCEYLAN
Yazı hayatımı kapatma zamanı geldi geçiyor. Allah kısmet ederse 14 Ocak 2016’da son noktayı koyacağım. 36 yıl önce Kastamonu’ya bir sürgün tayinle adımımı hüzünle atmıştım. Mehil müddetimi beklese idim, tayin iptal olacaktı. Kaderin bir cilvesi oldu. Balıkesir’e dönmek için çok uğraşıldı. Yönetim değişikliği oldu Balıkesir’e dönebildim. Köprülerin altından çok sular aktı. Yönetim değişikliği olunca, Sivas ile Kastamonu’yu teklif ettiler. Daha sonra Eskişehir’i önerdiler. Kastamonu’daki ilk izlenimlerim, Kastamonu’nun olumlu değişimliği, TZDK Bölge Müdürlüğü’nün mükemmelliği ile Kastamonu’yu tercih ettim. Çok güzel hatıralarla dolu yıllar geçti. Yönetim yine değişti, bu sefer Ankara’ya yol göründü. İdare Mahkemesini kazanmak yetmedi. İlk Kastamonu gelişimin aksine burada kalmak için bu sefer çok uğraştım. yönetim değişikliği imdadıma yetişti. Bunlar kişisel gibi gelebilir bazı okurlarıma. Ama ne yazık ki Türkiyenin kamu yönetimi gerçeklerinden biridir. Geriye dönüp baktığımda, sürgün tayinim olmasa idi Kastamonu’yu, Kastamonu’nun maddi ve manevi güzelliklerini tanımam mümkün olamazdı. Kastamonu’da görev yaptığım 1979-1980 ve 1992-1998 yıllarında çok değerli Kastamonuluların tanışma şansım oldu. Bir bölümü rahmetli oldular, Allah’tan rahmetler diliyorum. Sağ olanlara sağlıklı ömürler diliyorum. 1979 Aralık ayında tanıdığım rahmetli Siyami Özel beni çok etkilemişti. Kastamonu’yu sevmem, onun insani vasıflarının, sanatçı kişiliğinin yüksek olması, yazılarıma değer vermesi ile kolaylaştı. Böylesine büyük şair ve yazarı, Kastamonu sevdası ile gümbür gümbür çarpan kalbi olan örnek Kastamonulu Siyami Özel’i Mart 1981 de genç yaşında kaybettik. Nur içinde yatsın. Her hali ile karşısındakileri etkileyen, konuşması ve sohbeti keyifle dinlenen, bilgi ve tecrübeleri ile hayatın paylaşımına yol gösteren rahmetli Hasip Yılanlıoğlu büyüğümüz, Kastamonu ve hepimiz için büyük şanstı. Yaşlanan insanlar gibi değildi, çok konuşmaz, çok eleştirmez, kişilerle ilgili yorumlar yapmaz, bu böyledir gibi kestirip atmaz, sert görünüşünün aksine dinlemesini ve söylemesini bilen, karşısındakine değer ve güven veren bir bilge kişi idi. Defalarca ziyareti ile beni şereflendirdi. Yılanlı Camii imam ve müezzini ile ziyaretlerimiz oldu, çok iyi bir ev sahibi örneği idi. Yılanlı Camii’nde çok karşılaşırdık Müezzinin olmadığı vakitlerde bana ” Müdür bey kamet getiriniz” sözlerini şuanda duyar gibiyim. Bir daha yaşanması mümkün olmayan güzellikler. Nur içinde yatsın. Her kesimden o kadar çok değerli kastamonulu ile tanıştım ve güzel sohbetler yaptım ki, daha sonra bu güzelliği hiçbir yerde bir daha yaşayamadım. Nisan 1998’de emekli oldum ve Balıkesir’e döndüm. 18 yıla yaklaşan bir ayrılık. 2000 ve 2008’de kısa ziyaretlerim oldu. Yerimiz dar, yaşım 76 yı aşmış, internet yok, daktilo yok, yazımı bilgisayara aktaracak kişi çirkin yazımı nasıl okuyacak. Dile getiremediklerim için hoşgörüler… Fehmi Ataulusoy ağabeyimiz ise başlı başına bir derya. Olgunluk, bilgi, anlayış, dinleyiş, güzel konuşma, karşısındakine değer veriş, kızmama, sinirlenmeme, daima iyimser düşünme ve güzel ifade hepsi kendisinde var. Kendisini tanımak herkes gibi benim için de büyük şans. Hayırlı ömürler diliyor, hürmetle ellerinden öpüyorum. Rahmetli Cahit Keloğlu ile 36 yıl önce tanışmıştık. Kastamonu’ya ikinci gelişimde en çok sohbet ettiğim arkadaşlarımdan biri idi. Bazı konulardaki görüş farklılıklarımıza rağmen erken ölümüne kadar dostluğumuz devam etti. Herkes ile güzel dostluk kurardı. Her devirde olan fanatikleri hatırlayınca Cahit Keloğlu’nun olgun kişiliğinin değerini daha iyi anlıyorum çok çalıştı, çok hayalleri vardı. Kastamonu için durmadan düşünür, görüşlerini ilgililerle yazılı ve sözlü olarak paylaşırdı. Nur içinde yatsın. Dr. Ziyaeddin Nuhoğlu, Z.Y. Mühendisi Selahattin Günen ve Eczacı İsmet Topçu ağabeylerim ile Kastamonu bir başka güzeldi. Pazar günleri dışında İsmet Ağabey’in eczanesinde hemen hergün görüşürdük. Dr. Ziya Ağabey her zaman ciddi olmasına karşılık Selahattin Ağabey mutlaka bir latife ile ortamı neşelendirirdi. İsmet Ağabey ise daima mütebessim ortamın güzelliğini tamamlardı. Siyaset dile gelmezdi. Kimse çekiştirilmezdi. Unutulmayacak sohbetler gerçekleşirdi. bu üç büyüğümden çok güzel şeyler öğrendim. Onları rahmet ve hasret ile hatırlıyor, onlardan ayrı olmanın hüznünü daima yaşıyorum. Onlar Kastamonu’nun üç seçkin büyüğü idi. Emekli öğretmen Özdemir Tan ile çok sık görüşürdük yazıları, halk eğitim merkezi önündeki bahçede geniş sohbet grubumuz oluşurdu. Rahmetli karayılanın zurnasının yurtdışı konser hatıralarını zevkle dinlerdik. Bu gezi notlarını kaleme alamadığıma üzülürüm. Av. Mehdi Keskin, Av. Abdülhalik Oğuz, Dr. Atıf Uğurlu, tanımaktan mutluluk duyduğum değerli Kastamonunular. Dr. Atıf Uğurlu ile konserler, konferanslar, toplantılar ve hele resim sergilerinde çok karşılaşırdık. Kastamonu’da sağlık alanında pek çok yeniliklere öncülük etti. Ilgaz Grubu çalışmaları ile geleceğin Kastamonusu için önemli hizmetler sunmuştur. Her zaman herkesle gülümseyerek konuşmasını, güzel sohbetlerini unutmak mümkün mü? Kendisine sağlık ve mutluluklar diliyorum. Kastamonu’nun çok önemli bir manevi iklimi vardır. Şeyh Şaban-ı Veli Camii ve Külliyesi başlıbaşına huzur ve manevi coşku yeridir. Ana kapıdan bahçeye ilk adımı attığımda her zaman tatlı bir esinti ve ferahlık hissetmişimdir. Ayrıca Nasrullah, Yılanlı, Kırk Direkli, İsmail Bey, Yakup Ağa, İbni Neccar, Mahmut Bey, Sinan Bey, Ferhat Paşa Camileri gibi güzelliklere Anadolu’nun kaç şehri sahiptir. Kastamonu’nun tarihi eserlerini saymakla bitiremezsiniz. Sayın Fazıl Çiftçi’nin 1995 yılındaki kitabına lütfen bir bakınız da ne büyük zenginliğe Kastamonu’luların sahip olduğunu farkediniz.
1995 yılı Kastamonusu benim için manevi atmosfer ve tasavvuf dünyam yönünden iki önemli güzelliği yaşamamı sağlamıştır. 1995’in mart başında M. İhsan Oğuz Vakfı ile tanışmamla büyük İslam Alimi Muhammed İhsan Oğuz’un kitaplarını ve düşüncelerini okuma şansını elde ettim. Üç ay sonra da Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri’nin Şabaniye yolunun o yıllardaki şeyhi olan Kütahyalı Mehmet Dumlu büyüğümle Kastamonu’da tanıştım. Kastamonu’daki konuşma ve konferansları ile tasavvuf müziği ziyafetlerini izledim. İlk tanışmamın izlenimlerini bu gazetede 20-21 Haziran 1995’te Müstesna Gece ve bir Sabah başlığı ile yayınladım. Rahmetli Mehmet Dumlu hoca efendi kitapları ve televizyondaki konferansları ile gönülleri aydınlatan bir din alimi idi. Kastamonu’yu çok severdi. Sevenleri ile pek çok kere Kastamonu’ya gelmişlerdi. Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürü Sayın Yavuz KOCABIYIK ile emsalsiz başarılara imza atıldı. Yakup Ağa Külliyesi’nden bir pırlanta çıkarılması örneği ve diğer hayata kazandırılan cami, külliye ve hanlar örnekleri büyük başarının eserleridir. Sayın Yavuz Yücebıyık ve ekibi ile kendilerine destek olan idareciler ve siyasetçilere teşekkürler… Bulunduğum yıllarda Kastamonu Müftüsü Kadir Çetin ve Taşköprülü yardımcısının akademik sohbetlerine doyum olmazdı. Çok değerli bilgiler edinmemi sağladılar. Kendilerine minnettarım. Mehmet (Muhammed) İhsan Vakfı’nın yeri ise çok önemlidir benim için. Özdemir Tan hocamın bana bir hediyesidir. Kastamonu’da göreve başladıktan iki yıl sonra bir vesile ile Özdemir Tan hocam beni bilgilendirdi, birlikte vakfa gittik. Böylece vakfın o zamanki yöneticilerinden Sayın Mustafa Bayburtlu hoca ile tanışma şansını elde ettim. Kastamonu’nun büyük İslam alimi rahmetli Muhammed İhsan Oğuz’u ve eserlerini, Mustafa Bayburtlu bana tanıttı, kitaplarını hediye etti. İlk defa bu muhterem zatın adını duyuyordum. Kastamonu’dan ayrılıncaya kadar haftanın en az bir akşam üstü, İslam, Muhammed İhsan Oğuz, eserleri ve hayatın yorum konusunda halen özlediğim sohbetler yaptık. cevap bekleyen pekçok sorum bu değerli kitaplar ve yapılan sohbetler sonunda ortadan kalktı. Muhammed İhsan Oğuz’un İslam’da Kaza Ve Kader kitabını keşke her müslüman okuyabilse, yararlanabilse… Türkiye’nin önemli din alimlerinden biri olan, Kastamonu’nun Cumhuriyet dönemindeki en büyük din alimi olan rahmetli Muhammed İhsan Oğuz’un ölümünün 25.yılı olacak 3 Ağustos 2016’da kapsamlı bir programla anılmasını bekliyorum. “Oğuz Yayınları” Muhammed İhsan Oğuz’un değerli eserlerini çok uzun yıllardır sadece hizmet düşüncesi ile bilindiği üzere yayınlamaktadır. 25. ölüm yılı münasebetiyle, Muhammed İhsan Oğuz’un İslam yorumunu, kaza ve kader yorumunu, hayat yorumunu, tavsiyelerini yeni nesillere aktaracak hatıra kitabının yayınlanmasını Sayın Av. Abdülhalik Oğuz’dan bekliyorum. Mevlitlerde, törenlerde verilen yemek, şeker yerine gönülleri daima aydınlatacak değerli bir kitap- kitapçık çok makbule geçecektir… Kastamonu’daki yıllar, benim için daima özlemle hatırlanacak güzel bir hayat parçasıdır. Bunları dile getirebildiğim ve sizlere ulaştırabildiğim için mutluyum. Hoşluklar diliyorum…