Dil bilimciler, bazı bilim insanlarıyla (Orhan Şaik Gökyay, annesi KastamonuluProf.Dr. Ahmet BicanErcilasun gibi) özel sohbetlerimizde Kastamonu’da konuşulan Türkiye Türkçesi ağzını Kastamonuca/Gastamonuca olarak adlandırıyorduk. Çünkü, ilimizde yerli ahalinin konuştuğu Türk dili ağzı, gerek söz varlığı gerekse sentanks/ses bilgisi açısından çok özgün bir konumdadır.
Kastamonuca konusunda Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde 2012 yılında doktorasını yapan Şenpazarlıhemşehrimiz hâlen Sinop Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ergün Acar’ın Kastamonu Yöresi Söz Varlığı adlı kitabının yeni baskısından (2015) gazetemizin 17 Ağustos 2021 tarihli baskısındaki köşe yazımızda söz etmiş, Kastamonu ağzıyla ilgili diğer yayınlarına da kısaca değinmiştik. Bu yazımızda Dr. Ergün Acar’ın sözlüğündeki deyim ve deyimleşmeye aday bazı ifadeler üzerinde duracağız.
Önce deyim nedir? Halkın anlayacağı dille anlatalım. Dünya dillerinde bir olay, bir hareket veya bir hâl/durum karşısında duygu ve düşünceyi anlatan, genellikle mecazi anlamı bulunan birden fazla kelimeden oluşan kalıplaşmış söz varlıklarıdır. Ayağını yorganına göre uzatmak dendiğinde hiç kimse ayak ve yorgandan söz edildiğini anlamaz. Gelirine göre harcama yapmak gerektiğini anlar. Deyimler, atasözleri gibi hüküm, öğüt bildirmezler. Hâl, durum bildirirler. Söz gelimi; aceleci insanların durumu; eli ayağına dolaşıyor, etekleri zil çalıyor, ateş almaya mı geldin gibi deyimlerle anlatılır. Bu açıklamalardan sonra Dr. Ergün Acar’ın derlemelerinden seçtiğimiz örneklere geçebiliriz. Çok sayıdaki söz varlığından ancak otuz örnek verebiliyoruz:
ba yeninden atmak: Karın lapa lapa, iri parçalar hâlinde yağması (s.3)
ağız tadı ile satmak: Uygun fiyata satmak (s.10)
ağrınıyenlitmek: Kendini küçük düşürmek, onurunu kırmak (s.12)“Ahmet Ağa’dan araba isteyip de ağrını yenlitme, vermez.”
alımını almak: Bir şeyin veya bir işin kolayını almak, meleke kesbetmek, alışmak (s.22, ilmini almaktan bozma). “Usta işin alımını almış, eline hiç iş bulaşmıyor.”
avkurudan tazı goyvermek: Beklenmedik bir anda, ansızın lüzumsuz bir şey söylemek (s.39)
ayran tasını gafayageçümek: Boş vermek, umursamamak anlamında bir deyim (s.44)
başı bütün olmak: Kız oğlan kız, bakire olmak, dul olmamak (s.60)
cılgazakluk etmek: Bir şeyi uydurup konuşmak (s.100)
çıkım çıkmak: Karşılık vermek, çıkışmak, ağız kavgası yapmak (s.133)
daladagmak: Boş vermek (s.156)
dopcagalsın/dopgalsın: Az kalsın (s.180). “Dopcagalsıngatır beni ciyneyeceydi.”“Dopgalsıngidiyodum.”
dört gözle beslenmek: Analı babalı büyümek. “Dört gözle beslenesi.” duası edilir (s.184)
eceli kokmak: Eceli, ölümü gelmek. Ölmek (s.192)
gaturdangaraguş etmek: Hatırdan uzaklaştırmak, dostluktan çıkarmak (s.244)
gaypuntuya gitmek: Karambole gitmek, arada kaynamak (s.247)
gıcırım boğmaya getirmek: Aceleye getirmek (s.259)
girdigarnıma bir davşan: Aşırı heyecandan dolayı yerinde durulmaması gibi hâller için söylenen bir deyim (s.268)
halat nazara geldi: Eli kulağında, oldu olacak (s.305)
hoşaf suyu gadaagrabalıg olmak: Uzak akrabalık (s.328)
imi bir etmek: Aynı fikirde anlaşmak (s.353)
karnı almamak: Kıskanmak, çekememek (s.369)
kulpunu salıvermemek: Bir işin veya kişinin peşini bırakmamak (s.400)
öküzün ön kolu gibi yimek: Çok yemek (s.471)
paçariz etmek: Engel olmak (s.479)
parpanaya sarmak: Dalga geçmek, önemsememek, boş vermek (s.482)
rasgele paçariz: Tam yerine denk getirmek (s.503)
süksününü eğmek: Darılmak (s.543)
tuymunaıncıklanmak: Boşu boşuna üzülmek (s.588)
yumuşdutmak: Söz dinlemek (s.643)
yumuşdudmuyor: Bir şeyi iyi anlatamamak, bir haberi yerine ulaştıramamak anlamında deyim(s.643)
“Sadece o ilçede kullanılıyormuş”, izlenimini vermemek için deyimlerin derlendiği ilçeler, köyler kitaptan aktarılmamıştır.
Dr. Ergün Acar’ın sözlüğünde daha neler var neler? Yemek adları, bitki ve hayvan varlığı, tarım ve hayvancılık terimleri, doğumdan ölüme kadar geleneklerle ilgili terimler, akrabalık terimleri vb. Biz sadece, Kastamonucanın söz varlığından bir demet sunmakla yetindik… Dr. Ergün Acar’ın sözlüğünde yer alması gereken daha nice kelime, terim, deyim var… Çünkü onun her köye, her aileye ulaşması mümkün değildi. Ama, ömrü boyunca bu sözlük meşguliyetine devam edeceği kesin. Sözlüğün geliştirilmiş baskılarını mutlaka göreceğiz…
NAİL TAN