YÖK tarafından 2018 yılı üniversiteye giriş sınavı raporu ilimiz namına ilginç veriler barındırıyor, e Kastamonu’da işler rakamla değil hamasetle yürüdüğü için rapor değil top patlatsan kimselerin umurunda olmuyor haliyle, yine de konu etmekte fayda var…
Kastamonulu her 5 gençten 2’si evinin önündeki lisede okuyup, evinin önündeki üniversiteyi tercih etti geçtiğimiz sene.
“Mecbur kaldı” demek daha doğru olur belki…
Oxford’u kazandı da gitmedi mi?
Geçtiğimiz yıl 4 yıllık (lisans) okul kazanan bin 516 Kastamonulu liseliden 444’ü Kastamonu Üniversitesi’ne yerleşirken, 2 yıllık (ön lisans) okul kazanan bin 566 Kastamonulu liseliden 745’i Kastamonu Üniversitesi’ne yerleşti…
Yüzde 38.58, her 5 liseliden 2’si.
İstanbul üniversitelerini yüzde 8.53, Karabük Üniversitesi’ni yüzde 6.78, Ankara üniversitelerini yüzde 6.68 liseli tercih ederken, dördüncü ve beşinci iller Samsun ve Zonguldak…
İl dışına çıkılsa da, pek uzağa gitmek de tercih edilmiyor ilimizdeki üniversiteli adayları tarafından.
Karabük Üniversitesi’ne yüzde 6.78 öğrenci verirken, Karabük’ten Kastamonu Üniversitesi’ne yerleşen öğrenci oranı ise yüzde 1.78…
Cari açığımıza dikkat edin.
Kendi yağımızla kavrulur haldeyiz…
İyi ki Kastamonu’ya üniversiteye açılmış.
- ••
Not 1:
“Okuyucu mektubu” demeye dilimiz alışmış, okuyucu “Messenger mesajı” paylaşmak istiyorum…
İlimizdeki ilk basamak sağlık hizmeti kalitemizle ilgili.
“Mustafa bey, kenar mahallelerdeki aile hekimlikleri ile ilgili yazınızı okudum, çekilen sıkıntı ve zorlukları ilgililere ve kamuoyuna duyurduğunuz için teşekkür ederim. (Okuyucumuz bir aile hekimliği binasını örnek veriyor, o satırları almadım.) Bu binanın konumu yaşlı ve yürüme zorluğu çeken hastalar için müsait değil, yaklaşık 25 metre yokuş çıkıyorsunuz, kışın çıkmak daha da zorlaşıyor, 1,5 kat yüksekliğinde merdiven çıktıktan sonra doktor katına ulaşıyorsunuz. Doktora bu durumun olumsuzluğunu söylediğimizde, ‘Sağlık Müdürlüğü 6 ayda bir olumlu rapor veriyor, isterseniz aile hekiminizi değiştirebilirsiniz’ cevabını veriyor. O yazınızı okuyunca bu olumsuzluk aklıma geldi bilginiz olsun, selam ve saygılar.”…
Şehrin merkezindeki durum da bu.
Dinleyen kim?…
“Sağır sultan”.
- ••
Not 2:
Eski Devlet Hastanesi binası boş, hayalet bina, yıkılıp yerine Fizik, Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi yapılacaktı, askıya alındı, daha öncesinde Sağlıklı Yaşam Merkezi yapılması fikri vardı, o daha önce askıya alınmıştı…
Ne olacak o bina ve alan?
Meyhur yatağı olacak…
Nur topu gibi birkriminal alan da çıkar o kumaştan.
*******************************
Top oynayacak salon yok ki basketbol olsun
Şehrimizde basketbol oynanacak tek spor salonu var, “Tandoğan”, başka yok, Atatürk Spor Salonu hentbola istimlak edilmiş halde, okul salonlarının ise okul müdürleri turşusunu kuracaklar sanki kulüplere vermiyorlar…
Kulüp demişken, ilçelerimizde basketbol kulübü yok, soran da yok dert eden de.
Çocuklar basketbolu seviyorlar, bu yıl liselerde 8-9, ortaokullarda 5-6 takım çıktı, yeterli kulüp olmayınca ancak, lisede bitiyor ilimizdeki gençlerin lisanslı maceraları…
2 kulüp var topu topu.
Merkez İlçe dışındaki ilçelerde basketbol kulübü yok, ne yapar bu ilçelerdeki eğitimciler, spor adamları, yerel yönetimler, cümle kamu?…
Ayıp değil mi?
“Salon yok” dedik…
Okul müdürleri salonlarını vermiyorlar kulüplere.
Daha trajik olan iddia ise yeni yapılan okul binalarında spor salonu namına bir mekan yer almadığı yönünde…
Hatta, yıkılmadan önce eski binasında spor salonu olan okulların yeni yapılan binalarına spor salonu konulmamış.
İnanmadım…
İnanmak istemedim.
Spor yoksa…
Eğitim var mı?