2019 Yılında Kastamonu’da düzenlenen Kastrofest’in bir devamı niteliğinde olan etkinlik adeta Kastrofesti İstanbul’a taşıdı.
Kastamonu ve çevresinin doğal, kültürel ve tarihsel mirasına sahip çıkarak bölgenin sürdürülebilir gelişimine katkıda bulunan Dünya Mirası Kastamonu İnisiyatifi (DMKİ), 2019 yılında Kastamonu’da düzenlediği “Kastrofest”ten sonra bu kez de İstanbul’da çok renkli bir Kastamonu Gastronomi etkinliğine imza attı. İstanbul Kent Üniversitesi iş birliğiyle “Kastamonu Mutfağı Akademide” adıyla planlanan etkinlik, Slow Food Kastamonu Yeryüzü Pazarı’nın katılımıyla 10-11 Kasım tarihlerinde İstanbul Kent Üniversitesi’nde çok boyutlu bir programla gerçekleşti. Bir yandan üniversitenin Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileriyle yapılan workshoplarla Kastamonu mutfağının kara çorba gibi, eğşili pilav gibi özgün ve coğrafi işaretli ürünleri uygulamalı olarak öğrencilere tanıtılırken, diğer yandan da “Coğrafi İşaretli ve Slow Food Nuhun Ambarı Listesinde Yer Alan Ürünlerin Yöresel Mutfakların Gelişimine Katkıları” ve “Yöresel Mutfakların Nihai Tüketiciye Ulaşmasında Standardizasyon; yöresel lokantaların sürdürülebilirliği” konularında düzenlenen panellerde gastronomi dünyasının tanınmış isimleriyle bu konular masaya yatırıldı. Etkinliklere paralel olarak, Kastamonu’dan gelen Slow Food Yeryüzü Pazarı üyeleri, açtıkları standlarda ürünlerini sergilediler ve satış yaptılar.
Organizasyonu başından sonuna kadar yöneten isimlerden olan Slow Food Kastamonu Lideri Gülsen Kırbaş, etkinlik konusunda şunları söyledi:
“Üyesi olduğum Dünya Mirası Kastamonu İnisiyatifi (DMKİ) , kuruluşundan bu yana son 5 senedir gerek Kastamonu’da, gerekse İstanbul’da ses getiren birçok sosyal projeye imza attı. 2019 yılında Kastamonu’da Vedat Tek Kültür ve Sanat Merkezinde, Kastamonu’nun ilk gastronomi festivali “Kastrofest”i düzenlemiştik. Tüm ili kapsayan çok geniş bir katılımla ve 10.000 kişiyi aşan ziyaretçi sayısıyla hala unutulmayan bu etkinliği o zaman kentin kamu ve yerel güçleriyle işbirliği içinde gerçekleştirmiştik. Bu sene de neden bu gastronomi şölenini İstanbul’a taşımayalım dedik ve kolları sıvadık. İstanbul Kent Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü iş birliği ile başlatılan ve aylar süren çalışma kapsamında, detaylı bir program hazırladık ve 10-11 Kasım tarihlerinde etkinliğimizi gerçekleştirdik. Projeye üçüncü destek ayağı olarak Slow Food Kastamonu Birliği’nin Yeryüzü Pazarı da katıldı. Ben hem Slow Food Kastamonu Lideri, hem de DMKİ üyesi olarak, Kastamonu-İstanbul arasındaki koordinasyonu sağladım. Her biri çok değerli üreticiler olan üyelerimizi İstanbul’a getirdim. Belediyemizin desteği ile ulaşımımızı sağladık. Üyelerimizin birçoğu etkinliğe zengin standlarıyla katılarak renk kattılar. Aynı zamanda üyemiz olan kadın ustalar, ilimize ait yemekleri, teknikleri ve ürünleri üniversitenin öğrencilerine uygulamalı olarak öğrettiler. Bu Kastamonu adına, hatta tahminimce herhangi bir Anadolu mutfağı adına bir İstanbul üniversitesiyle yapılan bu düzeydeki ilk işbirliği. Güzel bir model oluşturduğumuzu düşünüyorum. Şimdiden başka kurumlardan da işbirliği talepleri gelmeye başladı. Türkiye’nin 4. yeryüzü pazarı olan “Slow Food Kastamonu Yeryüzü Pazarı” katılımcıları ve Kastamonu mutfağını temsil eden markalar üniversitenin bize sunduğu imkanlarla iki gün boyunca üniversitenin bahçesinde ziyaretçilere adata bir festival yaşattı. Mekan İstanbul’un göbeğinde, Taksim Meydanının yanı başında idi. Sağlıklı beslenmeye önem veren aydın bir kesimin yaşadığı Beyoğlu, Cihangir, Gümüşsuyu gibi semtlere 5-10 dakika yürüme mesafesindeydi. Gerek Beyoğlu Belediyesi, gerekse tüm bölge muhtarlıkları, billboardlarla, afiş, pankart ve el ilanlarıyla günler öncesinden etkinliğimizin duyurusunu yaptılar ve semt sakinlerinin üniversite kampüsüne akın etmesini sağladılar. Kendilerine müteşekkiriz. Semt sakini birçok sinema, tiyatro sanatçısı, yazar, öğretim görevlisi, standlarımızı ziyaret ettiler, bizlerle sohbetler ettiler, ürünlerimiz hakkında bilgilendiler ve bol bol alışveriş ettiler. Gerek ticari anlamda, gerekse tanıtım anlamında mükemmel bir organizasyon oldu. Hedefi 12’den vurduk diyebilirim. Kastamonu’ya gelip, ilimizi gezmek görmek ve tadına baktıkları lezzetleri yerinde yemek isteyen yüzlerce potansiyel ziyaretçi kazandık. Bu da işin cabası oldu. Sonuçta tatlı bir yorgunlukla kentimize geri döndük.
Bir kez daha görmüş olduk ki, temiz ve doğal yöntemlerle üretilen, yöreye özgü “gerçek gıda”ya ilgi büyük oluyor. Gıda dahil herşeyin kirlendiği dünyamızda, güvenilir, kaynağı bilinen temiz gıda, zor bulunur bir nimet olmaya başladı. Bilinçli insanlar sağlıklı beslenme için fedakarlıktan kaçınmayıp nerede olursa olsun, bu gıdaları buluyorlar. Kastamonu mutfağında bu özelliklere bir de eşsiz lezzet ilave olunca, aslında iş sadece bu ürünü pazarlamaya kalıyor. Gerek DMKİ olarak, gerekse Slow Food Kastamonu Birliği olarak, hedefimiz bu tür etkinlikleri artırarak farklı lokasyonlarda sürdürmek. Çok verimli bir işbirliği oldu. Öte yandan Slow Food Kastamonu Yeryüzü Pazarı olarak, yazın Cumhuriyet Meydanında açtığımız pazarımızı, kış aylarında da ilimizin kapalı bir mekanında sürdürmeye kararlıyız.”