Kastamonu “tekstil”, “moda”, “girişimcilik” alanlarında günümüzden bir asır önce dünyayla boy ölçüşecek seviyede koşuyordu, Avrupa’dan ithal gelen kumaş ve giysiler şehrimizdeki “İstanbul Bonmarşesi” dükkanında satışa sunuluyordu…
“Girişimcilik”, “ekonomi” ve “kültür” atbaşı koşuyordu.
(“Bonmarşe” (bonmarche) 19’uncu yüzyıl ortasında Fransa’da kurulan ve ardından yurtdışına yayılan, “büyük mağaza” namına dünyanın ilk örneklerinden biri…
Lüks tüketim ürünlerinin satıldığı “Bonmarşe” markası öyle görünüyor ki İstanbul üzerinden ilimizle buluşmuş olmalı 100 yıl önce, değişik tarihlerde şehrimizde farklı “İstanbul Bonmarşesi” dükkanları olacak kadar hareketli bir ticaret döneminden söz ediyoruz, diğer İstanbul Bonmarşesi’ni “Kasap İsmail” şimdiki Şekerbank’a bitişik dükkanda açtı.)
Nasrullah Meydanı’nda Frenkşah Hamamı’nın bitişiğindeki merdivenlerin olduğu yerdeki binada “Şık Kundura” fabrikasından önce “İstanbul Bonmarşesi” hizmet veriyordu…
“Şık Kundura” bu binaya taşınmadan önce Nasrullah Köprüsü’nün karşısında, Ziraat Bankası’nın bitişiğine denk gelen yerdeydi.
Binanın mülkü dönemin önde gelen esnaflarından Hacı Tahir Efendi’nin, sonraki yıllarda Şık Kundura’nın sahibi Ata Yaman’a geçiyor…
1961 yılında “istimlak” edilerek yıkılıyor.
“İstanbul Bonmarşesi” dükkanında neler neler satılmıyordu ki… “İngiliz ve yerli kumaşlar, fantezi, ipekli yünlü manifatura, tuhafiye, ayakkabı, lastik, şapka, hazır elbise ve saireye dair son moda zarif sağlam ve çok zengin kumaşlar.”
Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası’nın 1934-1935 Yıllığı’nda çıkan reklam ilanında “İstanbul Bonmarşesi” ile “Müftüoğlu Biraderler” işletmelerinin aynı bantta yer alması iki işletme arasında bir “aidiyet” bağı olduğuna işaret ediyor…
Müftüoğlu Biraderler’in “lüks bakkaliyesi” ise günümüzde Banka Sokak’a Nasrullah Meydanı tarafından girilirken soldaki ilk dükkan, o tarihte satışa sunulan envai ürünler bugün dahi “parmak ısırtıyor”.
“İstanbul Bonmarşesi” dükkanı bile tek başına yetiyor…
Şehrimizin bir asır önceki “zengin” halini göstermeye.
Not: Nasrullah Meydanı’nda “üretim arkeolojisi” kazımızı sürdürüyoruz…
“Nasrullah Meydanı OSB”.
1937 yılında Nasrullah Camisi’nin karşısına, şimdiki merdivenlerin üst kısmına Kastamonu Sıhhat Dairesi (Sağlık Müdürlüğü) binası yapıldı, binanın alt katına gelir getirmesi amacıyla eşit ölçülerde 8 dükkan yerleştirildi ve esnaflara kiralandı…
“Kasap Mahir, Bakkal Turpoğlu, Dönerci Davalı, Fırıncı Konyalı, Kasap Başı, Köfteci Mustafa Bey, Sobacı Romanyalı”.
Bina 1961 yılında meydan düzenlemesi esnasında yıkıldı…
Kiracıların hali ne oldu?
Alternatif mekan gösterildi mi?…
Taşındıkları yeni mekanlarında işlerini tutturabildiler mi?
(Hüseyin Üster’e verdiği “bilgi ve fotoğraf” desteği için teşekkür ediyorum…
Arşivinden her defasında “bir dünya” çıkıyor.
Kastamonu evvel zamanın “eğitim, kültür, ticaret” şehriydi…
Günümüze kalan ise yıllar yılı mirastan har vurup harman savurduktan sonra geriye kalan bakiye.
Şehrimizin geçmişini bilelim ki…
Geleceğe dair özgüvenimiz olsun.
Hastayı ayağa kaldıracağız…
Başka yolu yok.)
MUSTAFA AFACAN