Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın idaresindeki Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin 30 Ağustos 1922’de zaferle sonuçlanması sayesinde bu toprakların ev sahibiyiz, aksi halde ortaya çıkacakları düşünmek bile can yakıcı, senaryo boyutunda dahi kabul edilemez…
Kapkara bir kabus.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ulusal bağımsızlığa giden yolda emek veren yekun kahramanlar, döneme ruhunu veren Kuvayi Milliye…
Baş tacımız.
Kurtuluş Savaşı’nın zaferle taçlanmasının etkenlerinden biri olan bir ilde yaşıyor olmak bugün başlı başına bir iftihar sebebi, “Kastamonuluyum” derken övünçten başımızın göğe ermesi çok normal, iyi ki bu ilde doğmuşuz…
Kolay değildi dedelerimizin, nenelerimizin üstesinden geldikleri iş.
“Kastamonuluyum” demenin bir diğer iftihar sebebi de illa ki aslı “Zihniyet Devrimi” olan Şapka ve Kıyafet Devrimi’ne ev sahipliği yapmış olmamız…
Kastamonu, Daday, İnebolu nutukları; Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini en derininden anlatan konuşmalar.
Bugün hem 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı hem de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 23-31 Ağustos tarihlerini kapsayan Kastamonu gezisini kutluyoruz…
Başka bir şehre nasip olmayan mutluluklar.
Hem ulusal tarihimizi öğrenelim…
Hem de Atatürk’ün 30 Ağustos’ta yaptığı Daday ve Kastamonu nutuklarının içeriklerini anlayalım.
“Kastamonuluyum” demek büyük mutluluk…
Ardında bir devletin kuruluşunda ve medeniyet yolundaki yolculuğunda köşe taşlarından biri olmak övüncü var.
Not: Önümüzdeki günlerde “kooperatifçilik” üzerine bir yazı yazmayı düşündüğüm için, bu alandaki haberlere algı kanallarım çok açık, eskiden de hassasiyetim vardı elbet…
“Tek başına kurtuluş” yok çünkü.
DÜNYA Gazetesi yazdı…
“İzmir Şekerciler ve Pastacılar Odası”, üyelerinin artan girdi maliyetlerinin önüne geçmek için toplu alım yapmayı akıl etti, kooperatif kurdu, piyasada bin 100 TL olan şekerin çuvalını oda üyelerine 800 TL’ye satın aldı bu sayede.
Dünyada örnekleri çok…
Türkiye’de “ilk”.
Şeker fabrikalarından 60 TIR şeker çektiler…
Çuval başına 300 TL avantaj sağladılar.
Hatta…
İthalata soyundular.
Sadece şeker değil…
Ayçiçeği yağı ve un için de aynı modeli uygulama derdindeler.
Haliyle diğer illerdeki meslek odaları da aynı modeli uygulamanın peşine düşmüşler…
Yol yordam soruyorlarmış.
Kastamonu’da meslek odalarında durum nedir?…
Belki bizimkiler de “kooperatif” modeli üzerinde çalışıyorlardır.
Kastamonu esnafı da zorda malum…
Girdilere mağlup.
MUSTAFA AFACAN