Eskiden nenelerimizin annelerimizinsıklıkla yaptığı unutulmaz bir lezzet, özellikle hafta sonları Cumartesi ve Pazar günleri dededen toruna tüm akrabaların toplanıp bu lezzeti eğşi veya ayran ile afiyetle tükettikleri bir lezzettir Kastamonu et ekmeği.
Tüm hısım akraba toplanır toplanmasına da yapana çok zor olur zira tek tek yendiğinden kalabalık olan ev halkından dolayı herkesin sırası bittiğinde ilk önce yemiş olan tekrar acıkmıştır ve yeniden sofraya buyur edilir bu döngü böylece uzun saatler sürer gider. Hatta bazen öyle bir hal alır ki et ekmeğinin yemesini abartanlara hünerli ellerde incecik açılan hamur kalınlaşmaya başlar çabucak doyurup başkalarına sıra gelsin istenirdi.
Öncelikle ekmek için bir saç gerekir ve saçın altı ekmeğin güzel pişmesi yanmaması için ıslatılan külle kaplanır. Odun ateşinde yapılan makbuldür.
Et ekmeğinin hası etinin satır ile ağaç kütükte dövülerek kıyma haline getirilmesi ile yapılanıdır ve eskiden tüm evlerde et satır ile dövülerek yapılırdı ev halkının ve misafirlerin sayısına göre dövülen ete, soğan, karabiber, kimyon, tuz, maydanoz ve isteğe göre yeşilbiber de katılır. Biraz su ilave edilerek tüm bu malzemeler özellikle tahta kaşıkla karıştırılır.
Hamur teknesinde hazırlanan hamur yoğurularak usta eller tarafından açılır malzemeler içine konularak ısınan sacın üstünde bir güzel yağlanarak pişirilir.
Midesinden biraz rahatsız olanlar ise yağlama işlemini pişerken sac üzerinde değil et ekmeği piştikten sonra yağlanmasını isterlerdi.
Bütün bu işler ev halkının özellikle bayanların imece usulü ile yapılırdı.
Et ekmeğinin yanı sıra aynı hamurun içine et yerine yoğurt, patates, ıspanak, mantar, peynir ve çemensiz pastırma gibi hazırlanan iç harçları konularak farklı lezzetlerde ortaya çıkarılır.
Et ekmeği yapılışını anlatırken etin ve hamurunun gelen misafirlere göre hemen tükenmesi gerektiğini unutmamak gerekir hatta yetmeyen hamur ara ara tekrar yoğurulur hamurun uzun süre bekletilmesi olmaz açılıp hazırlanıp pişirilerek sıcak sıcak servis edilirdi.
Kastamonulu ailelerin vazgeçilmez yiyeceklerinden biri olan et ekmeği dışarıdan gelen misafirlere de ikram edilen ürünlerin en başında gelmektedir.
Bugün için et ekmeği veya etli ekmeği yapan birçok mekanlarhizmet vermeye başlamış durumda ve bunlardan biri de bu işi eski usulde iyi bir şekilde yapan Şeyh Şaban-ı Veli Caddesi üzerinde bulunan Şehr-i Lezzet.
Ülkü Damgacıoğlu kendilerine ait olan bahçeli ahşap evde bu işe 2018 yılı sonunda başlamış.
Müşteri durumu yoğun olduğunda biraz beklemeniz gerekiyor zira anlattığımız gibi hamur ve eti o an içinde hazırlıyor bu şekilde olması ise kendi elleriyle hazırladığı ekmekleri mükemmel bir lezzete dönüştürüyor.
Ülkü Damgacıoğlu’nın en büyük destekçileri Eşi Özcan Bey ve 2 kızları fırsat buldukça yardımcı oluyorlar.
Patates ekmeğini de yaparken patatesi pişirdikten sonra baharatları ile kavurduğundan ayrı bir lezzet.
Ekmek çeşitlerinin ve serpme kahvaltının yanı sıra yöresel lezzetlerimizden eğşili pilav, kendi hazırlayıp kestiği erişte, ev baklavası, kaşık helvası, siparişe göre etli sarma gibi ürünleri de misafirlerine sunabiliyor.
Kısacası et ekmeğinden yoğurt ekmeğine, bandumadan simit tiritine kadar tüm ürünlerde el emeğinin yanı sıra sevgisini de katıyor Ülkü Hn. Restorasyonu yapılmış bahçeli ahşap evinde parmak ısırtan lezzetlere imza atıyor.
Ülkü Damgacıoğlu;
” Bu ev eşimin babasından kalma ben buraya Taşköprü Germeç’den gelin geldim. Burayı bir işletme gibi değil evim gibi görüyorum ve gelen misafirleri de evime gelen misafirler gibi görüp o şekilde hizmet veriyorum. Bu ekmeği evimde nasıl yapıyorsam çoluğuma çocuğuma nasıl yediriyorsam o şekilde yapıyorum.
Hazır kıymadan asla ekmek yapmam etimi aynı gün alır kullanırım, babamın kasap olmasından dolayı et konusunda bilinçliyim, hamurum 1,5 saatte harcanmaz ise kesinlikle ondan ekmek yapmam ona göre hamurumu yoğururum.
Elimin lezzeti de gelen misafirlerimizin söylediğine göre çok iyi ki memnuniyetleri beni daha çok mutlu ediyor.
Kahvaltı da verdiğimiz ürünlerde ekmek, reçel çeşitleri ve peynir dahil kendim yapıyorum.
Bahçe haricinde 30 kişilikte kapalı alanımız mevcut. Genellikle kalabalık grup almamaya çalışıyorum hem çok yorucu oluyor hem de kalitem düşüyor ama 20-25 kişilik gruplarda bir problem olmuyor.
Bu işi yapmayı hep hayal ettim ve sonunda eşiminde desteği ile hayallerim gerçek oldu.” dedi.
Şehr-i Hisar Yöresel Ev Yemekleri Hisarardı Mahallesi Şeyh Şaban-ı Veli Caddesi Şahin Sokak No:30/1 adresindemütevazi ama ne yaptığını bilen bir işletmecilik anlayışı ile kısa sürede aranılan bir mekan olmayı başarmış.
Dünyada birçok kabiliyetli kişiler, küçük bir cesaret sahibi olmadıkları için kaybolurlar. (Sydney Smith)
Yazı ve Fotoğraflar: Bülend Çadırcıoğlu