Candaroğulları Beyi Süleyman Paşa’nın kurduğu, vilayetimizin yüzyıllarca medeniyet merkezi olmasında mihenk taşlarından, Birinci Dünya Savaşı’nda “Mevlevi taburu” olarak yurt savunması için cepheye koşan, Kurtuluş Savaşı’nda ilimizde Kuvayi Milliye örgütlenmesinde başı çeken “Kastamonu Mevlevihanesi”…
Yıkılan binaları ayağa kaldırılmayı bekliyor.
Candaroğulları Beyliği Kastamonu’yu 1309 yılında egemenliği altına aldı, Candaroğulları Beyi Süleyman Paşa “Mevlevi” idi, bugünkü İsfendiyar mahallesinde “Mevlevihane” kurdu, “resmi mesaisi haricinde kalan zamanını ibadet etmek, alimler ve fazıllar meclisinde tefsir, hadis ve sair muhtelif ilim ve fenlere ait meseleler üzerinde görüşmekle geçirdi” [1], beyliğin merkezi olan Kastamonu sosyal, ekonomi ve kültür olarak altın çağını yaşadı…
“Candaroğulları” ve “Kastamonu Mevlevihanesi” bağı anlaşılmadan ve anlatılmadan Kastamonu tarihi eksik kalacaktır.
Bölgenin “bilim ve irfan” merkezi Kastamonu Mevlevihanesi’ne “İsfendiyar mahallesi, Gaybılar deresi, Tabaklar mevki” asırlarca ev sahipliği yaptı, “vaktiyle burada mükemmel binalar halinde dergah, imaret, cami, türbe, hamam ve misafirhaneden müteşekkil bir külliye” [2] bulunuyordu…
600 yıllık kadim “eser”.
Kastamonu Mevlevihanesi’nin son şeyhi Amil Çelebi oldu, Birinci Dünya Savaşı’nda yurt savunmasına destek amacıyla “Mevlevi Taburu” kuruldu yurt çapında, Amil Çelebi ilimizdeki Mevlevi dervişleri ile cephenin yolunu tuttu…
Mevlevi Dedesi Amil Çelebi anlaşılmadan ve anlatılmadan Kurtuluş’a giden süreç eksik kalacaktır.
Birinci Dünya Savaşı bitti, Osmanlı toprağı işgal kuvvetleri arasında pay edildi, Anadolu halkı Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde birleşerek tüm yurtta Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri açmaya başladı, “Kastamonu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” kuruldu, devamını Saime Ayoğlu’nun anılarından okuyalım, “Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerine biz Kastamonu kadınları da katılarak Müdafaa-i Hukuk Kadınlar Cemiyeti’ni açtık ve çalışmalarımıza başladık. Kastamonu Valisi olan vatanperver, milliyetçi Cemal Bey’in direktiflerinden çok yararlandık. Şunu da ekleyeyim, orada bulunan Mevlevi Amil Çelebi’nin de Kastamonu Müdafaa-i Hukuk Kadınlar Cemiyeti’ne büyük yardımları olmuştur. Birinci Başkanımız Mevlevi Şeyhi’nin eşi, İkinci Başkan Polis Müdürü Halil Bey’in eşi Zekiye Hanım, Genel Sekreter benim, diğer üyeler Reji Müdürü Ömer Bey’in kızı, Defterdar Ferit Bey’in eşi, İzbeli Hafız Hanım, Maarif Müdürü Talat Bey’in eşi…” [3]…
Amil Çelebi’nin eşi Zekiye Hanım anlaşılmadan ve anlatılmadan Kastamonu’nun “Kurtuluş Savaşı” tarihi eksik kalacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti kuruldu, tekke, zaviye ve dergahların kapatılmasıyla birlikte “Kastamonu Mevlevihanesi” de işlevini yitirdi, 600 yıllık tarih “tarumar oldu”, geriye kalan harap alan 21 Ocak 1959 tarihinde dönemin Cumhurbaşkanı’nın imzası ile hazineye devrolundu, yerine imam hatip okulu yapıldı…
Kastamonu Mevlevihanesi’nden geriye bir “hamam” bir de “türbe” kaldı “yadigar”.
Hemşerimiz Kent Tarihçisi Fahri Özbek Kastamonu Mevlevihanesi’ne ilişkin fotoğraf ve belgelerini kaynaklarını belirterek yayımladı sosyal medya hesabında geçtiğimiz günlerde…
Kastamonu’nun “kültür” korumacılığına ilişkin çok büyük bir katkıdır bu.
Özbek sayesinde gündeme gelen fotoğraflar Kastamonu Mevlevihanesi’nin “yine” ayağa kaldırılması için yeterli “bilgi, belge, doküman” bir nevi…
Fotoğraflar sayesinde yapının “röleve, restorasyon, restitüsyon” projeleri çizilebilir ve “rekonstrüksiyon” yapılabilirpekala.
Kastamonu Mevlevihanesi, bir “inanç” mekanının ötesinde gerek Kastamonu gerekse Anadolu adına “tarih, kültür ve mimari” anlamlar taşıyor…
600 yıllık tarihi silip atamayız.
[1] Fazıl Çiftçi, Kastamonu Camileri-Türbeleri ve Diğer Tarihi Eserler, Kastamonu, 2018, S. 291
[2]Fazıl Çiftçi, Kastamonu Camileri-Türbeleri ve Diğer Tarihi Eserler, Kastamonu, 2018, S. 289
[3]Fahri Özbek, Kurtuluş’un Anneleri, Kastamonu Gazetesi, Kastamonu, 10 Aralık 2019.
MUSTAFA AFACAN