Gurbetçilerimizin ikametlerini Kastamonu’ya almaları, son günlerde yine il gündemimizde…
Ordu’nun 35 bin gurbetçisi ikametlerini Ordu’ya alarak; 750 bin nüfusa ulaştırılıp “Büyük Şehir” statüsüne alınmaları, gurbetçilerimizin Kastamonu’ya ikametlerini taşımaları için güzel bir örnek…
Ancak! Şu anki nüfusumuzla 750 bin nüfus için arada çok fark var. Dolayısıyla da Kastamonu’nun Büyük Şehir statüsüne geçmesi mümkün görülmüyor. Ama yine de 400 bini hedef kabul ederek başta vekil sayımız için ikamet taşımanın önemi ve gereği anlatılıyor. Dolayısıyla da nüfus yoğunluğuna göre yatırım ve destekler de artacak. Belediyelerimiz bu durumdan karlı çıkacakları aşikar.
Ancak Belediyelerin bu tür girişimleri yok ya da ses getirmiyor.
Peki, gurbetçilerimiz ne kadar sıcak bakıyorlar/bakarlar bu duruma?!
Yani sosyal paylaşım sitelerinde ve gurbetteki dernek etkinliği günlerindeki lokal milliyetçilik reel hayata taşınabilir mi? Ben açıkçası hiç sanmıyorum…
Ancak şöyle bir parantez açarak da bunun mümkün olabileceğini de düşünenler arasındayım:
Kastamonu’ya ikamet almanın bir şekilde özendirilmesi gerekiyor.
Birinci ve ikinci ikamet alanı seçilmesi mevcut. Yani ikamet Kastamonu’ya alınıp yaşanılan yer, (örneğin) İstanbul olarak düzenlenebiliyor. Bunun gurbetçimize anlatılması gerekiyor.
Proje olarak da:
Bu proje öncelikle ekonomi düşünülerek yapılmalı. Sonrasında manevi değerler zaten göz önün de bulundurulur…
Hükümetin farklı projeleri var.
– Bunlardan biri yöresel kalkınmaya ve geri-göç olgusuna uyarlanabilir.
Bu da TOKİ ile bir protokol hazırlanarak ‘gurbetçi memleketinde ucuza ev sahibi olabilecek’ sloganıyla çıkılmalı. (Detayları işin erbapları düşünür halleder nasıl olsa. Bizimkisi memleketten bir öneri olsun yeter.)
Ancak geçtiğimiz yıllardaki gibi ‘malı mülkü çocuklara devret ya da malı mülkü kendi üzerine al çocukların üzerinde bir şey görülmesin TOKİ’den ev sahibi ol sonra kiraya ver’ meselesinin önüne geçilmeli. Bu şekilde yapılan kura çekimleri ile ihtiyacı olmayanlar ihtiyaç sahiplerinin önünü kesmişlerdi.
Gurbetçiye TOKİ düzenlenirken; en az 5 yıl gurbette kalmış olması, ikametini Kastamonu’ya almasıyla en az 10 yıl TOKİ’deki kendi evinde ikamet etmesi, kiraya verememesi vs.. bağlamlar göz önünde bulundurulmalı…
Kastamonu’da olduğu gibi Anadolu’dan (başta) İstanbul’a yapılan göç de bir şekilde geri-göç olarak tarihe geçecektir.
Geri-Göç için bu sadece bir örnek. Bunun gibi farklı örnekler düşünülerek en azından özenti durumuna getirilmesi gerekiyor düşüncesindeyim. Biliyoruz ki Kastamonu’da hala bir göç var. Her ne kadar nüfusumuz artmış gibi görülse de bunun başlıca olgusu da Üniversite öğrencileridir.
Dolayısıyla da Kastamonu’da göç duracaksa yatırım şart. Geri-Göç oluşacaksa da özenti şart. Zira birçok hemşerimizin evi, işi, çocukları, torunları bulundukları şehirlerde. En azından emeklilerimizin geri gelmeleri sağlanmalıdır.
Yukarıda da belirttiğim gibi: Genç nesil için ikamet Kastamonu’ya alınıp yaşanılan yer, (örneğin) İstanbul olarak düzenlenebilir. Emeklilerimiz için de ucuza TOKİ ile projesi gündeme gelebilir…