Bu haftaki lezzet durağımın tüyosu sözüne ve damak lezzetine çok inandığım ve güvendiğim bir dostumdan, abimden geldi.
Kapısından girdiğiniz anda farkı hemen görebiliyorsunuz. Şimdiye kadar gitmediyseniz çok şey kaçırmışsınız diyebilirim.
Hamburgerin eti harika, zaten ekmek kendi ellerinden çıkıyor; hazır paketlerde satılan ekmeklerden değil. Yanında gelen patates ve soğan halkası bambaşka bir lezzet, hele ki bir tatlıları var ki, damağınız ve mideniz adeta “Bir tane daha gönder” diye yalvarıyor.
Hamburgerler gibi tatlıların hepsi müthiş lezzetli, patatesten ve birkaç soğuk içecekten başka ketçap ve mayonezler dahil hepsi kendi imalatları; lezzeti de buradan geliyor zaten.
Hamburgerlerin köftesi kasap köfte dediğimiz cinsten, ayrıca ekmeklerin tüm çeşitleri organik, çocuklarınızla birlikte bu lezzetleri bu mekanda tatmak ayrı bir keyif.
Ambiyans, güleryüz, hijyen hepsi dörtdörtlük. Diğer hamburgerler ile fiyat karşılaştırması yapmayın bu ucuza kaçmak olur. Dondurulmuş ürünlerden oluşmayan doğal bir hamburger yemek istiyorsanız Ismailbey Mahallesi, Kışla Caddesi (Eğitim Fakültesi karşısı) Girişken Apt. No:45/D ‘de Mus-Tank Burger sizleri bekliyor.
İşyeri sahipleri Mustafa Girişken ve Alper Karaç ‘hem mektepli, hem alaylı” dediğimiz şeflerden, ustalardan. Tam “Tencere düşmüş, kapağını bulmuş” misali iki dost yan yana gelmiş ve bu güzel mekanı açmışlar.
Ortaklardan Mustafa Girişken ufak bir rahatsızlık geçirdiğinden hastanedeymiş, kendisine acil şifalar dilerim. Bu nedenle diğer ortak Alper Karaç ile görüşüyorum.
Alper Bey’in, DolceBy. Nusret’in eski tatlı şeflerinden olduğunu öğreniyorum.Şunları söylüyor:
“Ben Denizli doğumluyum. Biz ortağım Mustafa ile 2018 yılında Mutfak Akademisi adı altında özel bir akademide eğitim aldık. Mustafa ile farklı bölümlerdeydik. Mustafa profesyonel aşçılık üzerine eğitim aldı, ben ise uzun dönem pastacılık ve ekmekçilik üzerine eğitim aldım.
Ancak ekstradan bir de yiyecekler ve içecekler üzerine 4 ay süren Mustafa ile aynı sınıfta bir eğitim programına katıldık. Mustafa ile dostluğumuz orada başladı.
Ben daha önce on sene bankacılık yaptım, Mustafa’nın gıda sektöründe benden daha önce tecrübeleri var. 170-180 kilolardaydı ve ünlü burgercilerde 40 burger yemişliği vardı, şimdi manken gibi. Kastamonu’da okurken ilk wafflecıyı açan kendisi. Daha sonra Bulgaristan’daki tahsili döneminde ilk çiğ köfteciyi orada açmış.
Hem mesleki, hem yeme içme olarak bir geçmişi var Mustafa’nın. Önce Bodrum’da Türkiye’nin en iyi restoranlarından birinde daha sonra Avrupa’nın en iyi dürümcüsü seçilen Kadıköy’deki Street Food’da çalıştı. Ben de bu süreçte İstanbul’da Dolce pastanesinde çalıştım.
Mustafa memlekete dönmeyi düşündüğünü, hem de Kastamonu’da birşeyler yapmayı istediğini belirtti. Aynı süreçte bende memleketim yerine Anadolu’da bir yeri düşünüyordum.
Bizim işimizde genelde bir şefle bir yatırımcı bir araya gelir, bu ortaklıkta yatırımcı parasını koyar, şef ise hem parasını hem emeğini ortaya koyar; bu da bizi kötü hissettirir doğrusu.
Mustafa bana, “Gel bizim oraya açalım, bir bütçem ve düşüncelerim var, sende bütçeni ve düşündüklerini koy ortaya” dedi. Hemen haftasında buraya geldik, uzun süren araştırmalardan sonra hesabımızı kitabımızı yaptık ve işlerimizden istifa ettik, burayı açtık. Ancak resmi açılış yapmadık bir eksiğimizi aksaklıklarımızı görelim istedik.
Konseptimiz aslında ortağımın projesi, hem yatırım hem iş anlamında birbirimizi çok iyi tamamladık. Aslında biz sokak lezzetlerinden burger yapıyoruz. 13 çeşit burgerimiz, spesiyal kuzu, balık ve tavuk burger yapıyoruz. Burgerin sabit özelliklerinden birisi, arasında iyi bir köfte bulunması.
Tüm ürünlerde yarı mamulü kendimiz hazırladığımızdan ekmeğimizin ve malzemelerimizin gramajı da lezzeti gibi farklı.
Mus-Tank Burger ismine gelince… Mustafa’nın isminin ilk üç harfi ile kolunda ucundan burger fırlatan bir tank dövmesinin birleşiminden geldi Mus-Tank ismi.
Sabah 12’de açıp 22.00’ye kadar hizmet veriyoruz, ancak saat 24.00’e kadar paket servisimiz devam ediyor. Dışarıya servislerde sipariş adedi önemli; bir adet için servis yapamıyoruz.
Kastamonu’da rekabet var, ancak esnaf birbirini kötülemiyor; İstanbul’daki gibi kırıcı ve çirkin bir rekabet yok. Anadolu insanı dinliyor, anlıyor, kıyaslıyor ve daha vicdanlı.”
Çok güzel giden sohbetimize son vermek zorunda kalıyoruz. Zira ortağının da olmamasından dolayı iş omuzlarına daha fazla binmiş gibi görünüyor. Sohbetimizi sık sık kesip müşterileri ile ilgilenmek zorunda kalıyor Alper Karaç.
- ••
Bu çeşit işletmeler, restoranlar yaşadıkları yöre insanının kültürlerine göre farklılık gösterir. Bazı yerlerde ambiyans ve yaratıcılık, bazı yerlerde manzara ve mekan şıklığı ön plana çıkar. Mus-Tank Burger ise hem yaratıcılık, hem mekan şıklığı, hem de lezzet olarak ön plana çıkmış durumda.
Umarım bu ortaklıkları devam eder ve uzun seneler başarılı bir şekilde işlerini yürütürler. Zira bunu fazlası ile hak ediyorlar.
“Önce farkı yaratırsın, sonra da fark yaratırsın.” (T.Topaloğlu)
Yazı ve Fotoğraflar: Bülend Çadırcıoğlu